Anadolu’da balığın tarihi, başta levrek olmak üzere Anadolu’da 5 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Menteşe Beyliği’nin bayrağında balık figürü vardı.
Her yönüyle zengin bir besin kaynağı olan balık, bilinenin aksine Anadolu uygarlıklarının ve Türkler geldikten sonra Türk medeniyetlerinin değişmez bir besin kaynağı olarak sofraların hep baş tacı olmuş. Balığın tarihi, başta levrek olmak üzere Anadolu’da 5 bin yıl öncesine kadar gidiyor.
Menteşe Beyliği’nin bayrağında balık figürü
Türklerin balık yemediğine, denizle barışık olmadıklarına dair yanlış bir inancın olduğunu ifade eden Mutfak Araştırmacısı Nedim Atilla, Türklerden önceki bütün Anadolu uygarlıklarının, Türkler geldikten sonra kurulmuş olan Türk uygarlıklarının da balıkla gayet yakın bir ilişki içinde olduklarını söyledi.
Milas’taki Beçin Kalesi’nin duvarlarında balıklı bayrak figürleri göreceğinizi belirten Atilla, “Bir Türk beyliği olan Menteşe Beyliği’nin bayrağında balık figürü vardı. Beyliğin başşehri Beçin Kalesi’nde duvarlarda bununla ilgili çok materyal bulursunuz. Türkler de, Türklerden önceki Anadolu uygarlıkları da balıkla yakın ilişki kurmuş uygarlıklardı. Çünkü hareketli bir hayat sürdüren insanların kaliteli proteine ihtiyaçları vardır, bu kaliteli proteinin alınacağı ürünlerin başında da balık gelir” diye konuştu.
Çupra Kızıldeniz’den
Çupra’nın ise nispeten yeni bir balık olduğunu, aslında Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz’e geldiğini ifade eden Atilla, “Aslında Akdeniz’in batısında, Barcelona Körfezi’nde var Çupra. Bu taraflara gelişi Süveyş Kanalı ile oluyor. O dönemde enteresan balıklar gelmeye başlıyor. Fakat Kızıldeniz balıkları Çupra haricinde Akdeniz’e uyum gösteremiyor. O zamandan beri de bizim sofralarımızın önemli bir konuğu konumunda çupra” diye konuştu.
İstanbul - Yeni Asya