Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Müzakereler sıkıntılı geçecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bundan sonra AB ile önlerinde uzun bir yol olduğunu belirterek, “Müzakerelerin sıkıntılı geçeceğinin sinyallerini alıyoruz” dedi. İktisadi Kalkınma Vakfı’nın kuruluşunun 40. yılı dolayısıyla İstanbul Swissotel’de düzenlenen yemekte konuşan Erdoğan, İKV’nin, Türkiye’nin AB sürecine 1965 yılından bu yana katkı verdiğini, katılım sürecinde de her alanda yoğun temposunu sürdürdüğünü söyledi.

“Bundan sonra AB ile önümüzde uzun bir yol var. Bu yolculukta da gece gündüz çalışacağız” diyen Erdoğan, gelecek süreçte de herkesle dayanışma içinde olacaklarını vurguladı. Bu dayanışmayla istenen ve beklenen sonuca ulaşacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Zorlu bir dönemden geçmiş olduk. Şu anda da artık fasıllar ve tarama süreciyle birlikte başladı. İnşallah bunun arkasından müzakereler başlayacak. AB ile müzakerelerin nasıl sıkıntılı geçeceğinin sinyallerini alıyoruz. Biliyoruz ki o da sıkıntılı geçecek. Şu ana kadar 22 fasılda tanıtıcı tarama yapıldı. 18 fasılda da ayrıntılı taramayı bitirdik. 3 Ekim 2006 tarihi itibariyle de bütünfasıllarda, yani 35 fasılda hem tanıtıcı, hem de ayrıntılı tarama tamamlanmış olacak. Bu süreç içinde gerçekten arkadaşlarımız dersini iyi çalışıyor. Bu gidiş gelişler zaman zaman az sayıda, zaman zaman çok sayıda oluyor. Ama ekiplerimiz çatır çatır orada çalışmalarını sunuyor.”

Erdoğan, bilim ve araştırma ile eğitim ve kültür fasıllarında fiili müzakere aşamasına geçildiğini, AB Dönem Başkanlığı’ndan alınan resmi talep karşılığında Türkiye’nin bu alanlara ilişkin müzakere pozisyon belgelerinin hazırlanarak AB tarafına iletildiğini söyledi. “Katılım süreci sadece tarama toplantılarından ibaret kalmamış, Türkiye bir yandan ev ödevlerini de yerine getirmiştir” diyen Erdoğan, 3 Ekim’den bu yana 17 fasıla ilişkin 16 düzenleme, 79 da ikincil mevzuat düzenlemesi yapıldığını bildirdi.

Diğer fasıllarda da benzer çalışmaların sürdüğünü vurgulayan Erdoğan, siyasal kriterler alanında ileri adımlar içeren 9. uyum paketinin ilan edildiğini ve yasama sürecinde öncelikli olarak gündeme alındığını anlattı. Başbakan Erdoğan, hükümetlerinin AB heyecanının, ilk günkü gibi devam ettiğini söyledi.

/ İSTANBUL

11.06.2006


 

Avusturya: Rum engeli aşılacak

Türkiye’nin AB üyelik sürecinde en önemli kilometre taşlarından biri olarak gösterilen fiilî müzakerelerin düğümü, yarın Lüksemburg’da çözülecek. AB dönem başkanı Avusturya’ya yakın kaynaklar, Rumların sergilediği engelleyici tutumdan üzüntü duyulduğunu, krizi aşmak için diplomatik çabaların hafta sonunda da sürdürüleceğini ve kendi görev sürelerinde Türkiye ile en azından bir fasılda müzakere sürecinin tamamlanmasının öngörüldüğünü söylediler.

Lüksemburg’da yarın AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını ayda bir buluşturan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi ile başlanacak. Toplantının, dönem başkanı Avusturya tarafından hazırlanan ve genel işler kısmını ilgilendiren resmî gündeminde AB devlet ve hükümet başkanlarının Brüksel’de 15-16 Haziran’da yapacakları zirvenin hazırlıkları ve göçmenlere karşı izlenecek ortak politika bulunuyor. Dış İlişkiler Konseyi kapsamında da Ortadoğu barış süreci, Afrika, Batı Balkanlar, Lübnan, Irak ve İran konuları ele alınacak. AB dışişleri bakanlarının en önemli gündem maddesini, aynı gün Türkiye ile yapılması planlanan Ortaklık Konseyi, Hükümetler Arası Konferans, fiili müzakerelerin bilim ve araştırma faslında başlatılması ve tüm süreç tamamlanıp katılım anlaşması imzalanana kadar geçici olarak kapatılması oluşturuyor. İlgili fasılda Brüksel’deki AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) düzeyinde üzerinde uzlaşma sağlanamayan AB ortak tutum belgesinin hazırlanması, Kıbrıs Rum kesiminin ısrarlı tutumuyla siyasî düzeyde dışişleri bakanlarına bırakıldı. AB dönem başkanı Avusturya’ya yakın kaynaklar, bu sonuçtan üzüntü duyulduğunu, diplomatik çabaların hafta sonunda da sürdürüleceğini ve kendi görev sürelerinde Türkiye ile en azından 1 fasılda müzakere sürecinin tamamlanmasının öngörüldüğünü belirtiyor. AB içinde yalnız kalmış bir görüntü verse de süreci şimdiye dek belirsiz tutmayı başaran Kıbrıs Rum kesiminin, hem Türkiye, hem AB iç siyasî şartları açısından iyi bir zamanlama yakaladığını düşündüğü, Türkiye ile AB arasında en üst düzey karar organı olması dışında fazla anlam taşımayan Ortaklık Konseyi ile ilgili ortak tutum belgesi üzerinde uzlaşma görüntüsü verse de benzer isteklerle masaya oturduğu bilim ve araştırma faslının ortak tutum belgesinde bunu yapmamış olmasının, son dakikaya kadar pazarlık gücünü tutma arzusunu yansıttığı ve fiilî müzakerelerin başlangıcında süreci siyasî çıkarlarıyla doğrudan bağlantılı hale getirme isteğiyle hareket ettiği belirtiliyor. COREPER toplantılarında sık sık pozisyon değiştiren Rum tarafı, daha önce bu yönde bir prensip uzlaşması yakalanmış olmasına rağmen bilim ve araştırma faslında müzakerelerin aynı gün kapatılmasına karşı çıkarak, Türkiye’nin liman ve havaalanlarını kendi gemi ve uçaklarına açmasına, siyasî ilişkilerin normalleştirilmesine ve uluslararası kuruluşlara üyeliğinde karşılaştığı engellerin kaldırılmasına endekslemek istemiş, dönem başkanı Avusturya tarafından sunulan tüm yapıcı önerileri ilginç gerekçeler ileri sürerek reddetmişti.

ORTAKLIK KONSEYİ

Krize dışişleri bakanları seviyesinde çözüm bulunması durumunda aynı gün Lüksemburg’da TSİ 17.30’da yine aynı seviyede Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplanacak. COREPER seviyesinde uzlaşılmış olsa da AB dışişleri bakanları tarafından değiştirilmesi mümkün olan toplantıyla ilgili AB ortak tutum belgesinde, Türkiye’nin reformları hızlandırması, sivil-asker ilişkilerini normalleştirmesi, dinî azınlıklara daha fazla özgürlük sunması, Gümrük Birliğini 10 yeni AB üyesine genişleten Ek Protokolün eksiksiz uygulanması, komşu ülkelerle ilişkilerin normalleştirilmesi ve AB-NATO işbirliğinin engellememesi gibi talepler yer alıyor. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Dönem başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in ortak basın toplantısıyla noktalanacak Ortaklık Konseyinin ardından bilim ve araştırma başlığında muhtemel fiilî müzakereler için Hükümetler Arası Konferans toplanacak. İlgili AB müktesebatının sınırlı olması sebebiyle, süreç tüm başlıklarda tamamlanıp katılım anlaşması imzalanıncaya kadar bilim ve araştırma faslının geçici olarak kapatılması aynı gün içinde mümkün olacak. Diğer aday ülke Hırvatistan da planlamaya göre Türkiye’nin ardından Lüksemburg’da bilim ve araştırma faslının müzakerelerini tamamlayacak. Türkiye’nin aksine Hırvatistan’la müzakerelerde AB ortak tutum belgesi üzerinde uzlaşma bulunuyor. AB kaynakları, eğitim ve kültür faslında ise Türkiye’nin tutum belgesini sadece 2 hafta önce AB’ye ulaştırdığına ve AB Komisyonuyla üye ülkelerin gerekli çalışmayı tamamlamadığına dikkati çekerek, müzakerelerin çok büyük ihtimalle Finlandiya’nın dönem başkanlığına kaldığını belirtiyor.

/ BRÜKSEL

11.06.2006


 

Sorunlar olabilir, ama biz dostuz

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, ‘’Sorunlar olabilir, ama biz dostuz ve dostlar her durumda,her zor şartta birbirleriyle temas kurmakta tereddüt etmez’’ dedi.

Bakoyanni, İstanbul’da düzenlenen İstanbul Conrad otelinde düzenlenen 4. Türk-Yunan Medya Konferansında yaptığı konuşmada, dostluk ve işbirliği mesajları verdi. ABD Başkanı John F. Kennedy’nin ‘’kriz’’ kelimesinin içinde ‘’tehlike’’ ve ‘’fırsat’’ olmak üzere iki anlam bulunduğuna işaret eden sözlerini hatırlatan Bakoyanni, her krizin içinde bir fırsat bulunduğuna işaret etti. Bakoyanni, bu fırsatı yakalayan Atatürk ile Yunanistan’ın eski lideri Elefterios Venizelos’un iki ülkenin tarihinde yol gösterici olduğunu söyledi.

Venizelos’un İsmet İnönü ile yaptığı mektuplaşmaya da değinen Bakoyanni, bu mektuplarda Venizelos’un ilişkilerin düzelmesinin her iki ülkenin de çıkarına olduğunu, iyi bir işbirliği ve anlaşmayla yakın bir dostluğun temelinin oluşturulabileceğini ifade ettiğini söyledi. Bu mektuplaşmaların ardından 80 yıl geçtiğini, ancak bu büyük çabaların sonucunun henüz alınamadığını kaydeden Bakoyanni, iki ülke arasında 1955’ten sonra her sene bir kriz ve gerilim dönemi olduğunu belirterek, ‘’Atatürk ve Venizelos’un bize bıraktığı mirasa ne oldu’’ diye konuştu. Bakoyanni, bir süre önce Türk ve Yunan savaş uçaklarının çarpışmasından sonraki gelişmelere de değindi.

Kazada parlak bir Yunan gencinin hayatını kaybetmesinden halkın hayal kırıklığına uğradığını belirten Bakoyanni, basında devamlı hava çatışmalarıyla ilgili resimlerin yer aldığını, Yunan kamuoyunda Türkiye’ye karşı bir güvensizlik bulunduğunu söyledi.

Kıbrıs sorununa da değinen Bakoyanni, ‘’Lefkoşa’nın Avrupa’da bölünmüş tek başkent’’ olduğunu belirterek, Kıbrıs sorununda her iki tarafın da çözümü arzu ettiğini, ancak gösterilen tüm çabaya rağmen, çözüme doğru çok yavaş ilerlendiğini söyledi.

Halkların birbirini desteklediğini ve bunun 1999’da Türkiye’de meydana gelen depremin ardından daha da iyi anlaşıldığını ifade eden Bakoyanni, gerginlik istemeyen halkın bazen politikacıları bile ikaz ettiğine işaret ederek, toplumların politikacıların daha da ilerisindeolduğunu kaydetti. Yunanistan’ın AB yolunda Türkiye’ye destek vermek yönünde stratejik bir karar aldığını da hatırlatan Yunanlı bakan, bütün Avrupa ülkelerinin AB içinde bulunması gerektiğine inandıklarını kaydetti.

Eski Doğu Bloku ülkelerinin AB’ye katılmasına da destek verdiklerini, bunun temelinde Avrupa’nın bütünleşmesinde boşluklara yer bırakılmaması düşüncesinin bulunduğunu belirten Bakoyanni, ‘’Türkiye bu birliğe katılırsa Avrupa mozaiğinin daha da zengin olacağını’’ söyledi. ‘’Almanya ve Fransa’nın başarabildiğini biz de başarmak istiyoruz’’ diyen Bakoyanni, eski düşmanlıkların, çekişmelerin, başarısızlıkların bir kenara bırakılması gerektiğini ifade etti.

Patrikhanenin Bizans’tan bugüne gelen bir kurum olduğuna ve Türkiye için bir tehlike oluşturmadığına işaret eden Bakoyanni, ‘’Türkiye AB kapısını çalarken, Patrikhane çok büyük bir avantaj, bir koz olabilir’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

11.06.2006


 

Gül: Ege, barış denizi olacak

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Ege’nin mutlaka Türkiye ve Yunanistan’ı birleştiren dostluk ve barış denizi olacağını bildirdi.

Gül, 4. Türk-Yunan Medya Konferansında yaptığı konuşmada, Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’yi İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, Ege’nin iki kanadındaki ülkelerin basın mensupları arasındaki dostluğun yanlış algılama ve önyargıların aşılmasına hizmet edeceğine inandığını kaydetti. Farklılıkların karşılıklı anlayış ve hoşgörü potası içinde giderilmesi gerektiğine inandıklarını söyleyen Gül, şunları kaydetti:

“Türk-Yunan ilişkilerinin ulaştığı aşama ve olgunluk düzeyi, sorunların diyalog, temas ve işbirliği yoluyla halledilmesi imkanını vermektedir. Türk ve Yunan halkları yeni sorunlar istemediği gibi halihazır sorunların da çözümlenmesini bizden beklemektedir. Türk-Yunan ilişkileri, özlü bir içeriğe ve geleceğe sahiptir. Bölge barışının da önemli bir unsurudur. Türkiye ile Yunanistan arasında geliştirilecek işbirliği ve ortaklık ilişkisi, Balkanlara, Karadenize, Akdenize ve bizi çevreleyen tüm coğrafyaya olumlu yansımalarda bulunacaktır. Ege, mutlaka bizleri birleştiren, dostluk ve barış denizi olacaktır. Beklentimiz, Türkiye, Yunanistan ve kapsamlı çözüm sağlanmış Kıbrıs’ın örnek bir işbirliği içinde bölgemizde barış ve istikrarın, kalkınma ve refahın sembolü haline gelmesidir. Bu işbirliği, ihtilaflar ve çatışmalardan yorgun düşmüş yakın çevremize de yansıyacaktır.”

Salonda bulunan medya mensuplarına da seslenen Gül, “Biz sizlerden kaleminizi, uluslarımızı yakınlaştırmak amacıyla kullanmanızı istiyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Gül, bir soru üzerine yarın Lüksemburg’da düzenlenecek Ortaklık Konseyi toplantısına katılıp katılmayacaklarını, aynı gün sabah yapılacak Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısından sonra karar vereceklerini bildirdi.

/ İSTANBUL

11.06.2006


 

Yasağa karşı 60 hafta

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından her hafta Abdi İpekçi Parkı’nda gerçekleştirilen “Başörtüsüne Özgürlük” eyleminin 18. haftasında yapılan açıklamada, başörtü yasağının sürdüğü hatırlatıldı.

Açıklamada, “Bu yasak ülkemizin özgürlük sorunu olarak halkımıza utanç verici bir paradoksu yaşatıyor. Yasakçılar, insanlarımızın inanç özgürlüğünü hiçe sayarak, eğitim haklarını ihlale devam ediyorlar. Bu yasak sürdükçe ülkenin özgürlük sorunu varolacaktır” denildi.Açıklamada şöyle denildi: “Devlet, hükümet, meclis silahlı kuvvetler ve sermayeye yön veren yöneticiler içinde adalet, özgürlük ve iyilik gibi fıtrat değerlerinin korunmasına önem veren, insan kalabilmenin uğraşısını veren, kimlik ve onur sahibi kimseleri bu yasağa itiraz etmeye çağırıyoruz. Herkese adalet, herkese özgürlük istemek onurlu insanların ve sivil kuruluşların namus borcudur.”

Öte yandan Sakarya Başörtüsü Platformu, yasak karşıtı eylemlerine yaptıkları 39. basın açıklamasıyla devam etti. Başörtüsü yasağının gündemden düşmemesinin ve ısrarla sürdürülmesinin, başörtüsünün temsil ettiği değerlerle, ülkedeki sistemin değerleriyle ters düşmesinden kaynaklandığı belirtilerek; insanların kendi inancı ve örtüsü için hakkını aramadığı sürece bu durumun değişmeyeceği ifade edildi.

/ ANKARA/SAKARYA

11.06.2006


 

Darbelere çizgi darbesi

Demokrat Gençlik Derneği’nin düzenlediği “Darbeler ve Demokrasi” başlıklı karikatür yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu. Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde gerçekleştirilen ödül töreni öncesinde Ulvi Alacakaptan ve ekibi “Başkasının Ölümü” adlı oyunu sergiledi.

Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Avukat Mustafa Ercan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Personel Müdür Yardımcısı İsmet Okuyucu katıldı. Birlik Sahnesi Oyuncuları’nın sergilediği “Başkasının Ölümü” adlı oyunla başlayan programda açılış konuşmasını yapan Demokrat Gençlik Derneği Başkanı Arif Hamdi Sazak, Mayıs ayının Türk demokrasi tarihindeki önemine değindi. “Bu ayda şüphesiz demokrasi fiilen işlemeye başlamış olmakla birlikte 27 Mayıs’ta da sekteye uğramıştır” diyen Sazak, demokrasi kapısının darbelerde birçok kez kapatıldığını ifade etti.

Demokrat Gençlik Derneği olarak başta gençlerden başlayarak toplumun demokrasiyi içselleştirmesi ve her alanda uygulaması için çalışmalar yapmayı kendilerine bir görev addettiklerini de konuşmasında aktaran Sazak, “Demokrasiye müdahalenin sadece bir ayağı olan darbelerin toplumda ve gençlerde nasıl bir etki oluşturduğunu görmek için düzenlediğimiz karikatür yarışmamız da bu amaç doğrultusunda yapılan bir çalışma olarak tarihe not düşülmüştür” dedi.

Sazak, demokrasinin sorunlarının ancak daha güçlü bir demokrasiyle çözülebileceğini vurgulayarak sözlerine son verdi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

11.06.2006


 

Yetimler Yeni Asya’da

İHH’nın “2. Uluslararası Çocuk Buluşması” programı için ülkemize gelen Sudanlı ve Pakistanlı yetim çocuklar, yazarımız Davut Şahin’in 104.4 Bizim Radyo’daki programına katıldılar.

Daha sonra gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’la da görüşüp, tesislerimizden ayrıldılar.

11.06.2006


 

Öğrenciler gelecekten kaygılı

Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın Eğitim Bileşenleri Araştırma Raporu’na göre, öğrenciler Türkiye’deki hayat kalitesinden memnun değil ve geleceklerini yurtdışında görüyorlar.

Sendikanın AR-GE Kurulunca, Ankara’da bin 855 ilköğretim, lise, üniversite öğrencisi ve üniversite mezununun katıldığı bir anket çalışması yapıldı. Araştırmaya katılanların yüzde 15’ini ilköğretim 5, 6, 7, 8. sınıf öğrencileri, yüzde 20’sini lise, yüzde 41’ini üniversite öğrencisi, yüzde 24’ünü de üniversite mezunları oluşturdu. Sendikanın yapılan bu anket çalışmasından elde ettiği verileri baz alarak hazırladığı öğrencilerin beklentilerini içeren rapora göre, araştırmaya katılan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Türkiye’deki hayat kalitesini düşük buluyor ve geleceklerini yurtdışında görüyor. Öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ülkelerin başında ise Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve ABD geliyor. Rapora göre, öğrencilerin yurtdışında yaşamak istemelerinin nedenlerinin başında, ekonomide yaşanan belirsizlik, gelir dağılımındaki uçurum, düşük ücret uygulaması, işsizlik, gelecek kaygısı, bürokratik uygulamalar ile devlete ve geleceklerine yönelik güvensizlik gibi faktörler yer aldı. Araştırmaya katılanların yüzde 55’i yurtdışında yaşamak isterken, yüzde 31’i ev, araba alacak ve iş kuracak kadar para kazanıp geri dönmek istediğini bildirdi. Yüzde 14’ü ise bu konuda kararsız olduğunu belirtti.

Araştırmaya katılanların yüzde 91’i yurtdışında yaşayan arkadaşlarının bu ülkeler hakkında anlattıkları, yüzde 93’ü çok daha özgür bir şekilde yaşama fırsatı bulabileceği düşüncesi, yüzde 74’ü, yurtdışı eğitiminin, Türkiye’ye geri dönülse dahi iş bulmayı kolaylaştıracağı düşüncesi, yüzde 68’i kendi ayaklarının üzerinde durma isteği, yüzde 89’u yaşam kalitesinin yüksek olması, yüzde 41’i eğitimde fırsat eşitliğinin olması, yüzde 35’i de yüksek öğrenimin sınavsız olması sebeplerinden dolayı yurtdışında yaşamak istediklerini bildirdiler. Bir bölümü ise yurtdışına gitme isteğini bir an önce iş hayatına atılma fırsatına bağladı. Bunların dışında yüzde 89’u gelecek kaygısından kurtulmak, yüzde

61’i yüksek ücretle iş bulmak, yüzde 57’si eğitim aldığı alanla ilgili iş bulmak, yüzde 52’si ekonomik istikrarsızlıktan ve krizlerden kurtulmak, yüzde 46’sı gelir dağılımındaki uçurumun verdiği rahatsızlıktan kurtulmak gibi sebepleri gerekçe gösterdi.

Rapora göre, sosyal ve bürokratik alanda yaşanan zorluklar da öğrencilerin çareyi yurtdışında aramalarına neden oluyor. Raporda, devletine güven duymayan gençliğin sayısının bir an önce önlem alınmasını gerektirecek düzeyde artığı ileri sürüldü.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, konuyla ilgili, ‘’Ülkemizin yarınlarını teslim etmek istediğimiz öğrencilerimizin ve gençlerimizin geleceklerini nerede aradıklarına ilişkin soruya verdikleri cevaplar ve gerekçeleri, yetkilileri bir an önce önlem alma doğrultusunda harekete geçirecek düzeydedir’’ dedi.

/ ANKARA

11.06.2006


 

Mecburî hizmette mağduriyet yok

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘’Anayasa Mahkemesinin, Mecburi Hizmet Kanunu’nun Anayasa’ya aykırı olmadığı yönünde karar verdiğini, bu nedenle mecburi hizmet kuralarıyla ilgili işlemlerin devam ettiğini bildirdi.

Akdağ, ‘’Doktorlarımızın mağdur edilmesi söz konusu değildir’’ dedi. Bakan Akdağ, CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu’nun, ‘’mecburi hizmet konusunda Anayasa Mahkemesi kararı beklenirken, uzmanlık eğitimini yeni tamamlayan doktorların diplomalarının rehin alındığı ve hiçbir şekilde verilmediği’’ yönündeki soru önergesini cevaplandırdı. Akdağ, mevcut uygulamaya göre, doktorların uzmanlık belgelerinin Sağlık Bakanlığınca tescil işlemleri yapıldıktan en geç 2 ay sonra mecburi hizmet atamalarının yapıldığını, en geç 1 ay içinde de atama işlemlerinin tamamlandığını belirtti. Akdağ, Anayasa Mahkemesinin, 13 Mart 2006 itibariyle pratisyen tabipler ile uzman tabiplerin devlet hizmeti yükümlülüklerini içeren kanun hakkında, ‘’Anayasa’ya aykırı olmadığı ve kanunun iptali talebinin reddi yönünde’’ karar verdiği için 2005/3. ve 2005/4. dönem devlet hizmeti yükümlülüğü kuralarıyla ilgili işlemlerin devam ettiğini kaydetti. Akdağ, ‘’Doktorlarımızın mağdur edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir’’ dedi. İthal doktor uygulamasıyla ilgili soru üzerine de Dünya Sağlık Örgütü ve 52 ülkenin doktor sayılarına bakıldığında nüfus başına düşen doktor sayısı olarak Türkiye’nin en son sırada yer aldığını ifade edenAkdağ, şunları kaydetti: ‘’Sağlık hizmetlerine erişmenin kolaylaştırılmasıyla, halen mevcut hekim ihtiyacımızın daha da artacağı beklenmektedir. Dolayısıyla sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir biçimde yerine getirilebilmesi için ülkemizde doktor sayısının artırılmasına ihtiyaç vardır.’’

/ ANKARA

11.06.2006


 

Çetelerle kaosa sürükleniyoruz

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ‘’Şu anda çetelerden oluşan terörle birlikte Türkiye kaosa sürükleniyor’’ dedi.

Yazıcıoğlu, partisinin Adıyaman il teşkilâtında düzenlediği basın toplantısında, milleti esas alan bir siyasî yapının ülkeyi bir yerlere getireceğini belirterek, bir dönem MHP’nin varisi olarak gösterildiğini, ama yollarının ayrıldığını belirtti. Terörle mücadele ve Şemdinli’de meydana gelen olaylarla ilgili soru üzerine Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:

‘’Terörle mücadele ve dış güçler Türkiye’yi bir yerlere götürüyor. Türkiye demokrasiden asla kopmamalı. 12 Martlar, 12 Eylüller ülke için bir zaman kaybı olmuştur. Türkiye’ye çok şey kaybettirmiştir. ‘Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir’ diyoruz, ama pek göremiyoruz. Devlet, mezhebe, inançlara ve fikirlere saygı duymalı. Laiklik olmadan demokrasi, demokrasi olmadan da laiklik olmaz. Türkiye’de yeni bir terör olayı dalgası yapılmak isteniyor ve bu olaylar sadece PKK’ya yarıyor. Bu olaylarla PKK kendini uluslararası arenaya taşıyarak reklâmını yapıyor.’’

Konuşmasında Danıştay’da meydana gelen saldırıya da değinen Yazıcıoğlu, ‘’Son günlerde Danıştay olayında da olduğu gibi çeteler Türkiye’yi bir yerlere sürüklüyor. Şu anda çetelerden oluşan terörle birlikte Türkiye kaosa sürükleniyor. Bu olayların kökü ise dışarıya dayanıyor’’ diye konuştu.

/ ADIYAMAN

11.06.2006


 

Arınç, Arnavutluk yolcusu

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Arnavutluk Parlamento Başkanı Jozefina Topallı’nın daveti üzerine bugün bu ülkeye gidecek.

Arınç’a, AKP Kahramanmaraş Milletvekili, Türkiye-Arnavutluk Dostluk Grubu Başkanı Mehmet Yılmazcan ve AKP Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy, CHP Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan ve DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan eşlik edecek. Arınç, Başşehir Tiran’da 13 Haziran’a kadar sürecek temasları kapsamında Parlamento Başkanı Topallı, Cumhurbaşkanı Alfred Moisiu, İçişleri Bakanı Sokol Olldashi, Başbakan Sali Berişa, Meclis Başkanvekili Fatoş Beja ve Arnavutluk-Türkiye Dostluk Grubu üyeleriyle bir araya gelecek. Turgut Özal Koleji ve Tiran Üniversitesi Türkoloji bölümünü ziyaret edecek olan Arınç, Arnavutluk’ta yaşayan Türk vatandaşlarıyla ile bir araya gelecek.

/ ANKARA

11.06.2006


 

Anketlerde parayı veren düdüğü çalıyor

Anavatan Partisi (ANAVATAN) Genel Başkanı Erkan Mumcu, kamuoyu anketlerinin gerçeği yansıtmadığını savunarak, ‘’Anketlerde parayı veren düdüğü çalıyor’’ iddiasında bulundu.

Bir partilinin çiftlik evinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Erkan Mumcu, bazı kuruluşlar tarafından yapılan seçim anketlerinin hatırlatılması üzerine, ‘’Anketlerde parayı veren düdüğü çalıyor, ciddiye almıyorum. Oylarını yükselten yegane parti ANAVATAN’dır. Bunu görmezden gelerek kimse siyaset yapamaz. Önümüzde seçimlere 6 ay veya 1 yıl gibi bir süre var. Kimse milletin vicdanına kelepçe vurmasın. Baraj gibi küçük hedeflerle meşgul değiliz. Ben millete inanıyorum’’ diye konuştu. DYP ile muhtemel bir birlikteliğin önünü ise ‘’başlayabilir’’ veya ‘’Başlamaz’’ diye bir spekülasyonla tıkamak istemediğini de vurgulayan Mumcu, şunları kaydetti:

‘’Eğer bu işler halka samimi gelmezse, millet için yapılmazsa bir gelişme gösteremez. Seçim yaklaşıyor, her şeyi milletin isteğine ve arzusuna göre yapmak lazım. Bu senaryolar her zaman da başarılı olmayabiliyor. Mutlaka birleşik bir yapı içerisinde bulunmak isteniyorsa, benim kişisel görüşüm, milletin iradesinin, arzusunun karşısında durulmaz. Mühendislik eseri senaryolarla bu işler olmuyor.’’

/ ADANA

11.06.2006


 

İki terörist ölü ele geçirildi

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK üyeleri arasında çıkan çatışmada, 2 terörist ölü ele geçirildi.

Edinilen bilgiye göre, Bağdeğirmen köyü Alakum mezrası yakınlarında, güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK üyeleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada, 2 terörist ölü ele geçirildi. Teröristlerle birlikte 2 uzun namlulu silah ele geçirilirken, teröristlerden birinin Silvan sorumlusu olduğu belirtildi.

/ SİLVAN

11.06.2006


 

Ağar, güvence verdi

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Bizim iktidarımızda, üniversite eğitimindeki özgürlük hiçbir zaman kısıtlanamaz’’ dedi.

Ağar, Bartın’da, partisinin il başkanlığının olağan genel kurulunun gerçekleştirildiği Belediye Sosyal Tesisleri önündeki seçim otobüsünden vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 232 milyar dolar borcunun 353 milyar dolara yükseldiğini savundu. Esnaf ve çiftçinin yanı sıra emeklinin desteğini alarak iktidar olanların halkı unuttuğunu iddia eden Ağar, şunları kaydetti:

‘’Hiç kimsenin, holding ve medya patronlarının arkasına sığınmadan siyaset yapıyoruz. Partimizi her dönem iktidara taşıyanların, gözyaşlarını içine akıtarak hizmette bulunanlar ile (vatan sağ olsun) diyenlerin hükümeti olmayı Allah bize nasip etsin. Bizim olduğumuz Türkiye’de işsizlik, piyasada durgunluk ve geçinemeyen emekliler olamaz. Adalet ve huzur da yaşanır. Bizim iktidarımızda, üniversite eğitimindeki özgürlük hiçbir zaman kısıtlanamaz. Başörtüsü takan da takmayan da bizim çocuklarımızdır. Hiç kimse kıyafetlerinden dolayı hakir görülemez. Bu topraklar içinde doğup büyüyen herkesin özgürlüklerini korumak, partimizin işidir.’’

Türkiye’nin her yerini dolaşıp vatandaşların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştıklarını ifade eden DYP lideri Ağar, şöyle konuştu:

‘’Ülkemizin dağlarında silah sesleri değil, kuş sesleri olacak. Bu topraklarda doğan ve büyüyen hiç kimse kendi devletine silah çekme yanlışı içinde asla olmayacaktır. Bu bayrağımız, toprağımız ve Türkiye Cumhuriyeti ebediyete kadar yaşayacak. Ülkemizi, dünyanın en büyük devleti yapacağız. Komplolarla bizi bölmeye çalışan zıtlanmalara izin vermeyeceğiz. Aciz iktidar da olmayacağız. Türkiye’nin rencide edilen gururunu yüceltmek, dünya devleti yapabilmek ve silahların patlamadığı ülke haline getirebilmeye çalışacağız.’’

/ BARTIN

11.06.2006


 

Din eğitiminin içi boşaltılıyor

Türkiye’de kanunlara dayalı olarak dini eğitim veren imam hatip liselerinin YÖK tarafından alanının daraltılmasının, bu okulların öğrenci kapasitesini azalttığına dikkat çekti.

Tanırverdi, açıklamasında şunları belirtti: “İslâm kültürüyle yoğrulan ülkemizde, inancını öğrenmek ve yaşamak isteyen gençlerimizi hayal kırıklığına uğrattığı yetmiyormuş gibi şimdi de yine YÖK tarafından bu okul öğrencilerinin yüksek öğrenim görebildikleri ilahiyat fakülteler ile din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmenliği bölümlerinin eğitim fakültelerine devredilmesi ile söz konusu neslin önü kapatılmaya çalışılmaktadır.

“Daha sonraki bir adım ile de, ilahiyat fakültelerinin içi boşaltılarak 1940’lı yıllardaki gibi, öğrenci azlığı sebebiyle kapatılmasının hazırlıkları yapılıyor kuşkusu uyanmaktadır. Asıl üzücü olan; sivil toplum kuruluşlarının bu konuya duyarsızlığının aziz milletimizi derinden yaralamış olmasıdır.”

YENİ ASYA / ANKARA

11.06.2006


 

34 gazeteciye “Altın Yıl” ödülü

İstanbul Gazeteciler Derneği’nin, meslekte en az 50 yılını dolduran gazeteciler için düzenlediği “Babıâli’de Altın Yıl” ödül töreninde 35 gazeteciye “Altın Yıl” ödülü verildi.

İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar, “Babıâli’de Altın Yıl” onur ödülünü her yıl geleneksel olarak vermek arzusundayız. Çünkü insan beynini ve bedenini en çok yoran insafsızça hırpalayan bizim mesleğimizdir. Gneç gazetecilere buradan sesleleniyorum. Bu mesleğe hizmet edenleri asla unutmasınlar” dedi.

11.06.2006


 

Belediyeden turiste yardım

Güney Kore’den Şanlıurfa’nın turistik ve tarihî mekânlarını gezmeye ve gelen 4 turisten biri (Senarist, Bae Jin Kyoung) aniden rahatsızlanınca Şanlıurfa Özel Dünya Hastahanesine kaldırıldı.

Apandist teşhisi konulan senarist Bae Jin Kyoung’un arkadaşları, durumu Şanlıurfa Belediyesi Turizm İrtibat Bürosuna bildirdip yardım istediler.

Hemen harekete geçen büro ekipleri hastahane yetkilileriyle görüşerek Bae Jin Kyoung’un tedâvisini üstlendiler. Gösterilen ilgiden dolayı teşekkür eden turist, daha sonra taburcu edildi.

Ali Osman SELÇUK / ŞANLIURFA

11.06.2006


 

Hakkari’de deprem paniği

Hakkari’deki 4.3 büyüklüğündeki depremin ardından meydana gelen artçı sarsıntılardan sonra, halk geceyi dışarda geçirdi.

Can ve mal kaybının yaşanmadığı depremde, bir çok kişi panikle evlerini boşaltarak kendilerini dışarı attı.

/ HAKKARİ

11.06.2006


 

Öğrencilere hediye

Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, ilçede bulunan 15 lisenin son sınıflarında okuyan öğrencilere anlamlı bir jest yaptı.

Başkan Can öğrencilere, belediyenin kendileri için özel olarak hazırlattığı toplam 5751 eşofman takımı hediye etti. İlçe Millî Eğitim Müdürü İlyas Tekin, Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Eminmollaoğlu, bazı siyasî parti temsilcileri ve mahalle muhtarları ile birlikte gerçekleştirilen ziyarette öğrencilerle yakından ilgilenen Can, eşofmanları da kendi elleri ile takdim etti.

YENİ ASYA / İSTANBUL

11.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004