Çayeli’nin Senoz Vadisi köylerinde yaşayanların hatıraları “Senoz Sohbetleri” adıyla kitap haline geldi. Gazeteci yazar Faruk Çakır, “Yaşlı insanlarımızla yaptığımız sohbetlerin boşa gitmemesini arzu ettik” dedi.
Gazeteci yazar Faruk Çakır, "Senoz Sohbetleri" adlı kitabıyla ilgili sorularımızı cevaplandırdı.
*Çayeli, Senoz Vadisi köylerinden hatıraların anlatıldığı bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
“Senoz Sohbetleri” kitabı ekseriyetle Çayeli, Senoz Vadisi köylerinde yaşayan yaşlı insanlarla ve o köylerden çıkarak büyük şehirlere gelen iş adamlarıyla yapılan sohbetlerden, röportajlardan meydana geldi. Yaşlı insanlarımızla yaptığımız sohbetlerin boşa gitmemesini arzu ettik. Söz uçar, yazı kalır hesabı. Kitapta ibretli hatıralar var. Önce yaptığımız bu sohbetleri, teknik takibini kardeşim Yunus Çakır’ın yaptığı www.senozderesi.com internet sitesinde yayınlıyorduk. Bu yayınlar ilgi görünce, kitap haline getirmeyi düşündük. Böyle bir çalışma yapılacağını duyan hemşerilerimiz de sağ olsunlar buna destek oldular. Neticede Senoz Vadisi köylerinde ve yaylalarındaki hayattan karelerin ve hatıraların olduğu böyle bir kitap meydana gelmiş oldu.
* Kitabı yazmaktaki amacınız nedir?
Demin de ifade ettiğimiz üzere bu eser, röportajlardan meydana geliyor. İşin özünde, hatıraların, derslerin ve ibretlerin unutulmaması arzusu var. Meselâ daha önce röportaj yaptığımız ve kitapta yer verdiğimiz kişilerden vefat edenler oldu. Onlarla yeniden görüşmek isteyenler böyle bir imkâna sahip değil. Keşke imkân olsaydı da çok daha fazla kişiyle görüşebilseydik. Bazı hatıralar kaybolup gitti.
* Kitapta yer alan hatıralardan sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Tabiî ki herkesin ayrı bir hikâyesi var. Bu görüşmeleri yaparken en çok dikkatimizi çeken nokta, köylerinden uzak kalan, İstanbul gibi büyük şehirlere yerleşen yaşlı insanlarımızın duydukları köy hasretiydi. Hatıralarını paylaşırken ağlayanlar da oldu, haliyle biz de ağladık. Çeşitli sebeplerle köylerdeki arazilerini satarak göçen insanların çektiği köy hasreti çok daha büyüktü. Hatta bu görüşmeleri yaparken, köylerinden uzak kalan yaşlıları belli bir proje ile köylerine götürüp gezdirmeyi de düşündük. Yine de geç sayılmayız. Keşke belediyeler böyle bir proje geliştirse. Hem imkânsızlık hem de yaşlılık sebebiyle köylerine gidemeyen çok sayıda yaşlı insan var. Onları sevindirenler her halde büyük sevaba girerler. Köy fotoğraflarına bakarak kendisini avutan, köyleri 50 yıl öncesine göre hatırlayan hasret yüklü yaşlı komşularımızla karşılaştık.
* Kitapla ilgili geri dönüşler aldınız mı? Kitabın ikincisi ne zaman çıkacak?
Kitap öncelikle hemşerilerimize hitap ediyor. Dolayısıyla her gören beğendi, tebrik ve teşekkürlerini iletti. Hatta bazı arkadaşlar da “Filanca kişi hayatta mı? Onunla biz de görüşmek istiyoruz” dediler, ama maalesef onlar rahmetli olmuştu. Kitabın ikincisi ve hatta üçüncüsü de çıkabilir. Bu biraz da maddî imkâna bağlı. Niyet var, ama ne zaman gerçekleşir o belli değil.
RÖPORTAJ: NURSEZA OKUR