Gaziantep'te 16. yüzyıldan bugüne gelen ipekli kutnu dokumasında, kumaşın atkı ve çözgü sayılarını ölçmeye yarayan bakır mercek, yaklaşık bir asırdır ustalara emanet ediliyor.
Kentin en eski kutnu dokuma ustalarından 60 yaşındaki Abdulkadir Mekki'ye babasının yetiştirdiği ustası tarafından verilen bakır mercek, kutnu dokuma sanatını gelecek kuşaklara aktaracak ustalar tarafından titizlikle korunuyor.
Büyüklerinin emaneti olarak gördükleri mercekle kutnu dokumasının atkı ve çözgü sayılarını ölçen ustalar, gözü gibi baktıkları merceği gururla taşıyor.
Dedesi ve babasından miras kalan kutnu dokumacılığını küçük yaşlarından beri sürdüren usta Mekki, yaptığı açıklamada, 16. yüzyıldan beri Gaziantep'te kutnu kumaşının dokunduğunu söyledi.
Baba mesleği olan kutnu dokumaya çok küçük yaşlarda başladığını aktaran Mekki, "Bu işe 5 yaşında tezgahların altında uyuyarak başladım. 10 yaşında da çalışmaya başladım. 50 yıldır kutnucuyum." dedi.
Atölyelerinde ustalarından miras kalan çok değerli bir mercek bulunduğunu belirten Mekki, şunları kaydetti:
"Bu mercek dokumada kullanılıyor. Bakırdan mercek, kutnu dokumasının atkı ve çözgüsünün sayılarını ölçmeye yarıyor. Bu merceği bu atölyenin ustası olan dedem babama, babam kendi ustasına vermiş. Ustam da bu işin ehli olduğumu anlayınca bana verdi. Ben de bu merceği atölyemizdeki en genç usta olan 39 yaşındaki Orhan Tozluoğlu'na verdim. Bu merceği taşıyan orada yapılan tüm işlemlerin ustasıdır. Bu mercek çok değerlidir. Bunu kullanan ustaya herkes saygı gösterir."
Ustaların kaybolmaması için merceğe gözü gibi baktıklarını anlatan Mekki, merceğin kutnu atölyesinde mutlaka bulunması gerektiğini ifade etti. Mekki, "Bunun özelliği yıllardır bizde olması. Bu işi koordine eden de odur. Bu kutnuculukta sembol. Bunu taşıyana saygı gösterilir. Bu mercek aşağı yukarı 100 yıllık. Kutnuculuk ahilik geleneğinden gelen bir sanat. Çırak olmazsa kalfa olmaz, kalfa olmazsa usta olmaz, usta olmazsa büyük usta olmaz." diye konuştu.
AA