"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bahçeli: Son 10 yılda 7 bin 122 kadın katledildi

17 Şubat 2015, Salı 12:04
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

Kadına şiddet neden bu kadar yaygınlaştı

Kadına yönelen şiddet dalgasının masum canlara kast eden saldırıların niçin bu kadar yaygınlaştığını mutlaka araştırmak zorundayız. Toplumsal huzurumuza musallat olan bu kanlı tablonun arkasındaki perde aralanmadıkça maalesef Özgecan’ların katledilmesini engellememiz mümkün değildir. Şiddet bir sonuçtur, tedavi edilmedikçe vicdanları kanatmaya devam edecektir.

Dün işsizlik verileri açıklanmıştır. 2014 yılı Şubat ayı itibariyle işsizlik oranını hesaplamada yeni bir yönteme geçildiğinden işsiz sayısının çerçevesi kurnazca daraltılmıştır. AKP bayat numaralarla işsizliğin üzerini örtmektedir. Yine de mızrak çuvala sığmamaktadır. Kim ne söylerse söylesin toplam işsiz sayısı 6 milyona yaklaşmakta her evi haneyi ateş gibi sarmaktadır. Sosyal ve ekonomik istikrarsızlığı besleyen sayıları 2 milyonu aşan Suriyeli sığınmacılar ise işsizliği kemikleştirmektedir.

Son 10 yılda 7 bin 122 kadın katledilmiş

Kadına şiddet facia ve felaket ötesidir. Son 10 yılda 7122 kadın katletilmiş, 5 bine yakın kadın da tecavüze uğramıştır. 2008’den bu tarafa kadın cinayetleri yüzde 1400 çoğalmıştır. Bu rakamlar sözün bittiğini apaçık işarettir. 2014’te 294, sadece bu yılın ocak ayında 20 kadın hayata veda etmiştir. Şunu bilmenizi temenni ediyorum ki dökülen kadın kanı medeni toplum iddialarını çürütmektedir.

Şimdiye kadar kanun çıkarılmış ancak netice doğurmamıştır. Kampanyalar tertip edilmiş, toplantılar, organizasyonlar düzenlenmiş, raporlar hazırlanmış, bir faydası dokunmamıştır. Yine taciz, tecavüz, ölüm saldırı vakaları almış başını yürümüştür. Kadına uzanan ellerin kırılmasını söyledik. Başbakan da dillendirmiş, her kesim bu kararlılıkta olmuştur. Peki vahşet ve şiddet dili niçin bu kadar hakimdir? Kusur kimse? Yanlış nerededir? Şunu kabul edelim ki toplumlar için büyük tehlike dengeyi kaybetmektir. İddiali değişim sloganları tecrübeyle desteklenmediği zamanlarda anlam bunalımı, ahlaki çöküşler ortaya çıkmaktadır. Hukuk askıda adalet kenarda ise suçlu sayısı patlamaktadır. Toplumsal adalet duygusu göçtüğü anda, yaptırım sistemi alabora olduğu takdirde şiddet egemen olmalıdır.

Madem idam cezasına ihtiyaç var

Şimdi herkes idam cezasının getirilmesiyle ilgili yorum yapmakta. AKP idam tartışmalarının önünü açmaktadır. Burada ciddi bir samimiyet noksanlığı olduğu açıktır. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, o zaman AKP’nin elini tutan da olmayacaktır. Başbakan ve partisine sesleniyorum. Hadi buyrun, idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın, harekete geçin de ne kadar dürüst olduğunuzu görelim. Yürürlükteki hukuk mevzuatında insan öldürenlere, en bayağı mide bulandırıcı suçları işleyenlere gerekli ağır cezalar ön görülmüştür. Mesele hukuku vicdanlara uygun tatbik etmektir. Eğer ana kaynak kurutulmazsa, istediğiniz kadar dar ağacı kurun, ceza yağdırın ne yazık ki acı verici vakalardan kurtulma şansınız olmayacaktır.

Bugün yaşadığımız travmalar düne benzemektedir. Bir yanda kadına ikinci sınıf insan muamelesi yapmak… Mahkemeleri darbeci milli irade düşmanı gibi göstermek, adalete güveni sekteye uğratmaktadır. Hırsızlık yapan, hainlik eden arkasını iktidara dayamış kişi dışarıda gezmekte, sıradan suçlu ise cezaevini boylamaktadır. Sosyal değişme nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz arayışının niçin nasıl sorularıyla genişletilmesidir. AKP hükümeti siyasal dengeyi bozmuştur. Bu itibarla toplum şiddete teslim olmuştur. Erdoğan’ın kavgacı tutumu, suçları, bir süre sonra ters tepmiş ortaya çıkan sosyal fatura iyice kabarmıştır.

Obama'ya seslenen Cumhurbaşkanı'na 'nereye kadar sürecek bu zulmün' diye sormak hakkımız

Meksika’da cinayete kurban giden üç kardeşimiz için haklı olarak Obama’ya seslenen cumhurbaşkanına, bizim de nereye kadar sürecek bu zulmün Erdoğan diye sormak bizim hakkımızdır. Özünde zalim olanların, zulmü felsefe haline getirenlerin insani davranmaları, dün mahkum olmayacaktır yarın da olmayacaktır. Yeni özgecanların olmaması için herkes sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, ayrımcı dilini acilen kesmelidir. Toplumun içinde bulunduğu şiddetli dalgalanmanın cinnet hali önlenemezse, Türkiye üçüncü dünya ülkeleri klasmanına düşecektir. Bu durumda demokrasi yaşayamaz, ülkemiz ayakta ve bağımsız kalamaz.

İktidar İmralı ve kandil gelgitinde siyasi namus tapusunu düşürmüştür. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre cani başı, PKK’dan 21 Mart nevruz günü bir silahsızlanma kongresinin toplanmasını istemiştir. Sonrasında da müzakerelere geçileceği, pazarlıkların resmiyete döküleceği söylenmiştir. Siyasi bölücüler ortak açıklamadan bahsetmektedir. Başbakandan bakanlara kadar hükümet cenahı iyi şeylerin olacağını, Türkiye’nin bir bahar havası yaşayacağını söylemektedirler. En son iyi şeyler olacak denildiği zaman milletimizin nasıl bir kabus yaşadığı ortadadır. Bu ne kepazeliktir, bu ne utanmazlıktır. İmralı canisinin iki yıl önce PKK’ya silah bırakma ve sınır dışına çekilme çağrısı ne sonuç vermiştir de bu sefer ki verecektir? PKK’nın silaj bırakması tek bir şartla mümkündür, o da Türkiye’nin çatır çatır bölünmesidir. PKK bugünkü durumuna kan dökerek, pusu kurarak, bedenlere mermi doldurarak gelmiş, AKP’nin zaaflarından da sonuna kadar istifade etmiştir.

AKP PKK koalisyonu seçimden önce her şey güllük gülistanlık olmuş gibi bir hava uyandıracak, milletimizin umutlarıyla oynayacaktır. HDP’nin seçimlere girmesi ise pazarlıklara göre şekil alacaktır. AKP ile PKK anayasayı değiştirip, milli devleti parçalama konusunda hem fikirdir. AKP ve PKK Öcalan’ın önce ev hapsi, sonra planlanan eyalet yasalarıyla serbest bırakılması bağlamında da hemen hemen aynı görüştedir. Yani AKP PKK’laşmış, PKK da AKP maskesi takmıştır. 

Okunma Sayısı: 1486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı