Terörle Mücadele Yasası, Öcalan’a af tartışmasının gölgesinden kurtulunca tekrar Meclis gündemine girdi.
Komisyonda yapılmış olan değişikliklere bakıldığı zaman, “terör ve kaynakları” konusunda Ankara’daki kafa karışıklığının ve kararsızlığın devam ettiği anlaşılıyor.
Komisyon Türk Ceza Kanunu’nda zaten tanımlanmış ve cezaya bağlanmış olan suçların bazılarını yeni terör yasasından çıkarttı. Buna karşılık gazete, televizyon, radyo yayınlarının durdurulmasıyla ilgili bir değişiklik getirdi. Değişiklik, savcı ve hakimlere her türlü yayını süresiz durdurma yetkisi veriyor. Bu madde, yazımındaki esneklikle kullanılırsa, her gazeteyi, televizyon kanalını ve radyoyu süresiz kapatmak mümkün olacaktır.
Benzer bir şekilde ve bütün uluslararası kurallara aykırı olarak ağır cezada yargılanma yaşının 15’e indirilmesi de kolay kolay açıklanamaz. Bu madde de, yakın dönemde gördüğümüz gibi, terör örgütüne genç kuvvet şırıngası şeklinde bir sonuç vermeye çok uygundur.
Hukukçuların bu ve benzeri hususları enine boyuna tartışmaları, yasanın bu şekilde çıkmasının yaratacağı sıkıntı ve sakıncaları ortaya koymaları gerekir.
Ankara’nın sorumluluğu
Bu maddelerin ötesinde, Öcalan’a af sağlayacağı iddiasıyla büyük gürültülere yol açan “etkin pişmanlık” maddesi konusunda da hükümetin kararsız olduğu görülüyor.
Güneydoğu’da çatışmaların devam ettiği, her gün birkaç şehidin toprağa verildiği bir ortamda bu meseleleri soğukkanlı bir şekilde konuşmak hiç kuşkusuz, son derece güç.
Ancak bu, yerine getirilmesi zorunlu bir görevdir ve Türkiye’nin geleceğinin duygusal tepkilerle belirlenmesinin önüne geçilmesi öncelikle ve tartışmasız olarak Ankara’nın sorumluluğundadır.
Ankara ise bir o yana bir bu yana savrulmaya devam ediyor. Savrulmanın kaynaklarından biri kuşkusuz AKP’nin Kürt meselesi-demokrasi-terör üçlüsünün “ayrıştırılması” konusundaki vizyon eksikliğidir. Ankara bir o yana bir bu yana savrulmaktan bu nedenle kurtulamıyor.
Sorun büyüktür, ciddidir. Böyle bir sorunu çözmek için siyasi iktidarın hem iradesi hem vizyonu hem kültürel birikimi olması, üstelik de toplumu iyi yönlendirebilmesi gerekiyor.
Terörle Mücadele Yasası çevresinde yaşananlar ise tam tersine bir durumun varlığına işaret ediyor.
Vatan, 1.6.2006
|