Burhan Göktaş: “Dört büyük meleğin (Cebrail, Azrail, Mikail ve İsrafil) haşirden sonraki akıbetleri hakkında bilgi verir misiniz?”
HAYAT DEVAM EDECEK
Mahşerden sonra biz günahkâr kullar kendi akıbetimizi bilmiyoruz ki, meleklerin akıbetlerini merak edelim. Melekler günah işlemezler, isyan etmezler, mükerrem kullardırlar, emre muhalefet etmezler, ne emrolunsa harfiyen onu yaparlar, insanlar gibi ihmalkâr değildirler. Her bir melek, farklı karakterlerde yaratılan bu kâinat eczasının adeta ruhu hükmündedir. Kâinatın düzeninde, akıp gidişinde, baş döndürücü bir hızla halden hale değişmesinde zerre kadar hatanın olmayışı, ruhu hükmünde olan meleklerin görevlerine sadık olduklarını gösterir.
Kıyamet emri geldiğinde âlem-i şehadet yıkılacak ve ahiretten bir menzil olarak yeniden yaratılacak. Yani bu yıkılış daimî olmayacak. Geçici bir süreç olacak. Bu geçici sürecin sonunda yeryüzünün dağları, taşları, ovaları, denizleri, ırmakları âlem-i bekanın bakî birer parçası olacak, insan bedeni zaten ölmemiş olan ruhuna kavuşacak, insanlar dirilecek, hayat âhiret âleminde ebedî olarak devam edecek. Bu hususlar âyetlerle sabittir.
MELEKLERİN GÖREVLERİ DEVAM EDER
Melekler âlem-i bekadan sayılan kullardır. Âlem-i şehadette sayısız vazifesi bulunan meleklerin, âlem-i şehadet bâkî bir şekle girince de vazifelerinin devam edeceği vazifelerinin nezahetinden anlaşılıyor. Zaten meleklerin birinci vazifeleri Allah’ın azametini, kibriyasını, kudretini, cemalini, rahmetini mahlûklar üstünde müşahede etmek, tefekkür etmek, kendi müstesna lisanlarıyla Allah’ı zikretmek, Allah’ı fikretmek ve Allah’a şükretmektir. Meleklerin bu görevleri daimidir. Şehadet âlemi ile sınırlı değildir.
Şehadet âlemi sona erince meleklerin şehadet âlemi ile ilgili görevleri bitse de, bâkî âlemde de buna benzer görevler üstlenecekleri âşikârdır. Meselâ Mikail Aleyhisselâmın kâinatın oluşumu ve tabiatın işleyişiyle ilgili görevleri baki bir âleme tahvil ederek devam etmesi pekâlâ mümkündür.
İsrafil Aleyhisselâm’ın su’r üfleme işi sona ermiş olsa bile, Allah’ın azametini ve emrini bâkî âlem üzerinde ilân etme görevinin devam etmesi mümkündür. Cebrail Aleyhisselâm artık peygamberlere belki vahiy getirmez; ama Allah’ın hadd ü hesaba gelmeyen emirlerini ve kelâmlarını has kullarına ve seçkin ibadına tebliğ etme görevinin devam etmesi görevinin ve nezahetinin şenindendir.
Meselâ Cebrail Aleyhisselâm’ın şehadet âleminde bile tebliğ dışındaki görev yoğunluğunu Bediüzzaman şöyle tasvir ediyor: “Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm bin yıldızda bir anda hem Arş’ta, hem huzur-u Nebevîde, hem huzur-u İlâhîde bir vakitte bulunması…”1
Keza Azrail Aleyhisselâm’ın elinde artık ölüm emri bulunmaz. Çünkü bundan önce ölen ölmüştür ve bâkî âleme geçilmiştir. Hatta bütün ölenler dirilmiştir. Ve bundan böyle artık ölümün olmayacağı ilân edilmiştir. Muhtemel ki artık ölümün olmayacağını ilân eden meleklerin başında Azrail Aleyhisselâm gelmektedir. Keza Azrail Aleyhisselâmın bâkî emir ve işlerde Allah’ın iradesi çerçevesinde vazife alması görevde sadakatinin ve emre itaatinin şeninden bulunmaktadır.
Takdir elbette Yüce Allah’ındır. Dilediği ibadını dilediği emirlerle ve görevlerle tavzif eder.
ÂYETLERDEN BİR DEMEK
Fakat bilmemiz gereken husus şudur ki, âlem-i bekada melekler sayısız biçimde aynen mevcutturlar, Cennette ve Cehennemde insanlarla konuşurlar ve iletişim kurarlar. Allah’ın emirlerini icra etmeye devam ederler.
İşte bazı âyetler: “Melekler her kapıdan onların yanına girerler de, “Sabretmenize karşılık selâm size; burası dünya yurdunun ne güzel sonucudur.” derler.”2
“Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, “Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin Cennet’e!” derler.”3
“Melekler onları “Size söz verilen (mutlu) Gün, işte bu Gün’dür!” sözleriyle karşılayacaklar.”4
“Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen Cennet’le sevinin! Biz dünya da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.”5
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 815.
2- Ra’d Sûresi: 23, 24.
3- Nahl Sûresi: 32.
4- Enbiya Sûresi:103.
5- Fussilet Sûresi: 30-32.