Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen, AKP Keçiören İlçe Başkanlığı İlçe Danışma Meclisi toplantısında konuşma yaptı.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'un, "Rusya'nın Türkiye'ye yönelik açık bir saldırısı olmadıkça NATO bu duruma müdahale etmeyecek" şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Türkeş, "Avrupa'nın ortasında ufacık bir toprak parçasısın sen, ordun bile yok, anlamazsın o işlerden. 60 yıldır NATO, Türk Silahlı Kuvvetleri ile bizim Mehmetçiğin gücüyle övündü" dedi.
Habertürk'te yer alan habere göre Türkeş, Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle birçok güzelliğin yanı sıra bir çok derdi de bulunduğuna dikkati çekerek, ülkenin jeopolitik konumu farklı olsaydı bu kadar sıkıntının yaşanmayacağını vurguladı. Türkiye'de yaşanan sıkıntıların başında terör olaylarının geldiğine işaret eden Türkeş, saldırıda hayatını kaybedenleri rahmetle, minnetle andıklarını belirterek, yaralılara geçmiş olsun dileğinde bulundu.
"Lüksemburg diye bir devlet var, ordusu yok"
Türkeş, Türkiye'nin 60 yıldır NATO ülkesi olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Yani bizim hava sahamız, bizim topraklarımız aynı zamanda bir NATO ülkesinin hava sahasıdır ve topraklarıdır. Burada gelen geçsin, isteyen isteği gibi uçsun demek mümkün değildir. Niye? Birincisi kendi vatandaşlarımızın güvenliği için, ikinci olarak da uluslararası anlaşmalar gereği. Lüksemburg'un geçen gün bir yetkilisi bir açıklama yapmış, diyor ki 'Türkiye'nin Rusya'yla yaşadığı NATO kapsamına girmez.' Avrupa'nın ortasında ufacık toprak parçasısın, ordun bile yok, sen anlamazsın o işlerden. 60 yıldır NATO, Türk Silahlı Kuvvetleri ile bizim Mehmetçiğin gücüyle övündü. ABD'den sonra Türkiye, NATO'nun ikinci büyük ordusudur. 60 yıl soğuk savaş döneminde benim gücüme, benim Mehmetçiğime, benim insanımın kol gücüne, benim savunma harcamama dayanacaksın, sonra da bir gün ben darda kaldığımda da oradan bir tanesini konuşturacaksın 'aman ha Rusya'ya biz bulaşmak istemiyoruz, biz bu işin dışındayız' öyle bir sistem maalesef dünyada yok, onu da buradan duyurmak isterim. Önce en cılızından bir ses ortaya çıkartıyorlar ondan sonra da oradan bu sesi yükseltecekler."