AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, reform sürecinde ciddi düşüş olduğu uyarısında bulunarak, “Türkiye’nin AB reformlarını ağırdan alması ilişkileri olumsuz etkiliyor” dedi.
Brüksel’de 9-10 Haziran’da düzenlenen Uluslararası Avrupa Hareketi Federal Konseyi toplantısına katılan Rehn, yaptığı konuşmada, Türkiye ile fiili müzakerelerin yakında başlayacağını belirterek, müzakere sürecinin uzun süreceğini, bu süreçte hem AB’nin hem de Türkiye’nin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi. “ABhaber.com” internet sitesinin haberine göre, yazar Pamuk olayına dikkati çeken Olli Rehn, bu çerçevede hala Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü alanında sorunlar var görüşünü dile getirdi.
Rehn, Türkiye’nin AB yolunda üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirdiğine işaret ederek, “Ancak reform sürecinde ciddi düşüş var. Türkiye’nin AB reformlarını ağırdan alması ilişkileri olumsuz etkiliyor” dedi. Ek Protokol’ün Türkiye tarafından uygulanmasının beklendiğinin de altını çizen Rehn, Türkiye’nin bu yönde AB’ye karşı yükümlülüğü bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin diğer aday ülkeler ile aynı şartlarda değerlendirileceğini vurgulayan Rehn,’’Türkiye ile yapılan Katılım Ortaklığı Belgesi KOB’da ortaya koyduğumuz gibi müzakerelerin ucu açık. Türkiye’nin boyutu gereği diğer aday ülkelerden farklı. Hazmetme kapasitesi AB’ye üye olacak ülkeler için kritik öneme sahip. Verimli çalışmayan bir AB’nin kimseye yararı olamaz. AB’nin genişleme dalgası tarihi bir başarıdır. Yeni üyeler AB’ye dinamizm getirdi’’ diye konuştu.
“AB’Yİ COĞRAFİ AÇIDAN
DEĞERLENDİRMEK YANLIŞTIR”
Belçika Dışişleri Bakanı Karel de Gucht ise toplantıda yaptığı konuşmada özetle şunları kaydetti: “Genişleme hem AB üyesi hem de yeni katılan ülkeler için büyük bir başarı. AB’nin yeni üyelere getirdiği istikrar, ekonomik kalkınma tüm Avrupa için önemli. İnsan hakları ve demokratik özgürlükler alanında sağlanan ilerlemenin kıtada refah ve barışı güçlendirdi. Bulgaristan ve Romanya’nın üyeliğinden sonra gerçekleşecek olan genişlemeye AB kendini hazır hissettiği zaman onay vermesi gerekir. AB’nin karar alma mekanizmalarının yeni bir genişlemeden önce verimliliğini ve etkinliğini tekrar tesis etmesi gerekir. Bu açıdan Avrupa anayasasının kabul edilip hayata geçirilmesi önem taşıyor.
AB’yi coğrafi açıdan değerlendirmek yanlıştır. Aday ülkelerin Kopenhag Kriterleri’ni ne ölçüde yerine getirdiği merkezi öneme sahiptir. Romanya ve Bulgaristan’ın üyeliğinin bir yıl ertelenmesi etrafında dönen tartışmalar da bu iki ülkenin üyelik kriterlerini tam yerine getirip getirmediği konusunda oluşan şüphelerden kaynaklanmaktadır.”
Toplantıda Türk Sivil toplumunu Prof. Dr Haluk Günuğur temsil eti.
|