Ondukuz Mayıs Üniversitesi’ndeki (OMÜ) iddiaları araştıran Meclis Araştırma Komiyonu taslak raporunu açıkladı. Taslak raporda kadrolaşma çarkının işleyişi ile ilgili çarpıcı iddialara yer verildi.
OMÜ’deki kadrolaşma iddialarını araştırmak amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu’nun taslak raporunda, üniversitenin öğretim elemanlığı kadrosunun, sınavla alınan memurluğa geçiş için joker olarak kullanıldığı öne sürüldü. Taslak raporda, üniversitenin öğretim elemanı ve öğretim yardımcısı kadrolarına yapılan atamalarda, kaynak planlamasının sağlıklı yapılmadığı, özellikle personel kaynağının planlanmasında objektif bir kriter geliştirilmediğinin anlaşıldığı ileri sürüldü.
ATAMALARDA
KEYFİLİK
Atama için sınav şartı bulunmayan kadrolara yapılacak atamaların ilân ile duyurulmadığı ifade edilen raporda, “OMÜ’deki akademik kadro seçiminde tam bir keyfiliğin hakim olduğu görülmektedir” denildi.
Profesör atanmak için gerekli puanın 20-30 katı puanı olan bir kişinin, öğretim üyeliğini yükselmek bir yana, araştırma görevlisi olarak bile görevine devam etmesine imkân verilmediği iddia edilen raporda, atama yapılması için ilân zorunluluğu bulunan kadrolara yapılan atamalarda, kişiye özel ilânlar verilerek, başka kişilerin atanmamasının sağlandığı belirtildi. Raporda, “Az da olsa birden çok adayın başvuru imkânı kazandığı durumlarda, hiçbir objektif kriter ortaya konulmaksızın istenen aday seçilmektedir” görüşüne yer verildi.
Bazı kişilerin ise atandığı uzmanlık alanı ya da bölümle ilgisi olmayan yüksekokul ve meslek yüksekokullarına atandığı öne sürülen raporda, “Bu işlemlerdeki amaç, ilân edilen kadroya atanması düşünülen kişi dışındaki kimselerin başvurmasını engellemektir’’ ifadesine yer verildi.
TALİMATLARLA
BASKI
Raporda, mesleklerinde veya belirli bir konuda uzmanlaşmış olmayı gerektiren görevlere; uzman olmayan, iş ve eğitim tecrübesi bulunmayan kişilerin atandığı savunulan raporda, atanan 98 kişiden; 35 öğretim görevlisi, 8 uzman ve 12 okutmanın yeni mezun ya da en fazla 3 yıl önce mezun olan kişiler olduğu kaydedildi. Raporda, eğitim-öğretim ihtiyaçları dikkate alınarak değerlendirme yapması gereken birimlerin yönetim kurullarının, talimatlarla baskı altına alındığı ileri sürüldü. 37 araştırma görevlisinin, doçentliğe ve profesörlüğe atanmak için gereken puandan çok fazla puana sahip olduğu halde, atamalarının yapılmadığı savunulan raporda, şu görüşlere yer verildi:
“Üniversitenin akademik atama ve yükseltmeleri belirli bir tutarlılık içinde yapması beklenirken, belirli zaman dilimlerinde kriterlerin yükseltildiği, belirli zaman dilimlerinde düşürüldüğü, bazen de geçmişe yönelik istisnalar oluşturulduğu açık olarak göze çarpmaktadır. Uygulama; zamana, kişiye ve duruma göre değişmektedir.”
AKRABALAR
ATANMIŞ
Taslak raporda, bazı bölümlere, üniversitede görevli öğretim üyelerinin akrabalarının atandığı iddia edilerek, “Üniversite içinden uzman kadrolara atananlar, atandıkları laboratuvarlarda, kitaplıklarda, atölyelerde ve diğer uygulama alanlarında görev ifa etmekten çok, bu unvanlarıyla eski görevlerini sürdürmüşlerdir. Bu durum ise OMÜ yönetiminin kamu yararını gözeterek değil, çeşitli saiklerle kişilere yüksek maaş ödemesi yapabilmek için uzman kadrolarını kullandıklarını göstermektedir” denildi.
Raporda, 2000-2005 yılları arasında atanan 98 öğretim görevlisinin 45’inin iş ve eğitim tecrübesi, 24 okutmanın 9’unun da çalışma ve eğitim tecrübesi olmadığı ileri sürüldü. “Akademik personel kaynaklarının kullanılmasında objektif kriterler kullanılmamıştır. Bu kaynakların, üniversiteye bağlı birimlere dağıtılmasında ve kadro planlamasında da objektif bir kriter kullanılmadığı anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verilen raporda, öğretim elemanlığı kadrolarının, memurluğa giriş için gereken özel usullerin aşılmasında kullanılan araçlara dönüştürüldüğü savunuldu.
|