İstanbul'daki Yedikule bostanlarına bu sabah ellerinde balyozla gelen zabıta ekipleri yıkıma başladı.
Zabıtalar sur dibindeki barakaların bir kısmı balyozlarla yıktı. Çiftçiler ve dernekler toplanınca zabıtalar yıkımı bırakıp gitti. Barakalarını uygun şekilde düzenleyebileceklerini belirten çiftçiler, buradan çıkınca işsiz kalacaklarını söyledi.
Büyükşehir Belediyesi, Yadikule’deki bostanları kaldırarak surların etrafını boşaltmak istiyor. Buraya ne yapılacağı da henüz belli değil. Sabah saatlerinde ellerinde balyozlarla gelen zabıta ekipleri 3 barakayı yıktı. Çiftçilerle zabıtalar arasında tartışma çıktı. Barakası yıkılan çiftçi Coşkun Karaca, durumu şöyle anlattı: “Sabah geldiler direk yıkıma başladılar. Herhangi bir tebligat da göndermediler. İşgaliyelerimi düzenli olarak belediyeye de hazineye de ödüyorum. Şu anda mağdur duruma düştük. İşçilikle beraber 25 yıldır buradayım. Bir çalışanım var o açıkta kaldı.”
Büyükşehir Belediyesi’nin burayı boşaltmak istediğini belirten Yedikule Bostanları Koruma Derneği Başkanı Cihan Kaplan, “Bahçelerin burada artık üretime devam etmesini istemiyorlar. Burası 1500 yıldır gelen bir tarih. Tarihe sahip çıkılacak dönemde tam tersi bizi buradan atmak istiyorlar. Biz buna dur demek istiyoruz. Belediye buradan yasla bir boşluktan yararlanıyor. Biz burada işgalci konumundayız. Bize bir statü sağlanmasını istiyoruz. Bu çok zor bir şey değil çünkü usule aykırı bir şey yapmıyoruz. Tarım faaliyeti dışında bir şey yapmıyoruz. Barakalar çevreye uygun hoş bir görüntü sağlamıyorsa belediye veya mimarlar odası bize bir şartname sağlasın. Bu doğrultuda isteneni uygulayalım. Tek isteğimiz yasal bir statü sağlanması. Burada kiracı olarak kalmak istiyoruz.” diye konuştu.
EKMEĞİMİZLE OYNAMASINLAR
Çiftçi Ahmet Öztürk, “Ekmeğimizle oynamasınlar. Biz son kuşağız. Mağduruz, barınacağımız yerleri yıkarlarsa biz perişan oluruz. Çoluğumuz çocuğumuz var. Sokağa atıyorlar bizi. 53 yaşımdayım. Başka mesleğim yok. Ne yapabilirim ben? Sokağa çıktım mı ne yapabilirim? Dedemizden babamıza, babamızdan bize. Üçüncü kuşağız burada.” ifadelerini kullandı.
Yedikule bostanlarında çiçekçilik yapan Hasan Avcı da şöyle konuştu: “Yanımda çalışan 10 kişi var. Bizi buralardan kovduğu zaman bu 10 kişiyi de bizi de mağdur eder. Yıllardan beri buradayız. Devlete bir zararımız yok. Nasıl uygunsa barakalarımızı o şekilde düzenleyelim. Çıkartmasınlar bizi.”
Bostanlarda 43 yıldır işçi olarak çalışan 66 yaşındaki Mustafa Sağdıç, “5 Çocuğu burada çalışarak okuttum. Buralar yıkılınca boş kalacağım. Ne yapayım? Bu yaştan sonra ne yapabilirim ki? Köye dönsem para yok.” dedi.
Yedikule Bostanları Koruma Girişimi üyesi Aslıhan Demirtaş, “Bostanlar 1500 yıldır İstanbul’da var olan bir değer. Bizim isteğimiz bu değere hep beraber sahip çıkmak. Bostancılarla birlikte bu peyzaj ve değeri devam ettirmek istiyoruz. Şu anda burası UNESCO dünya miras listesinin içerisinde. Bostanlar da miras listesindeki yerin değerlerinden bir tanesi. Bostanın var olması için bostancıların da çaylarını yapabilecekleri, aletlerini koyabilecekleri, yağmur yağdığında kafalarını sokabilecekleri bu barakalara ihtiyaçları var. Baraka olmadığı zaman burada bostancılık faaliyeti olmayacaktır. Bostancılarımız da müzakere içinde bir düzenleme yapılabileceğini de kendileri söylüyorlar.” diye konuştu.