Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezinde düzenlenen "Torununun Dilinden Mehmet Akif Ersoy" programında dedesini anlattı.
Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, "Çanakkale günlerinde ülkemiz nasıl zor günlerden geçmişse şimdi de ülkemizde aynı şeyler tekrarlanıyor. Mehmet Akif Ersoy der ki; 'Düşmanlarımız 10 sene sonrasını değil, bin sene sonrasını hesaplayarak bizim üzerimizden gözlerini çekmiyorlar.' Onun bu yazdıklarını unutmamalı, bunun için daima birlik içinde, omuz omuza olmalıyız." dedi.
Argon, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ve Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) iş birliğiyle, Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezinde düzenlenen "Torununun Dilinden Mehmet Akif Ersoy" programında dedesini anlattı.
"Çanakkale' şiirini, Çanakkale'yi görmeden, hissederek çöllerde yazmış"
Selma Argon, Çanakkale Savaşları'nda yaşanılanların önemine işaret ederek, annesinin anlattıklarına göre, dedesinin aklında her zaman Çanakkale'nin olduğunu söyledi.
Karikatürlerle 18 Mart Çanakkale Zaferi...
http://www.yeniasya.com.tr/foto-galeri/karikaturlerle-18-mart-canakkale-zaferi_390086
Mehmet Akif Ersoy'un çöllerdeyken hep "Çanakkale'de ne oluyor" diye sorduğunu dile getiren Argon, "Bir gün iyi haber gelmiş. Dedem o gece küçük, ahır gibi bir yerde şimdi milyonların okuduğu ve hala Çanakkale'yi gözümüzün önünden film şeridi gibi geçiren 'Çanakkale' şiirini, Çanakkale'yi görmeden, hissederek çöllerde yazmış. Bu şiir, askerimize hediye edilmiş en güzel destandır." diye konuştu.
"Genç nesil Mehmet Akif Ersoy'un vaazlarını okumaya devam etmeli"
Argon, Ersoy'un birinci meclisteki milletvekilliği döneminde Anadolu'yu karış karış dolaştığı bilgisini vererek, gittiği yerlerde Anadolu halkı tarafından manevi bir lider gibi karşılandığını belirtti.
"Dedem bilhassa halkı aydınlatmak için seçilmiş bir insandı." diyen Argon, "Hatipliğinin çok iyi olduğunu anlatırlardı. Dedemin verdiği Balıkesir, Konya, Çankırı, Kastamonu vaazları çok önemlidir. Bugünkü genç nesil Mehmet Akif Ersoy'un vaazlarını okumaya devam etmeli." ifadesini kullandı.
Akif’in ideâli, Risale-i Nur’la tahakkuk etti
Merhum Mehmed Akif’in, “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı, / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı” beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek Bediüzzaman’a müyesser olmuştur.
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/akif-in-ideali-risale-i-nur-la-tahakkuk-etti_389295
Mehmet Akif Ersoy ve Bediüzzaman Said Nursî
İstiklal Marşı’nın yazarı olmasından dolayı “Milli Şairimiz” olarak tanıdığımız Mehmet Akif, İstanbul başta olmak üzere, vatanın dört bir yanının işgal edildiği bir zamanda yazdığı şiirleriyle ümitsizliğe yer olmadığını haykırdı. Darü’l-Hikmeti’l-İslamiye’de Bediüzzaman Hazretleri ve diğer ünlü din alimleriyle beraber çalıştı. İstiklal Savaşı boyunca insanlarımızı heyecana getiren yazı, şiir ve hutbeleriyle önemli katkılarda bulundu. Hayatı boyunca izzet ve şerefinden ödün vermeyerek örnek bir hayat yaşadı.
Risale-i Nur Enstitüsü tarafından hazırlanan araştırma yazısını okumak için tıklayınız:
http://www.sorularlasaidnursi.com/mehmet-akif-ersoy-ve-bediuzzaman-said-nursi/
Akif, İstiklal Marşı ve Devlet
“İstiklâl Marşı, şiir kalitesi ve söyleyiş güzelliği bakımından yeryüzündeki millî marşların hiçbirisiyle ölçülemeyecek kadar üstün ve derin mânâlı bir şiirdir. Bu marş, büyük bir milleti asırlarca ayakta tutacak kadar sağlam bir dinî ve millî inanış âbidesidir.”
Konuyla ilgili olarak Yeni Asya Yazarı İslam Yaşar'ın kaleme aldığı ''Akif, İstiklal Marşı ve Devlet'' başlıklı yazının tamamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/elif/akif-istiklal-marsi-ve-devlet_106545
İstiklal Marşı 95 yıl önce bugün kabul edilmişti
Mehmed Akif Ersoy'un yazdığı "İstiklal Marşı" 724 şiir arasından 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından "İstiklâl Marşı" olarak kabul edilmişti.
“Öyle bir marş düşünün ki bu günü en güzel şekilde anlatacak, dünü yad edecek, yarına ışık tutacak. İstiklal Marşı sıradan bir marş değil. Vatan, millet, bayrak, namus, gibi olguların duygularla dudaklarda ifadesini bulduğu bir marş”
İstiklal Marşı'nı bir de böyle dinleyin:
724 şiir arasından seçildi
İstiklâl Marşı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşı. Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından "İstiklâl Marşı" olarak kabul edilmiştir.
Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, Mehmet Âkif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir.
Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.
AA