"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Enes Kanter: Mirsad Türkcan bana ayakkabı fırlattı

25 Ocak 2016, Pazartesi 13:00
Oklahoma City Thunder forması giyen milli oyuncu Enes Kanter, Fenerbahçe'de oynadığı ve kulübün kendisini göndermek istemediği dönemde Mirsad Türkcan ile yaşadığı anısını paylaştı.

NBA’de Oklahoma City Thunder forması giyen Enes Kanter, millî formayı giymek için her zaman hazır olduğunu söyledi. Oklahoma City’nin kuzey bölgesindeki evinde yalnız yaşamamak için iki üniversite öğrencisi ve asistanıyla yaşayan Kanter, en büyük hayalinin de milli formayla Avrupa ve dünya şampiyonluğu yaşamak olduğunu ifade etti.

Enes Kanter'in haftalık Aksiyon dergisinde yer alan röportajından bazı bölümler şöyle:

Van'da bir gün Türkiye Basketbol Millî Takımı’nın maçını izliyordum. Türkiye’nin galip gelmesinden sonra ‘Ben de basketbolcu olacağım’ dedim. Tabii bunun kolay olmadığını biliyordum. Plastik topla basketbol oynamaya çalışırdım. İlk başlarda atışlarım potaya bile değmezdi.

"MİRSAD TÜRKCAN BANA AYAKKABISINI FIRLATTI"

"İstanbul'a geldim, Ülker'e geçeceğim zaman kulüp Fenerbahçe ile birleşti. Aydın Örs antrenmanları izlemeye gelirdi. Pekmez içip antrenmana gidiyordum. 16 Yaşaltı Millî Takım’a seçildim. İstanbul’daki ilk yılımı Fenerbahçe’de geçirdim. Performansımla Türkiye’nin en değerli oyuncusu oldum. Menajerim 'Gel, Amerika’da oku ve oyna.' dedi. Benim Amerika’ya gideceğim takımda duyuldu. 'Buradan para aldığını söyleriz, sen Amerika’da oynayamazsın.' dediler (Amerika’da kolej ve üniversite liglerinde oynamak için profesyonel olmamanız gerekiyor). Ben de gitmekten vazgeçtim. Sakatlıktan sonra geri döndüm. F.Bahçe para teklif etti. 1 milyon lira vereceklerdi, istemedim. Amerika’ya gitmemi istemiyorlardı. Teklifi 6 milyona çıkardılar. Amerika’ya gitmeye kararlıydım. Mirsad Türkcan, sahada herkesin önünde ayakkabısını çıkardı ve bana fırlattı. 'Benden habersiz nasıl gidersin!' dedi.

MAHMUT USLU ADINI 'YENİ YAPILACAK SALONA VERECEĞİZ' DEDİ

Yönetici Mahmut Uslu beni Şükrü Saraçoğlu Stadı’na çağırdı. Çok cazip tekliflerde bulundu. Yeni yapılacak salona senin adını vereceğiz dedi. F.Bahçe’den yine arayıp “Eğer gidersen Aziz Yıldırım altyapıyı kapatacak.” dediler. Ama ben kararlıydım. Gitmek istiyordum ama birçok engelle karşılaştım. ABD’ye gideceğimiz zaman menajerimtanınmayacak şekilde gizlenerek geldi. O sırada Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Aziz Yıldırım’ın korkusundan, 'Türkiye’ye geri dön' dedi. Ben Amerika’da oynamaya kararlıydım. Ama hukuki süreç aleyhime sonuçlandı. Hiçbir zaman lise ve üniversite (NCAA) liglerinde oynayamayacağım kararı verildi. Uzun süre oynayamadım. Her yerde ismim çıkmıştı. Tabii ki ortada çok belirsizlik vardı. Çok zor bir dönemdi. Ama yolumdan dönmedim. Sonra NBA’in draft dönemi başladı. Utah Jazz beni seçti. Oysa bengitmek istemedim. Draftta 3. sıradan seçilmem herkesin dikkatini çekti. Utah’ın beni seçtiği yıl (2011) NBA’de lokavt oldu."

"MEHMET OKUR FERRARİSİYLE YEMEĞE GÖTÜRDÜ"

Utah’ta Mehmet Okur benimle ilgilendi. Ferrari’sine bindirip yemeğe götürdü. Takıldım onunla biraz. Ağabeylik yaptı bana diyebilirim. Daha sonra o da takımdan ayrıldı. Okur, takımda Türkiye adına güzel izlenimler bıraktı. O işime yaradı. Utah’ta çok rahat değildim. 4. yılımda Dallas maçından sonra takas istediğimi söyledim. O dönem benim için zordu. Takas istediğim hâlde son güne kadar bir ses çıkmadı. Takas döneminin bitmesine saatler kala Oklahoma’ya takas oldum. Çok iyi bir fiyata kontrat imzaladım. Oklahoma’da dikkatimi ilk çeken şey profesyonellikti. Takım yönetiminin sizinle olan ilişkilerinden sistemin işlemesine kadar. Bunun yanında, Utah’tan daha başarılı bir kadrosu var. Bu kadroyla oynadığınızda hem daha çok tatmin oluyor hem de gelecek adına üzerine inşa edebileceğiniz daha performanslı bir kariyer imkânı yakalıyorsunuz. Hedefimize gelince… Tabii ki NBA şampiyonluğu. Ama bu sene bize gelir mi bilemiyorum. Buna namzet bir kadromuz var. İnşallah diyelim.

"BASKETBOLU BIRAKTIKTAN SONRA SPOR OLİMPİYATLARI ORGANİZE ETMEK İSTERİM"

Bir dönem Afrika’nın bir ülkesinde beden eğitimi öğretmeni olmak istiyordum. Şu an ise basketbol kampları düzenlemek ve bunun dışında insanların sadece eğitim ve öğretimlerine katkıda bulunacak projeler geliştirmek isterim. İnşallah bir gün Hakan Şükür abimle Türkçe Olimpiyatları gibi spor olimpiyatları organize etmek isterim. Türk okulları dünyanın 170 ülkesinde. Buradaki başarılı sporcuları ABD’deki okullara getirip yetiştirmek çok önemli.

"İNŞALLAH MİLLİ FORMAYI GİYECEĞİM"

Son 2 senedir hakkımda ağza alınmayacak ifadeler kullanıldı, akla hayale gelmeyecek senaryolar çizildi. Ben, milletimi, millî takımımızı, bayrağımızı, beni bu konuda usulsüzce eleştiren insanlardan bin kat daha fazla seviyorum. NBA’de bulunduğum her anımı ‘Temsil ettiğim değerlerimizi, memleketimizi, bayrağımızı bu insanlara nasıl sevdirebilirim?’ diye geçiriyorum. Kimse ‘Enes Kanter şöhret ve para peşinde, memleket aklının ucunda bile değil’ zannetmesin. Esasında haklılar; memleket aklımın ucunda bile değil. Çünkü memleketim kalbimin tam ortasında. Bayrağımızın dünyanın her köşesinde saygı duyulan bir unsur hâline gelmesi için elimden geleni yapmaya gayret ettiğimi herkesin bilmesini istiyorum. Tüm halkımız bilsin ki millî formayı giymeye her zaman hazırım. Hem bu sene hem de top koşturduğum seneler boyunca, millî formamızı giyeceğim inşallah. Hem de gururla..."

ENES KANTER İLE KISA KISA

Hayatın filme çekilse ismi ne olsun istersin? 

Bir Garibin Davası.

Tüm zamanlardan birlikte oynamak istediğin 5 oyuncu istense kimleri seçerdin? 

Westbrook, Michael Jordan, Lebron James, Carl Malone, Kerim Abdul Jabbar.

Takımda en yakın arkadaşların kim? 

Steven Adams ve Russell Westbrook.

Yemek sorun oluyor mu? 

Sorun olmuyor. Takım bize helal yemek çıkartıyor. Her önüme gelen yerde yemek yemiyorum. Takım bu konuda bana çok saygılı.

Ailenle sık sık görüşüyor musun? 

Daha çok internet üzerinden görüşüyorum. Saat farkı olduğu için görüşmelerimiz zor oluyor. Babam kalkıp maçımı izliyor. Annem de izliyor ama herhâlde uyukluyordur.

Amerika’da en çok sevdiğin üç şey ne? 

Bir, Türk toplumu ile bir araya gelmek. İki, Amerikalılara kültürümüzü anlatmak. Üç, insanların saygısı.

Peki, en sevmediğin üç şey? 

Bazı restoranlardaki kokular. İstediğin zaman gidip çorba içecek bir yer bulamamak. Saat farkı.

Benzetildiğiniz biri var mı? 

Barcelona’daki Luis Suarez.

Yaşamak istediğin duygu? 

Türk Millî Takımı’yla Avrupa ve dünya şampiyonluğu.

NBA maçlarında en çok zorlandığın şeyler? 

Uçak seyahatleri ve zaman farkı.

Etiketler: enes kanter, nba
Okunma Sayısı: 1674
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı