Eski Ramazanlar...
“Okur müezzinin hası;
Kirli kalbin gider pası.
Âşık olan Ramazana;
Seneye dek tutar yası..”
Sahurun habercisi Ramazan davulcularının nesilden nesile söyleyerek taşıdığı “Ramazan Manileri” eski Ramazanların önemli özelliklerindendi. Konusu çoğunlukla Ramazanla ilgili olan bu deyişler, sahur vaktini haber vermek için söylenirdi. Ramazanın on beşinden sonra maniler için kahvelerde yarışmalar düzenlenirdi. Yarışmaya katılacak olanlar yüksek bir yere oturur ve yarışma başlardı. Manicilerden biri “ayak” atar, yanındaki hemen o ayağa uygun cinaslı bir beyti hemen okumak zorunda kalırdı. Bunu gerçekleştiremediği an saf dışı olurdu.
Bugün de Ramazan davulcuları ve manilerimiz ayakta kalmaya çalışan kültürel değerlerimiz arasında. Her ne kadar bundan rahatsızlık duyan bir azınlık olsa da, kültürümüzü yaşamalı ve yaşatmalıyız. On bir ay boyunca, İstanbul’un malûm semtlerinin eğlence mekânlarından yükselen müzik seslerinden bu halk rahatsız olmuyorsa, sadece bir ay boyunca yükselecek davul ve mâni seslerine de kimsenin bir mani olmaması gerekir.
Mehtap Yıldırım