Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Endonezya duâ ve yardım bekliyor

Endonezya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı R. Toto Wafpodo, Kemal Benek’e yaptığı açıklamada, gıda ve kıyafet gibi ihtiyaçların, gelen yardımlarla fazlasıyla karşılandığını belirterek, “Şu anda âcil olarak, en çok nakit paraya ihtiyaç var. Yaklaşık 100 milyon dolar gibi bir kaynak gerekiyor. Para ihtiyaç sahiplerinin daha çok işine yarıyor. Evler, yollar yıkıldı, bunların yapılması için de para öncelikli hale geldi” dedi

Endonezya, 27 Mayıs’ta, sabaha karşı saat 05.55’te 6.3 şiddetindeki depremle bir kez daha sarsıldı. Yogjakarta şehrinde meydana gelen deprem, binlerce kişinin ölümüne, on binlerce insanın yaralanmasına ve yüzbinlerin de evsiz kalmasına yol açtı. Sadece Endonezya’da 131 binden fazla insanın ölmesine sebep olan tsunami felâketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, meydana gelen deprem insanları zor durumda bıraktı. Ancak bütün olumsuzluklarına rağmen, tüm dünya halklarının felâketzedelerin yardımına koşması ile musibetin şiddeti bir nebze olsun

hafifliyor.

Biz de son depremle ilgili, Endonezya yetkilileriyle görüştük. Büyükelçi Amin Rianom depremden önce görev süresi dolduğu için ülkesine geri dönmüştü. Maslahatgüzar R. Toto Wafpodo depremle ilgili son bilgileri ve ülkesinin ihtiyaçlarını anlattı.

Depremle ilgili son durum nedir?

Şu ana kadarki bilgilere göre, yaklaşık 6 bin 300 ölü, 23 bin yaralı insanımız var. Ayrıca 7 bin ev de yıkılmış durumda. Evsiz kalanların sayısı da 647 bin civarında. Depremden itibaren devlet yetkilileri olaya anında müdahale ettiler. İlk başta hastahaneler çok doluydu. Yaralı sayısı çok fazlaydı. Hastahaneler yetmiyordu. Birkaç hastane de depremden zarar görmüştü. Buna rağmen çalışmalar devam ediyor.

Devletin ve özel organizasyonların yardımları aralıksız sürüyor. Genelde yardımlar hava yolu üzerinden yapılıyor. Çünkü deprem bölgesindeki yerlere karayolu ile ulaşmak çok zor. Yollar depremden zarar gördü. Köyler de çok küçük ve dağınık halde.

Bu aşamada ne gibi yardıma ihtiyacınız var?

İlk başta her türlü yardıma büyük ihtiyaç vardı. Özellikle gıda ve kıyafet sıkıntısı yaşanıyordu. Ama yavaş yavaş bu sıkıntıları atlattık. Şimdi yardımlar daha fazla geliyor. Her aileye yardım ediliyor. Hem de tek tek ulaştırılıyor. Hatta yardımlar fazla bile gelmeye başladı.

Tıbbî müdahaleler yeterli mi?

Onlar da şu anda yeterli. Doktor ve hemşire ihtiyacı da yok. Dünyanın bir çok yerinden gelen destek sayesinde yeteri kadar ilâç da var.

Peki şu anda en çok neye ihtiyacınız var?

Dediğimiz gibi, depremin ilk anlarında gerekli olan ihtiyaçların büyük çoğunluğu karşılandı. Şu anda acil olarak, en çok nakit paraya ihtiyaç var. Yaklaşık 100 milyon dolar gibi bir kaynak gerekiyor. Para ihtiyaç sahiplerinin daha çok işine yarıyor. Evler, yollar yıkıldı, bunların yapılması için de para öncelikli hale geldi.

Daha önce buralarda deprem olmuş muydu?

Jakarta deprem hattında değil. Belki çok uzun zaman önce, meselâ 100 sene önce olmuştu. Ama Sumatra deprem hattı üzerinde. Zaman zaman irili-ufaklı depremler meydana geliyor.

Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen yardım kuruluşlarının organizasyonunda bir problem yaşanıyor mu? Ya da Türkiye’de yardım etmek isteyenler nasıl bir yol izlemeli?

Jakarta’da bu işlerin koordinasyonunu yapan birimlerimiz mevcut. Türkiye’de ise, büyükelçiliğimize yapılan müracaatları hemen işleme alıyoruz. En küçük bir yardımı dahi önemsiyoruz. Dolayısıyla, bize müracaat edilmesi yeterlidir. Biz gereken prosedürleri hemen yerine getiriyoruz. Ayrıca Kızılay üzerinden yapılan her türlü yardım da bizlere ulaştırılmaktadır.

Türkiye’nin Endonezya’ya ilgisi yeterli mi?

Bu depremde de, bundan önceki tsunami felâketinde de Türkiye’den çok yardım oldu. Türk halkı bize karşı çok büyük ilgi gösterdi. Sadece maddî anlamda değil, manen de yanımızda olduklarını bize gönderdikleri faks ve mektup aracılığıyla dile getiriyorlar. Bunun için çok teşekkür ediyoruz. Felâketler olur olmaz, Türkiye’den birkaç tane yardım kuruluşu hemen yanıbaşımızda yer aldı. Yardımlar devam ediyor. En son Sağlık İş Sendikası bizi ziyaret etti ve para yardımında bulundu.

Türkiye’nin ilgisini neye bağlıyorsunuz?

Birkaç sebep var. Öncelikle Osmanlı’dan kalma bir geçmişimiz var. İkincisi, iki ülke halkları da Müslüman. Kardeşlik bağları var. Üçüncüsü de 1999’da, Türkiye’de deprem olduğunda Endonezya da yardım etmişti. Şimdi de Endonezya depremlerinde Türk halkı yardım etti. Her iki ülke halkı da birbirini seviyor ve güveniyor. İnşallah bu bahanelerle iki ülke arasındaki birliktelik daha gelişir.

Türk halkının desteğini her zaman yanımızda hissetmek, bizi bu felâketler karşısında güçlü hale getiriyor. Halkımız, kardeş Türk halkından duâ bekliyor. Gösterilen ilgi ve yardımlara minnettarız.

Felâketler dolayısıyla birbirimizden yeni şeyler de öğreniyoruz. Meselâ, tsunaminin yol açtığı felâkete karşı bize yardım elini uzatan Türkiye’den gelen yardım kuruluşları Açe’de ekmek fabrikası kurdular. Bizim yemek kültürümüzde ekmeğin yeri, yok denecek kadar azdır. Daha çok pirinç tüketilir. Pilav Endonezya’da çok önemlidir. Açılan ekmek fırını neticesinde Açeli’ler ekmeğe alıştı. Şimdi onlar da Türkler gibi sabah kahvaltılarında ekmek yiyor. Türkiye, sadece ekmek değil, kardeşlerine sevgi de verdi. Bu yüzden halkımız Türkiye’yi çok seviyor.

Kemal BENEK

05.06.2006


 

Camida katliam

Irak’ın güneyindeki Basra şehrinde, Sünnilerin gittiği camiye polis tarafından düzenlenen baskında 12 kişinin öldüğü bildirildi. Basra’daki bir Sünnî grup, polisin camide ibadet eden silahsız kişilere ateş açarak 12’sini öldürdüğünü belirtti.

Polis ise teröristlerin El Arab camisine sığındığı yönündeki istihbaratın ardından dün gece caminin kuşatıldığını, baskında 9 silâhlı kişinin öldürüldüğünü, 6’sınınsa yakalandığını kaydetti. Bu arada Basra’da dün düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısının 28’e çıktığı, 62 kişinin yaralı olduğu bildirildi. Irak’ın başşehri Bağdat’ın kuzeyinde de 19 kişi silâhlı kişilerce öldürüldü. Güvenlik kaynakları, silâhlı kişilerin Bağdat’ın 100 kilometre kuzeyindeki Ayn Layla kasabası yakınlarda pusu kurduğunu, çok sayıda minibüsü durdurarak indirdikleri sivilleri öldürdüklerini belirtti.

/ BASRA/BAKUBA

05.06.2006


 

Venezüella, ABD ambargosunu kalaşnikof tüfeğiyle deldi

Venezüella, Rusya’dan satın aldığı 100 bin Kalaşnikof tüfeğin 30 binlik ilk partisini teslim aldı. Venezüella Savunma Bakanı Orlando Maniglia, AK-103 tipi Kalaşnikof tüfeklerle cephanenin, başşehir Karakas’ın 110 km batısındaki Puerto Cabello limanında gemilerden boşaltılmaya başladığını söyledi.

Maniglia, geri kalan 70 bin tüfeğin Ağustos ve Ekim aylarında iki parti halinde getirileceğini belirtti.

Venezüella Genelkurmay Başkanı General Raul Baduel, önceki gün yaptığı açıklamada ABD’nin kendilerine silâh ambargosu uyguladığını belirterek, Kalaşnikof tüfek üretmek için fabrikalar kurmayı planladıklarını söylemişti. Bir süre önce 15 Rus yapımı askerî helikopter alan Venezüella’nın, Rusya’dan Sukhoi tipi ve diğer tiplerde savaş uçakları almayı planladığı da belirtiliyor.

/ KARAKAS

05.06.2006


 

İngiltere’de köle ticareti

İngiltere’de yayımlanan The Sunday Telegraph gazetesi, her yıl aralarında 6 yaşındakilerin bile bulunduğu yüzlerce küçük çocuğun bakkal dükkânlarında, evlerde ve uyuşturucu üreten imalathanelerde köle gibi çalıştırılmak üzere İngiltere’ye getirildiğini iddia etti.

Çeşitli Afrika, Asya ve doğu Avrupa ülkelerinden kaçırılan çocukların son derece acımasız çetelerce ülkeye sokulup, çalıştırılacakları yerlere satıldıklarını öne süren Telegraph, bu çetelerin, çocukların ailelerine 2-3 bin sterlin verip, onları ‘’Çocuklarınız çok daha iyi yaşam koşullarına kavuşacak, hatta ilerde size bile para gönderebilecek’’ diye kandırdığını yazdı. Çocukların İngiltere’ye sahte pasaportlarla ve akrabaları olduğunu söyleyen yetişkinlerle birlikte sokulduklarını ve hemen çalıştırılmaya başlandıklarını kaydeden gazete, ‘’Bu çocuklar genellikle korkunç şartlarda yatmaya zorlanıyor ve fiziksel ve cinsel tacize hedef oluyor’’ iddiasına yer verdi.

İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın başkent Londra’nın yanı sıra Liverpool, New Castle ve Manchester gibi kentlere de uzanan bu korkunç ticareti engellemek için UNICEF, NSPCC ve Save the Children gibi çocukları korumak üzere kurulmuş vakıflarla işbirliği içinde çalışmaya başladığı da bildirildi. Bu vakıfların sözcüleri, hükümetin bu konuda daha süratli terbirler alması gerektiğini açıkladı.

/ LONDRA

05.06.2006


 

Danimarka’yı imamlar rahatlatıyor

Karikatür krizinde Danimarka mallarına başlatılan boykotun sorumlusu olarak gösterilen imamlar, Müslümanların yoğun olarak yaşadığı şehirlerde sorunların çözümünde rol alarak polise yardımcı oluyor.

Getto bölgeleri olarak tanımlanan Kopenhag’ın Norrebro, Arhus’un Brabrand ve Gellerup ve Odense’nin Vollsmose semtinde Müslüman kökenliler arasında başgösteren anlaşmazlıkta polisin izniyle devreye derhal imamlar giriyor. Taraflarla konuşan imamlar sorunu adli makamlara intikal etmeden çözerek, tarafları barıştırıyor.

Arhus’un Brabrand semtinde görev yapan Polis şefi Lars Bo, ‘İmamların arabuluculuğu olmasa sorunların üzerinden gelmek için daha çok fazla çalışmamız gerekir’ açıklamasını yaparak imamların sorun çözümünde oynadığı role dikkat çekti. Brabrand semtinde görev yapan Filistinli imam Ghassan Edwan, polisin izniyle taraflar arasındaki anlaşmazlık ve kavga durumunda devreye girdiğini belirterek, “Nerde bir çatışma ortamı olsa ben ordayım” açıklamasını yaptı. Polis şefi Lars Bo, “Bizim güç kullanarak çözmek durumunda kaldığımız sorunları, imamlar konuşarak kolayca çözüyor. Sorunlar karşısında çaresiz olduğumuz durumlarda imamlar devreye girerek işimizi kolaylaştırıyor” diye konuştu. Olaylarıyla Danimarka’nın gündemine gelen Odense şehrinin Vollsmose semtinde de polis iki imamla yürüttüğü diyalog sayesinde sorunların üstesinden geliyor. Kriminal Dairesinden Per Lydiksen, imamların yardımını genellikle müslüman kökenlilerin kendi aralarındaki sorunların çözümü için istediklerini belirtti. İmamlar üzerinde yaptığı çalışmayla tanınan Arhus Üniversitesinden İnge Lienggaard, polis - imam işbirliğinin, bir çok sorunu kısa sürede çözdüğünü belirterek, “Müslümanlar imamların söylediklerine itibar ediyor. Sadece yaşlılar değil gençlerde imamlara büyük saygı duyup, söylediklerini yerine getiriyor” dedi. İmamlar, Arhus ve Odense şehrinde polisle yakın işbirliği yaparak, sorunların çözümüne katkı sağlarken, başkent Kopenhag’da henüz imam - polis işbirliğinin sağlıklı kurulmadığına dikkat çekiliyor.

/ KOPENHAG

05.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004