Osmanlı Devleti zamanındaki mezar taşları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Mehmet Samsakçı, “Mezar taşları bir algının, itikadın ve estetiğin ürünüdür” diyerek dikkat çekici bilgiler paylaştı.
Mezar taşları üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Doç. Dr. Mehmet Samsakçı Osmanlı mezar taşlarının kadın ve erkek olarak ayrıldığını ve bu farklılıkların kitabe başlıklarından kendini belli ettiğini belirtti. Mezar taşlarına bakılarak meslekî bilgilerin de edinilebileceğini belirten Samsakçı kadın mezar taşlarında meyve figürlerinin kullanılmasının bereketi sembolize etmesinden kaynaklandığını da açıkladı.
Mezar manevi hayatın kapısıdır
Dünya Bizim’e konuşan Samsakçı mezar taşlarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Osmanlı mezar taşları İslâmî - tasavvufi ölüm algısının somutlaşmış şeklidir. Mezar taşları bir algının, itikadın ve estetiğin ürünüdür. İslâm ve onun estetik yorumu olan tasavvuf, ölümü bir feci son olarak görmez. Mezar, maddî hayatın sonu, fakat manevî hayatın devamı yani başka plandaki sonsuz bir hayatın kapısıdır.”
Cellâtların mezar taşları neden farklı?
Cellatların mezar taşlarının farklı olduğunu söyleyen Doç. Samsakçı, “Mezar taşları kadın ve erkek olarak ayrılır. Bir kabristana gittiğinizde kadın ve erkek mezar taşları kendini gösterir. Erkek mezar taşlarının üzerinde mutlaka bir başlık vardır. Bunlar da kendi içerisinde bölümlere ayrılır; kâtibi sarık, örfi sarık gibi... Eğer başlıkta bir kavuk varsa belli ki o bir sadrazam veya devlette görev yapmış biri, fesliyse biliyoruz ki II. Mahmut sonrasında vefat etmiş, çünkü fes II. Mahmut ile geldi. Bazı mezar taşları ise dümdüz bırakılmıştır, bunlar da cellâtlarındır. İnsanlar orada kimin yattığını bilip de bedduâ etmesin diye dümdüz bırakılmıştır. Kadınların mezar taşlarında ise baş kısımları yoktur. Onun yerine mezar taşlarına oval, çiçekli meyveler ve dallar resmedilmiştir” dedi.
AA