Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, özellikle gençler ve çocukları camiye çekmek için başlattığı proje kapsamında camilerde dini eğitimin yanısıra ilginç etkinlikler düzenleniyor. Türkiye genelinde pilot uygulamanın yapıldığı 24 camideki sosyal ve sportif faaliyetler arasında turnuvalar, yemekli toplantılar ve musıkî dersleri de var.
Diyanet İşleri Başkanlığı, camileri, "insanların sorunlarına toplumsal destek sağlanan yerler haline getirmek, özellikle gençler ve çocuklar için çekim merkezine dönüştürmek" amacıyla 5 yıl önce ‘yaşayan cami’ projesi başlattı. İstanbul'da 4, Türkiye genelinde ise Ankara, Konya, Samsun başta olmak üzere 20 şehirdeki pilot camilerde devam eden uygulama kapsamında çocuklara ve gençlere yönelik renkli aktiviteler sunuluyor.
Cami içi ve bahçesinde futbol, basketbol turnuvası, bilgi yarışmaları, palyaço, kukla gösterileri, müzik, Arapça dersleri, kermesler, kahvaltılı, yemekli toplantılar, çiğ köfte partileri düzenleniyor. Yine camide çocuklara dini içerikli çizgi filmler izlettiriliyor, etkinliklere katılanlar için Çanakkale, Edirne gibi tarihi yerlere geziler ve yüzme kursları düzenleniyor, Kur'an eğitimi veriliyor..
Pilot uygulama alanlarından biri olan Bağcılar'daki Çiftlik Demircan Merkez Camii'ndeki faaliyetleri izlendi.
Sabah namazı öncesinde Kur'an eğitimiyle başlayan etkinlikler, hadis, tefsir, siyer, ibadet, itikat, ahlak ve Arapça dersleriyle devam ediyor. Gün içinde aynı zamanda, müzik dersleri, konferans ve panellere yer veriliyor. Özellikle, ‘aile içi şiddet’e yönelik konferanslar, bilgilendirme toplantıları büyük ilgi görüyor. Büyüklere, kadınlara, kız ve erkek çocuklara yönelik ilahi grupları önemli bir faaliyet kolunu oluşturuyor.
Camiye devam eden yaşlılar, gençler ve çocuklar, anlaşmalı sağlık kurumlarında ücretsiz sağlık taramasından geçiriliyor.
Belli periyotlarla düzenlenen bilgi yarışmalarında dereceye girenler, altın, dayanıklı ev eşyası, bisiklet ve benzeri ödüllerle teşvik ediliyor. Kursları başarıyla tamamlayanlara başarı belgesi veriliyor.
Çiftlik Camii İmam Hatibi Vahdettin Güzel, 'Camide Hayat Var' projesini anlattı.
“Onların dilinden konuşup, camiyi sevdiriyoruz, Camimizde 24 saat hayat var. Çocukları camiye yaklaştırmayı amaçlıyoruz. Eğlenerek öğreniyoruz. Öğretmenlerinden yardım alıyoruz. Boş zamanlarına sahip çıkıyoruz. Birlikte top oynuyoruz, film seyrediyoruz, onların hoşuna gidecek örneğin izicilik gibi aktiviteleri planlıyoruz, halı saha futbol ve basketbol turnuvaları düzenliyoruz. Bu arada da Kur'an ve hadis öğreterek dini eğitim veriyoruz. Gençleri oradaki durumu görmeleri için mezarlıklara, cenaze törenlerine götürüyoruz. Aileleriyle buluşuyoruz. Çocukla başlayıp, annesi ve babasını da eğitime dahil ederek başarı belgesi verdiğimiz çok örnek var."
İmam Güzel, gençler başta olmak üzere daha çok kişiyi çekebilmek için camide çiğ köfte partileri düzenlediklerini de belirtiyor.
"Urfalı, Maraşlı bu işi bilen arkadaşlarımız denk gelirse camide eti onlar yoğuruyor, hep birlikte yiyip çaylarımızı yudumluyoruz. Onlar olmazsa dışarıdan söylediğimiz çiğ köfteleri yine camide oturup yiyoruz. Burada temel amaç camide herşeyin yapılabileceğini göstermek. Biz cami cemaatinden çok dışarıdaki insanlarla muhatabız. Bu projenin gayesi camiye genci, çocuğu, şarapçıyı, sosyeteyi, Aleviyi, sünniyi herkesi çekebilmek. Ben şarapçının da kumarcının da sosyetenin de imamıyım. İnsanlara önderlik ederek, temas ederek doğru yola getirmek birinci vazifem. Her fırsatta Cem Evi'ne giderim, oradaki Alevi vatandaşlarımızla, gençlerimizle sürekli diyalog halindeyiz. Ortaklaşa programlar düzenliyoruz, yakınlaşma, kaynaşma gayretindeyiz.”
Çiftlik Camii imamı Vahdettin Güzel, kurs aralarında çocuklarla futbol, basketbol oynuyor, birlikte sosyal etkinlikler yapıyor.
Geçtiğimiz yıl çoğu çocuk ve gençlerden oluşan bin 800 kişiye kurs verdiklerini söyleyen Güzel, “Yaz kurslarımız çok daha etkin. Piknikler, mehteran gösterileri, hasta, mezarlık ziyaretleri, dargın küskünleri barıştırma programları, hac uğurlamaları, Darülaceze ziyaretleri gibi toplumu ilgilendiren her noktaya cami olarak nüfuz etmeye gayretindeyiz. 40'ar kişilik iki sınıf dolusu Suriyeli çocuğumuz var, onları da eğitiyoruz” diye konuşuyor
‘Aileleri telefonlar arıyoruz’
Camide görevli kadın hocalardan Rukiye Polat ise, “Ben ilahiyat mezunuyum. Kışın okullarda din derslerine de giriyorum. Sonra camideki görevime dönüyorum. Telefonla ulaştığımız ailelere faaliyetlerimizi anlatıyor, çocuklarını camiye göndermelerini teşvik ediyoruz. Aileleri cami etrafında toplamayı amaçlıyoruz” diyor.
Kız öğrencilerin eğitiminden sorumlu hocalardan Rukiye Polat, çocuklara Kuran'ın güzelliklerini göstermeye çalıştıklarını söyledi.
Caminin Kadın Kolları Başkanı, 3 çocuk annesi 44 yaşındaki İlknur Gece, camide günün ya da o haftanın özelliğine göre kadınlara ve çocuklara yönelik programlar düzenlediklerini anlatıyor:
"Aşure programı mesela.. Aşureyle ilgili etkinlikler düzenliyoruz. Yine hanımlarımız kaynaşsın, hem kendileri hem çocukları cami gölgesinde yaşasın diye yemekli toplantılar, konferanslar düzenliyoruz. Diyanet'ten gelen vaiz hanım hocalar 'aile içi şiddet', 'kişisel gelişim', 'güvenli yaşam' seminerleri veriyor. Kitap okuma günlerimiz oluyor. Okuduğumuz bir kitabın yazarını çağırıp sohbet ettiriyoruz. Ramazanda iftar programları, ihtiyaç sahiplerine yardım kampanyaları düzenliyoruz. Amacımız eskiden beri camiye gelen hanımlarımızı aktif hale getirmek, gençlerimizi farklı yerlere gitmelerinden ziyade cami ortamına alıştırmak, onlara orada birşeyler kazandırmak."
'Küpelisi de geliyor'
Camiye devam eden gençlerden lise 2. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Mehmet İpek, "düzenli yaşamayı" bu camiye devam etmeye başladıktan sonra öğrendiğini söylüyor:
"Hocalarımız sağ olsun okuldan kalan boş zamanlarımızda hep yanımızda oldu. Daha düzenli ve disiplinli yaşamayı öğrettiler. Camiyi hayatımızın merkezine yerleştirdik. Hocamız, camiye gelmeyen ya da kötü alışkanlıklar edinmiş okul arkadaşlarımızın evlerine gidiyor, onları ikna ederek camiye götürüyor, eğitim faaliyetlerine götürüyor. Buraya gelen gitmiyor, küpelisi, sakallısı, Arabı, Kürdü, Türkü, Alevisi hiç ayrım gözetilmiyor."
Üniversite sınavlarına hazırlanan 20 yaşındaki Enes Bezaroğlu, en çok çiğ köfte partilerini sevdiğini belirtiyor. Bezaroğlu, "Bizim cami huzur kaynağımız. Hocalarımızın önderliğinde hayatımızı düzenliyoruz burada. Dostumuz, arkadaşımız, aile fertlerimiz herkesin yolu mutlaka bizim camide kesişiyor. Gelmeyen arkadaşları da teşvik ediyoruz" diyor.
İmam hatip okulları bile sıkıntılı
Müftü Sula’ya göre, uygulama alanı olan Bağcılar, Anadolu’dan çok göç alıyor, başıboş kalan gençler, uyuşturucu ve benzeri kötü alışkanlıkların batağına sürükleniyor.
"Bağcılar’da mevcut 11 imam hatip okulundan bazılarında bile bağımlılık, kötü alışkanlıklar yönünden sıkıntılar var. Milli Eğitim ile işbirliği yapıp, duruma el attık. Cami yakınındaki eğitim merkezlerinde buluşturduğumuz öğrencilere sadece Kur'an ve dini eğitim değil hat kursu, musiki dersi gibi farklı dersler veriyor, onların arzuladığı aktiviteler yapıyoruz. Hazreti Osman Kursu’nda mesela havuz var, voleybol, basketbol kursları var, hamam var. Çocuklarımızı istifade ettiriyoruz. Yüzme bilmeyenler yüzme öğreniyor, kendini geliştirmek isteyene yardımcı oluyoruz.”
Sula şöyle devam ediyor: "Bizim hedefimiz buradaki her mahallede bulunan camilerimizi, oradaki halkın rahatça gelip kendini bulabileceği, manevi değerlerini öğrenebileceği bir yer haline getirmek. Sadece birbirinin yüzüne bakmaksızın eğilip kalkılan yerler istemiyoruz, toplumun sorunlarına, özellikle manevi hastalıklarına ilaç bulabileceği yer olmasını istiyoruz.”
'Çocuk caminin ruhuyla büyümeli'
“Çocuk gelsin caminin ruhuyla büyüsün” diyen Müftü Sula sözlerini şöyle sürdürüyor: “Cami kubbesi altında ilahilerle oyunlarla çocuk gelsin camide koştursun, oynasın hep beraber dini ritüelleri de yerine getirsin. Namaz kılmayı, abdest almayı öğrensin. Duvarlara özenle yazdığımız ayet manalarını öğrensin. Aslında olması gereken bu. Olan unutulmuş uygulanmamış. Dinde reform falan değil bu. Gayemiz teknolojik imkanlardan da yararlanarak camiyi yeniden toplumun merkezi haline getirebilmek.”