Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek Batman’da halka kaçak elektrik kullanmaları için çağrıda bulundu.
Partisi tarafından Yılmaz Güney Konferans Salonunda düzenlenen “öz yönetim” konulu konferansta konuşan DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, devletin Güneydoğu’daki sulardan enerji elde ettiğini elde ettiği enerjiyi vatandaşlara para ile sattığını ifade etti.
Vatandaşlara kaçak elektrik kullanmaları için çağrıda bulunan Yüksek, şöyle devam etti: “Öz Yönetimin ekonomik boyutunu biraz paylaşmak istiyorum. Dünyanın en verimli topraklarında yarımız aç, yarımız tokuz. Yüzde 40’mız yüzde 50’miz işsiz. Çalışanlar da geçici çalışıyor. Kalıcı bir ekonomik sistemi yok. Bunun nedenleri var. Devlet bu toprakları işlettirmiyor. Bizim bölgede işsiz kalmamızı sağlayacak politikalar yürüttü. İkincisi; şuan Türkiye’nin yüzde 80 enerji ihtiyacı Kürdistan bölgesinde üretiliyor. Bizim nehirlerimiz bizim sularımızın üzerinde kuruyor barajını, ihaleleri de batıdaki iş adamlarına veriyor. Geliyor burada alıp gidiyor. Ama biz kaçak elektrik kullanıyoruz. Kaçak elektriğe mahkum, neden çünkü bizim başka şansımız yok. Her yere para veriyoruz. İş yok, aş yok, çalışan yok. Nasıl olacak? Kaçak kullanacağız. Ben buradan açık söylüyorum, basında yazsın; herkes kaçak kullansın. Bizimdir o enerji bizden alıp para ile satıyorlar. Paramız da yok borçlandırıyor. Bizim toprağımız biz işleyemiyoruz.”
'BİZ KÜRT HALKI OLARAK BU COĞRAFYADA ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYORUZ'
Şuan ki yönetimin Ankara’dan yapıldığını anlatan Yüksek, bu sistemin yanlış olduğunu söyleyip demokratik öz yönetimin önemine değindi.
Yüksek, şunları söyledi: “Bütün yönetim Ankara’da yapılıyor. Merkezi sistem olarak Ankara’dan planlanıyor. Bütün politikalar Ankara’dan planlanıyor. Hizmet politikaları Ankara’ya bağlı. Bir taşı alıp bir taşın üzerine koyacaksın bu bile Ankara’ya bağlı. Burada çalışırsınız burada emek harcarsınız ama vergisi Ankara’ya ödeniyor. Ankara’da da hırsızlar var zaten. Her şey Ankara’da, 78 milyon nüfus, 81 il, binlerce ilçe ve köy nasıl her şey Ankara’dan nasıl yönetilecek? Zaten yönetemiyor. Öyle bir yönetim sistemi de yok. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. 21. yüz yılda sözde ileri demokrasi denilen bir ülkede biz Ankara’da yönetilmeye devam ediyoruz. Bu ana problemdir. Bu noktalarda bizim itirazlarımız var. Bir kimliksel anlamda bizim problemlerimiz var. Bu memlekette sadece Türkler yaşamıyor. Kürt halkı da yaşıyor. Başka halklar haklarını arar yada aramaz bu onların bileceği, biz istesinler istiyoruz. Ama biz itiraz ediyoruz. Biz Kürt halkı olarak bu coğrafyada özgür yaşamak istiyoruz. Kendi dilimizle kimliğimizle özgürce yaşamak istiyoruz. Birlikte yaşamanın bu proje dışında hiçbir alternatifi yoktur. Ayrılma ayrışma bölünme diyorlar ya aslında ayrılmadan bölünmeden birlikte ama özgür bir şekilde ama eşit haklarla yaşamanın formülü şuan bizim ortaya koyduğumuz demokratik özerklik formülüdür. Başka bir formülü yoktur.”
“BİZE BUGÜNE KADAR KENDİNİZİ İNKAR EDİN DİYEREK YAŞAYIN DEDİLER”
Mevcut yönetim politikalarını kabul etmediklerini belirten Yüksek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bize bugüne kadar kendinizi inkar edin diyerek yaşayın dediler. Kendinizi Türkmüş gibi hissederek yaşayın dediler. Birlikte yaşayın dediler. Olmadı yüz yıldır isyan var. Böyle olmayacağız. Ama bütün halkların birlikte yaşabilmesinin tek yolu demokratik özerklik projesidir. Çünkü demokratik öz yönetimin ülkelerle sınır problemi yoktur. Ayrılma, bağımsızlık gibi bir durumdan bahsetmiyoruz. Ama kendi yaşadığımız coğrafyada kendi kimliğimizle özgür yaşamak istiyoruz. Kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Diyoruz ki bu bizimle de sınırlı olmasın bütün toplum için geçerli olsun. Dolayısıyla Türkiye’nin tamamında uygulansın. Bu tekçi ve kafa taslı sistemden kurtulsun. Bundan her kesimden millet faydalansın. Ama biz istiyoruz bunun için mücadele ediyoruz. Kürt halkı özgür yaşasın. Burası bizim topraklarımız bizim coğrafyamız. Biz onbinlerce yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. Başka insanları da yadırgamıyoruz. Kendi yurdunda kendi coğrafyadan kendi toprağını bile işlemeyeceksiniz. Kendi kaynaklarını kullanamayacaksın. Al iste bir tane vali atayacaklar Batman'a halkın seçtiği belediye başkanlarını hiçe sayacaklar. Seçilmiş hiçe sayılıyor. Atanmış yönetecek. Demokraside böyle bir şey var mı? Bursa’ya bir vali atıyor. Bir buçuk insanın seçtiği belediye başkanı hiçe sayılacak. Biz bunu kabul etmiyoruz. Artık atanmışların seçilmişleri yöneten bir sistem istemiyoruz. Dolayısıyla kendi topraklarımızda özgürce yaşama hakkımız var. Bunun yönetim modeli olarak da diyoruz ki özerklik olsun. Devlette bölünmesin ülkede bölünmesin. Halkın seçtiği insanlar yönetsin. Her kent her köy kendi kendini yönetsin.”
Düzenlenen konferansta HDP ve DBP’li yöneticiler de demokratik özerklikle ilgili konuşma yaptı.