Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, ekonomideki büyümeye ve yabancı sermaye girişine rağmen işsizliğin yeterince azalmamasına sebeb olarak, nitelikli işgücünün yetersizliğini gösterdi.
Soruları cevaplayan Andrew Vorkink, önceki yıllarda Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelere giden Türk yatırımcıların, yatırım ortamındaki iyileşme sebebiyle, yatırımlarını artık Türkiye’ye kaydırmaya başladıklarını söyledi. Vorkink, Türk yatırımcıların yatırımlarını Türkiye’ye kaydırmalarında, Avrupa Birliği (AB) ile gerçekleştirilen müzakerelerin de önemi olduğunu vurguladı. Ekonomik ve siyasi istikrar sebebiyle Türkiye’nin daha “öngörülebilir” bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Vorkink, bunun da uzun vadeli yatırımları arttıracağını kaydetti.
Türkiye’ye, özellikle Avrupa’dan yabancı sermaye ilgisinin devam edeceğini belirten Vorkink, ‘’Avrupa ortalama yüzde 2 büyüyecek. Türkiye ise en az ikibuçuk kat büyüyeceği için daha cazip bir yatırım ortamı oluşturacak’’ dedi.
Sosyal güvenlik reformunun, Türkiye’nin yapısal dönüşümü açısından çok önemli olduğunu ve ne geç kalınması ne de aceleye getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Vorkink, şöyle devam etti: ‘’Bu reformun çok fazla gecikmeden ancak toplumun tüm kesimleriyle, üzerinde tam bir uzlaşmayla çıkarılması büyük önem taşıyor. Belirli bir süre gecikmesi, üzerinde daha çok tartışılmasına imkân vermesi açısından herhangi bir sakınca oluşturmuyor.’’
Türkiye’deki işsizlik konusunun önemine de işaret eden Vorkink, ekonomideki büyümeye ve yabancı sermaye girişine rağmen işsizliğin yeterince azalmamasına sebep olarak, nitelikli işgücünün yetersizliğini gösterdi. Vorkink, “İşgücü piyasasının esnekliğini artıracak ve kayıtdışılığı azaltacak, KOBİ’ler dahil olmak üzere özel sektör gelişiminin önünde bulunan engelleri kaldıracak, özel sektörün finans olanaklarına erişimi artıracak, doğrudan yatırımlar önündeki bariyerleri kaldıracakve işgücünün bilgi ve beceri düzeyini artıracak bir dizi reforma ihtiyaç var” dedi. (aa)
Tuz Gölü projesine destek verebiliriz
Türkiye’nin doğalgaz açısından en önde gelen eksikliğinin doğalgaz depolama imkanının olmamasını gösteren Vorkink “Birçok ülke, yıllık doğalgaz tüketiminin yüzde 10-20’sini depodan karşılıyor. Türkiye’de ise bu oran sıfır. Tuz gölü yeraltı doğalgaz depolama projesi, Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 20’sini depolamasına imkan verecek. Tuz gölü yeraltı doğalgaz depolama projesini hızlandırarak daha erken bitirilmesi konusunda katkıda bulunabiliriz” diye konuştu.
Brezilya ve Arjantin’in, Uluslararası Para Fonu’na (IMF) olan borçlarını erken ödemesi konusuna da değinen Vorkink, Türkiye’nin böyle bir erken ödemede bulunmasının ekonomik yararının olmadığını ve hükümetin bu konudaki kararının da doğru olduğunu vurguladı.
|