Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın şüpheli sıfatı ile ifadesinin alınmasını geç kalınmış bir çağrı olarak değerlendirdi.
Sağlar, "Türkiye'deki ciddi baskıların müsebbibi olan, bugün gazetecilerin tutuklanarak burunlarının sürtüldüğü noktaya getiren dönemin başlangıcı Yaşar Büyükanıt ile Dolmabahçe'de yapılan konuşmadır." dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Nisan e-muhtırası soruşturması kapsamında eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın şüpheli sıfatı ile ifadesinin alınmasını istedi.
Orgeneral Büyükanıt’ın önümüzdeki hafta ifade vermesi bekleniyor.
Konuyu değerlendiren Fikri Sağlar, Büyükanıt’ın ifadeye çağrılmasını geç kalınmış bir durum olarak yorumladı. Sağlar, şunları söyledi:
"Çünkü Yaşar Büyükanıt, e- muhtıranın mucidi. AKP 2007 seçimini bu muhtıra ile kazanmıştı. Daha sonra 2011 seçimlerinde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, onun bir muhtıra olmadığı sadece Yaşar Büyükanıt'ın düşünceleri olduğunu söylemiştir. Hatta Yaşar Büyükanıt'a madalya verilmiş, hiçbir genelkurmay başkanına nasip olmayan 2 milyon liralık bir araç tahsis edilmiştir.
Şimdi tüm bu serüveni hatırladıktan sonra Yaşar Büyükanıt basiretli, TSK'nın şerefli bir mensubuysa ifadesinde Dolmabahçe konuşmasını da ortaya koyar. Bu konuşmada bildiğiniz gibi Başbakan şunu söylemişti: 'Aramızda sırdır ve mezara kadar gidecektir. Yaşar Büyükanıt söylerse bende söylerim.' Buna karşı Büyükanıt'ın verdiği cevap; 'Devlet sırrı konuştuk...' Ama kendisinden sonraki genelkurmay başkanı o konuşmalardan haberdar değil. Dolayısıyla o sır nedir? Bunu da açıklar.”
“Türkiye'nin demokratikleşmesine, hak ve özgürlüklere bir cevap verilecekse Yaşar Büyükanıt'ın ifadesinden başlanması gerekiyor.” diyen Sağlar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mesela Ergenekon soruşturmasının açıklamasının müsebbibi Yaşar Büyükanıt mıdır? Değil midir? Onu bir kere açıklamaları gerekir. Arkasından Balyoz Davası ve benzeri davaların yani 2007'den 2011'e kadar Türkiye'yi 4 dava ile idare edilen ve Türkiye'deki ciddi baskıların müsebbibi olan işte bugün gazetecilerin tutuklanarak burunlarının sürtüldüğü noktaya getiren dönemin başlangıcı Yaşar Büyükanıt ile Dolmabahçe'de yapılan konuşmadır. Bunları herhalde bu ifade de verecektir. Verirse şerefli bir Türk subayı olarak Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görevini yapmıştır diye düşünüyorum.”