İsviçreli okul öncesi öğretmeni Claudine Wormstetter ile yazılım mühendisi eşi Jason Dimitratos, merak ettikleri Türkiye ve İran’ı görmek için yaklaşık 5 aydır bisikletleriyle seyahat ediyor.
Türkiye ve İran gezisi planlarını, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle 2 yıl erteleyen İsviçreli çift, normal hayata geçilmesinin ardından bisikletleriyle yola koyuldu.
Hayallerindeki tarihî ve tabiî güzellikleri görmek için gece gündüz demeden pedal çevirerek birçok ülkeden geçen çift, 3 ayda Türkiye’ye ulaştı. İstanbul’da tarihî yerleri gezen ve şehrin yoğun trafiğinde bisiklet süren macera tutkunu çift, ardından rotalarını doğuya çevirdi.
Kapadokya, Ihlara Vadisi ve Göreme’nin tarihî ve tabiî güzelliklerini ziyaret eden çift, güzergâh boyunca bazen kurdukları çadırlarda bazen de misafirperver Türk halkının dâveti üzerine evlerde konaklıyor.
İsviçreli çift, Erzincan ve Erzurum’un zorlu yollarından da bisikletleriyle geçerek Ağrı’ya geldi. Kış mevsiminin çetin geçtiği ve hava sıcaklıklarının bu sıralar sıfırın altında 20 dereceye kadar düştüğü şehirde mola veren çift, olumsuz hava şartları sebebiyle otobüsle Doğubayazıt ilçesini ziyaret etti.
Türkiye gezilerini yaklaşık 2 ayda tamamladılar
Burada tarihi İshak Paşa Sarayı’nı gezen çift, Ağrı Dağı manzaralı kara yolundan bisikletleriyle ilerleyerek İran’a doğru yola koyuldu. Macera tutkunlarının Türkiye yolculuğu yaklaşık 2 ay sürdü. Jason Dimitratos, seyahatlerini hava yoluyla yapmayı düşündüklerini ancak pandemi sebebiyle uçuşları ayarlamakta zorluk çektiklerini ve bu sebeple bisikletlerle yola çıktıklarını söyledi.
İsviçre’nin de iklim şartlarının sert olduğunu ve macerayı sevdikleri için bisikletle seyahatin daha güzel olacağını düşünerek yola koyulduklarını ifade eden Dimitratos, şöyle konuştu: “Avrupa ülkelerini çok iyi biliyoruz. Türkiye ve Orta Doğu coğrafyalarını sadece bize anlatılanlardan duyduk. Bundan dolayı Türkiye ve özellikle İran’a karşı ciddî bir merakımız vardı. Buralarda hayatın nasıl olduğunu çok merak ediyorduk. Profesyonel bisikletçi değiliz, normal bisikletlerle bir rota belirleyip onu kat ediyoruz. Ülkemizden ne kadar uzaklaşabileceğimizi görmek istiyoruz. İstanbul harika bir şehir. Hayatımızda ilk defa Türkiye’de hamama girdik. Kapadokya’ya hayran kaldık. Orada balonlara karşı uyanmak inanılmazdı. Ağrı Dağı’nı hep duyduk ve ilk defa göreceğimiz için çok heyecanlıyız.”
Bölge halkının misafirperverliğine hayran kaldılar
Dimitratos, şu ana kadarki seyahatlerinin zorlu geçtiğini belirterek, her gün onlarca kilometre yol kat ettiklerini dile getirdi. Bölge halkının çok misafirperver olduğunu anlatan Dimitratos, “Burada hiçbir şekilde yalnız kalmıyorsunuz. Bir probleminiz olduğunda burada sizin için onlarca insan olacaktır.” dedi. Claudine Wormstetter ise, “Türkiye seyahatimizin dokuzuncu ülkesi ve kelimenin tam anlamıyla favori ülkemiz oldu. Türkiye gerçekten de çok güzel. Ağrı’da büyüleyici bir şekilde kar yağışını gözlemledik. Burada çok fazla arkadaş edindik. Ağrı Türkiye’nin sembolü olabilecek bir şehir” diye konuştu.
AA