Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Çavuşoğlu, ABD Büyükelçiliğinin YPG’ye silah desteğinde bulunmadığına yönelik dün yaptığı açıklamaya ilişkin görüşünün sorulması üzerine, şunları söyledi:
"ABD’nin içinde olduğu koalisyon belli bir zamandan beri Fırat Kalkanı operasyonumuza havadan destek vermiyor. ABD YPG’ye-PYD'ye silah veriyor. Nokta. Onlar böyle diyorsa benim de söyleyeceğim budur. Son derece nettir. ABD'nin YPG'ye özellikle DEAŞ'a karşı mücadele edecek diye silah verdiğini onlar da çok iyi biliyor, biz de çok iyi biliyoruz. Bizim elimizde de belgeler var, dünyada da herkes biliyor. Dolayısıyla her şeyden önce bizim dürüst olmamız lazım. Yani, 'bugüne kadar silah verdik, hata ettiğimizi anladık' diyorsa eyvallah ama bugüne kadar ABD, YPG'ye silah vermiştir. Nokta."
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat Operasyonunda ABD'nin havadan ya da karadan destek vermemesine ilişkin soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, DEAŞ ile mücadele için Türkiye'nin İncirlik Üssünü açtığını hatırlattı.
Türkiye'nin DEAŞ'a karşı en güçlü olduğu yerlerden bir tanesi El Bab’da ciddi bir mücadele vermesine rağmen destek görmediğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Hadi bir gün hava muhalefeti vardı, uçamadınız. İkinci gün oldu... Ama koalisyon epeyce bir zamandan beri destek vermiyor. Burada YPG Amerikalılara baskı yapıyor. Bunu John Kerry'e söylediğim için çok net söylüyorum. Çünkü, biliyorsunuz YPG’nin amacı Afrin'e Münbiç tarafından gelip burada bir terör koridoru oluşturmaya çalışmak." ifadelerini kullandı.
"ABD Rakka’da YPG’yi kullanmak istiyor"
ABD'nin Rakka’da YPG’yi kullanmak istediğini, YPG'nin de buna karşılık "beni orada kullanmak istiyorsan El Bab operasyonunda Türkler başarılı olmamalı ve bizim oluşturmak istediğimiz koridorun önünde engel olmamalı'" dediğini söyleyen Çavuşoğlu, ABD'nin kendilerine "El Bab'a gitmeyin, yavaş gidin" dediğini, kendilerinin de "niye yavaş gidelim" diye yanıt verdiğini anlattı. Bakan Çavuşoğlu, ABD'liler ile yaptığı telefon görüşmelerinde bunun mümkün olmadığını, kendilerinin orada DEAŞ ile mücadele ettiğini ve bu mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.
"Suriye genelinde ateşkesin sağlanması için Rusya ile yoğun çaba sarf ediyoruz"
Türkiye ile Rusya arasında Suriye’ye ilişkin ateşkes planı üzerinde anlaşma sağlandığına yönelik haberlerin hatırlatılmasına karşılık Çavuşoğlu, Suriye genelinde özellikle rejim ve muhalefetin çatıştığı yerlerde bir ateşkesin sağlanması için Rusya ile yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
"İran, Moskova'da garantör olmuştu"
Bakan Çavuşoğlu, “İran bu mutabakatın neresinde? İran olmadan Suriye’de kalıcı bir ateşkesten bahsedilebilir mi” sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“İran, Moskova’ya gelince şu soruyu sorduk; biz bir ortak açıklama yapıyoruz. Bu açıklamada Rusya ile Türkiye rejim ve muhalefet konusunda garanti veriyor. Peki İran neyi garanti edecek? Burada Şii gruplar var, Hizbullah var, İran’ın rejim üzerindeki rolünü de biliyoruz. Dolayısıyla İran da bu konuda garanti vererek, Türkiye ve Rusya ile birlikte, Suriye’nin geleceği konusunda, ateşkes ve siyasi süreç konusunda garantör oldu."
"Türkiye'nin Esed konusundaki tutumu değişmedi"
Astana’da yapılacak zirveye ilişkin de bilgi veren Çavuşoğlu, rejim, muhalifler, Rusya ve Türkiye’nin masaya oturmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna “Hayır, bizim gözetimimizde olacak. Müzakereyi rejimle muhalif grupların yapması gerekiyor.” yanıtını verdi.
Bunun rejimi tanıma ya da Esed’in kalmasına razı olma anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye’nin bu konudaki tutumunu Rusya’nın da bildiğini vurguladı.
Astana’ya kimler katılacak
Astana’da yapılacak toplantı için önceliğin ateşkes olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, aksi takdirde grupların gidip görüşmelere katılmasının gerçekçi olmadığını belirtti.
Rejimin hangi düzeyde katılacağını bilmediklerini ancak anlaşmaya göre her iki tarafın da müzakere heyetini kendisinin belirleyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, ayrıca Türkiye’nin bazı şartları olduğunu anlattı.
YPG’nin bir terör örgütü olduğunu ve muhalefet tarafından da kabul edilmediğini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Riyad Hicap başbakanken Esed ile birlikte Salih Müslim’i Kandil’den Suriye’ye davet ettiklerini ve ondan Türkiye’ye yönelik terör saldırılarını başlatmasını istediklerini sadece bizimle paylaşmıyor, John Kerry de dahil ABD ile ve diğer Avrupalı ülkelerle paylaşıyor ve neden YPG’yi içlerine almayacaklarını net bir şekilde gerekçeleriyle, belgelerle ifade ediyor. Dolayısıyla bir terör örgütünün siyasi müzakerelerde yer almaması lazım. Ha, terörü bırakır, Suriye içinde kanton ya da başka anlayışları bırakır o zaman dahil edilebilir.”
Astana’ya katılım seviyesinin henüz belirlenmediğini ancak dışişleri bakanları düzeyinde masada olunmayacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Sona doğru olumlar atılırsa, bir sonuç elde edilecekse, bizim de orada olmamızı gerektirecek bir aşamaya gelirse, tabiİ ki gideriz.” şeklinde konuştu.
"Musul operasyonuna Türk askerinin katılması gündemde değil"
Musul operasyonunun istenilen hızda ilerlemediğini, Irak'taki terör sorununun çözülmesi için Türkiye'nin askeri, siyasi ve ekonomik destek vermeye devam edeceğini belirten Çavuşoğlu, Musul Operasyonu'na Türk askerinin katılıp katılmayacağına ilişkin soruya, "Şu anda Türk askerinin katılması gündemde değil. Mutabakatın içinde yok. Kimlerin katılacağı kimlerin katılmayacağı belli." yanıtını verdi.
"Koalisyon DEAŞ'le mücadeleye destek vermeyecekse açıkça söylesin"
Çavuşoğlu, "Madem koalisyon güçleri hava harekatına destek vermiyor, Rusya'nın, Türkiye'nin El Bab'a yönelik operasyonunda havadan ya da karadan destek vermesi söz konusu mu?" şeklindeki soruya, "Eğer koalisyon bundan sonra DEAŞ'a karşı mücadelede destek vermeyecekse bunu da açık net bir şekilde söylemesi lazım." yanıtını verdi.
"Önce El Bab'ı temizlememiz lazım, sonra Münbiç"
Çavuşoğlu, "El Bab'daki operasyon bitmeden TSK'nın Münbiç'e yönelik bir girişimi olabilir mi?" şeklindeki soruya, "Önce El Bab'ı temizlememiz lazım, ondan sonra Münbiç'e doğru." yanıtını verdi.
"PKK ile mücadelede ne gerekiyorsa yaparız"
Çavuşoğlu, Barzani'nin "Sincar'daki PKK varlığına karşı gerekirse askeri güç kullanırız" yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve "Sincar'a Barzani ve TSK'nın ortak bir operasyonu söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, şunları kaydetti:
"İçeride de dışarıda da, sınırın bu tarafında da diğer tarafında da PKK'yla mücadele ediyoruz. Sincar'da da PKK'yı vuracağımızı daha önce de söyledik. Hele hele Telafer'e doğru bir tehdit oluşursa, bir yönlenme olursa, hiç tereddüt etmeden vururuz. PKK- YPG sınırın öbür tarafında terörü devam ettirdiği sürece bizim için tehdittir. Biz bu tehditle kendi başımıza veya bizimle mücadele etmek isteyen herkesle birlikte mücadele ederiz. Dolayısıyla şu anda DEAŞ'a karşı Peşmergeye nasıl destek veriyorsak PKK'ya karşı da aynı desteği veririz. Sadece Peşmergeye destek değil, biz de aktif şekilde burada PKK'yla mücadeleye devam edeceğiz. Ne gerekiyorsa onu yaparız."
AA