İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de doğayla barışık, afetlere karşı dirençli, özgür ve uyum içinde bir yaşam inşa etmek amacıyla “İzmir Zamanı” adında bir ortak akıl toplantısı düzenledi.

Sivil Toplum Kuruluşları, sosyal girişimciler, sanatçılar ve özel sektörlerden temsilcilerin katıldığı toplantıda, kentte yapılması planlanan değişimler hakkında fikir alışverişi yapıldı.

‘İzmir’deki binaların deprem güvenlik karnesi olacak’

Toplantıda konuşan Tunç Soyer, pandemi ve afet koşullarında oluşan birlik beraberlik ortamının devam etmesi için böyle bir girişimde bulunduklarını söyledi. Soyer, şu ifadeleri kullandı:

 “Yaşadığımız deprem felaketi şehirlerimizdeki mekânsal dönüşüm ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi. Depremle ilgili en büyük yanılgımız; unutmak. Biz depreminde ardından oluşan bu tecrübeyi unutturmamak istiyoruz. Öncelikle geniş katılımlı bir afet danışma yönlendirme platformu oluşturacağız. Kurmayı düşündüğümüz platformumuzun bizleri katılımcı bir anlayışla yönlendirmesini istiyoruz. Daha önce kurduğumuz Afet Bilim Kurulumuz bize yol göstermeye devam edecek. Afetlerle birlikte başa çıkma ve toplumsal dayanışma için yeni bir kent örgütlenmesine derhal başlıyoruz. Kentimizin jeolojik yapısını detaylı bir biçimde ortaya koyarak riskleri analiz edeceğiz ve tedbirleri alacağız. Kentimizdeki binaların envanterini çıkartacağız. Bunun için güvenli yapı ve zemin koşullarını dikkate alan bir yapı sertifikalandırma sistemi oluşturuyoruz. Bu da tüm binaların taşıyacağı bir tür deprem güvenlik karnesi olacak.”

‘İzmir, 2021 Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak’

Türkiye’de yerel yönetim reformuna ihtiyaç olduğunu söyleyen Soyer, “Bu reform yaşamın tüm alanlarına yerelden bakmayı başaran bir perspektif taşımak zorunda. Ortak akıl çağrımızın için kültür ve sanatın ayrı bir yeri var. 2021’de dünyanın en kültür etkinliklerinden biri olan Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesini İzmir’de düzenleyeceğiz. Dünyanın kültür alanında önde gelen isimleri şehrimizde buluşacak. İzmir’in tarihi kent merkezinde bulunan ve henüz yer altında bulunan Agora’nın ve 20 bin kişilik amfi tiyatronun gün yüzüne çıkarılması için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Uykularım kaçıyor diyebileceğim kadar karanlık bir tablo var’

İzmir’deki barajlarda yaşanan su sıkıntısına da değinen Soyer, “Uykularım kaçıyor diyebileceğim kadar karanlık bir tablo var. Çok vahim gidiyoruz. Bu kaygı sadece kasım ayında yağmur yağmaması sebebiyle olmuyor. Çok ciddi bir şekilde İzmir kuraklığa gidiyor. Kendi kendimizin ayağına sıktık. Biz son derece yanlış üretim süreçlerinin içine girmişiz. Hiç olmaması gereken ürün desenleriyle on yıllarıdır haşır neşir olmuşuz. Bir an önce bu bakış açısını değiştirmemiz lazım. Havza bazında çok daha sağlıklı üretim desenleri oluşturmamız ve ürün tercihinde bulunmamız lazım. Bunların miktarını ve pazarlama işlerini biliyor olmamız gerekli. Tarımda, sanayide ve evde suyun kullanımıyla ilgili bir farkındalık oluşturmamız gerekli. Şu anki süreçten son derece kaygılıyım” şeklinde konuştu.