Fenerbahçe kafilesine yönelik saldırının üzerinden 18 gün geçti. Ancak soruşturmada kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Şu ana kadar gözaltına alınan iki kişi de bırakıldı.
Fenerbahçe takım otobüsü maç sonrası İstanbul'a dönmek için Rize'den Trabzon Havalimanı'na giderken 4 Nisan akşamı saldırıya uğradı. Otobüse, Trabzon'un Araklı ilçesi girişindeki viyadükte seyir halindeyken "bir cisim" isabet etti. Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, o "cismin" önce taş olduğunu söyledi. Ancak olay yeri incelemesi ve geniş soruşturmayla ortaya çıktı ki, bu silahlı bir saldırıydı. Fenerbahçe'nin otobüsüne av tüfeğiyle ateş açılmıştı.
Şoför Ufuk Kıran yüzünden yaralandı. Al Jazeera'ye konuşan şoför Ufuk Kıran yaklaşık 110 km hızla giderken saldırının olduğunu ve aracı kendisinin durdurduğunu anlattı, "Bunun başarısız bir terör saldırısı olduğunu düşünmek istiyorum. Benim toprağımdaki insanlar, hemşehrilerimin böyle bir şey yapmayacağına inanıyorum" dedi.
Örgütlü mü, fanatizm mi?
Peki saldırı fanatik bir grubun öfkesi miydi, yoksa örgütlü müydü? Saldırı gecesi ve ertesi günü yapılan açıklamalar bu sorunun cevabını çelişkili hale getirdi. Trabzon Valisi Abdil Celil Öz'ün "yerel bir olay" dediği saldırıya Fenerbahçe kulübü sert tepki gösterdi.
Başkan Aziz Yıldırım saldırı için "suikast" dedi, "Çocuklardan biri ölse bunu nasıl anlatırdık?" diye sordu.
Fenerbahçe Basın Sözcüsü Mahmut Uslu, "Viyadükten geçiyoruz. Otobüse saldırıyorlar. Şoförü yaralıyorlar. Amaçları belli; otobüs devrilsin, futbolcular ölsün. Bu saldırı doğrudan şoförü öldürmeye yönelik. Hedef tüm takımı öldürmekti" dedi.
Saldırıdan sonra gözlerin çevrildiği Trabzonspor'un başkan yardımcısı ve basın sözcüsü Yakup Aslan ise saldırının takımlarıyla ilgisi olmadığını söyleyerek, "Bu, birliği bozan bir saldırıdır. Bu olayın aydınlatılması için çalışılıyor, biz de faillerin ortaya çıkarılması için gayret edeceğiz. Bu olayın Trabzonspor ile bir ilişkisi yoktur. Çok vahim, çok tehlikeli bir olaydır; o otobüs yoldan çıksaydı, sakatlanma veya ölüm olsaydı, bunu açıklayamazdık. Türkiye'yi aşan, dünya basınında yer alan bir eylem olurdu" açıklamasını yaptı.
Saldırı Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil devletin tüm kademeleri ile spor kulüpleri tarafından kınandı.
2 gözaltıya "delil yetersizliği"
Saldırıyla ilgili 7 Nisan'da gözaltına alınan teyze çocukları Nihat S. ve Emre A. 48 saat geçmeden adli kontrol ve tutuksuz yargılanmak üzere 8 Nisan'da serbest bırakıldı. Bu iki kişinin serbest bırakılmasına Sürmene Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti.
İtiraz üzerine Sürmene Sulh Ceza Hâkimliği dava dosyasını Trabzon Sulh Ceza Hâkimliği'ne gönderdi. Ancak Trabzon 1. Sulh Ceza Hâkimliği savcının itirazını reddetti.
Al Jazeera'ye konuşan Nihat S. "Ağır Ceza Mahkemesi'nden iyi haberler bekliyoruz. Daha bir gelişme yok. Bizim suçsuz olduğumuz ortada ama yine de devlet ne yapar bilinmez. Daha önce suçsuz yere, haksız yere bir sürü insanı cezalandırdılar. Biz de böyle bir şeyin olmasından korkuyoruz. Bir duruşma daha yapabilirler diyorlar, belki bir daha duruşma yapmazlar da beraat ettirirler. Açıkçası biz de soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz. Biz de ona göre bu pisliği üzerimize kim attıysa hesap sormak istiyoruz" dedi.
Şüphelilerin avukatı Turan Çelik de soruşturmanın devam ettiğini belirterek, "Savcının itirazının reddinin dışında bir gelişme yok. Biz de bekliyoruz" dedi.
Maçlara ara verildi
Fenerbahçe'ye yönelik saldırıdan sonra kulübün ligden çekilme ihtimali dahi gündeme geldi. Ancak bir hafta aradan sonra Türkiye Kupası ve lig maçlarına bir hafta ara verildi. Fenerbahçe bir taraftan sorumluların bulunmasını beklerken, bir taraftan da maçlara çıkmaya devam ediyor.
Trabzon Valisi Abdil Celil Öz’ün var dediği "büyük ipuçları, deliller ve bulgular" da soruşturmanın ilerlemesine fayda sağlamadı. Gelinen noktada saldırıyı kim ya da kimlerin düzenlediği hâlâ aydınlatılabilmiş değil.