"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zafer şükür ister

06 Nisan 2023, Perşembe 13:41
Yöneticiliğini Ali Demir’in yaptığı Euronur tarafından yayınlanan programda yazarlarımız Ahmet Battal ve Hasan Güneş konuşmacı olarak katıldı. Programda Bediüzzaman’ın Meclis’te milletvekillerine hitaben yayınladığı beyanname ele alındı.

İSTANBUL - MUSA AYDIN

Yeni Asya TV Euro Nur YouTube kanalında yayınlanan “Kainatın yüksek hakikati ve Beyanname’den adalet dersleri” konulu programda Bediüzzaman’ın Meclis’te milletvekillerine hitaben yayınladığı 10 maddelik beyanname konuşuldu. 

Programın takdimini yapan Yeni Asya A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Demir, “Yeni Asya Yönetim Kurulu olarak düzenlemiş olduğumuz cumhuriyetin 100. yılı ve Bediüzzaman Hazretlerinin Cumhuriyet’le alakalı görüşleriyle ilgili faaliyet ve etkinlikleri programımızın ikincisini gerçekleştirmek üzere bulunuyoruz. Bediüzzaman Hazretleri 1922 Kasım ayında Ankara’ya gider ve 1923’ün Ocak ayının 19’unda Ankara’da mecliste ağırlıklı olarak namaza dikkat çeken bir konuşma yapar. Bugün konuşmacılarımızla bu konuyu detaylı bir şekilde incelemek istiyoruz” dedi.

BEDİÜZZAMAN, SALTANATA KARŞI

Programın ilk konuşmacısı Prof. Dr. Ahmet Battal şöyle konuştu: 

“Konu önemli cumhuriyetin 100. yılındayız ve Risale-i Nur talebelerinin ve Bediüzzaman hazretlerinin cumhuriyete bakışı Risale-i Nur talebelerinin geleceğe dair planlamaları konusu gerçekten yeniden üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bu yönden bakıldığında üzerinde durmamız gereken Birinci Mesele Bediüzzaman’ın anayasal sistemlerden yani devlet rejimlerinden hangisini tercih ettiği hangi rejimi tercih ettiği konusunda bir ön çalışma yapılması gerekir. Esasen Risale-i Nur’u bilenler zaten biliyorlar. Bediüzzaman net bir biçimde saltanata karşı ve cumhuriyete taraftar bir kişi. 

Dört halife bir tür reis-i cumhur, seçimle iş başına gelmiş olmalarından biliyoruz. Üstat zaten başka yerlerde de buna atıf yapıyor seçimle iş başın agelmişler. Bediüzzaman Hayatının her döneminde gençliğinden itibaren saltanatçı değil cumhuriyetçi.

1922’de saltanatın kaldırılıyor. Bediüzzaman Ankara’ya geliyor ve bugün ana konumuz olan beyannameyi neşrediyor ve bu beyannameyi neşrettikten bir süre sonra 1923’te Ankara’daki rejim saltanatı kaldırmanın gereğini resmen de ifa eden bir sistem değişikliği yapıyor. Nedir o cumhuriyete geçiyor yani Ankara’daki sistemin adını Cumhuriyet olarak net bir biçimde koyuyor. Buraya kadar bir problem yok arkasından Bediüzzaman’ın teklifi de şeklen kabul görüyor.

DİNE KARŞI LAKAYTLIK OLMUŞ

Bediüzzaman’ın mecliste okuttuğu dağıttığı beyanname üzerinden biraz müzakere etmek istiyorum. Meclis-i mebusunda dine karşı bir lakaytlık ve soğukluk görür demiştik. Garplılaşmak, Batılılaşmak manası altında işte inkılapçılık devrimcilik meseleleri buradan geliyor. Bakıyor ki (vekiller) ahireti unutmuşlar, ahiretten uzaklaşmışlar ve şairi önemsememeye başlamışlar. Ezanı, camiyi, cemaatle namazı önemsememeye başlamışlar. Bunu gördüğü için mebusların ibadete namaza müdavim olmalarının lüzumunu onlara ihtar edecek bir beyanname neşreder ve dağıtır.

İslam meclisiydi o Meclis. 1920’de İstanbul’da toplanamadığı için Ankara’da toplanan Osmanlı mebusan meclisinin devamıydı.

Bilindiği gibi daha sonra 1925-26 yıllarından başlayarak inkılaplarla ihtilallerle birlikte cumhuriyetin ruhundan dindarlık sökülüp atılıyor. Cumhuriyetin ruhundan dindar cumhuriyetin sökülüp atılabilmesi için bir unsura ihtiyaç var. Nedir o? Demokrasiden de uzaklaşmak lazım. Çünkü demokrasiyle olursa bu millet dindar cumhuriyetle devam eder. Demokrasiyi önce yerle bir ediyoruz. Meclisi kukla haline getiriyoruz. Ondan sonra istediğimizi yapmaya birer ikişer başlıyoruz. Demokratik Cumhuriyet taraftarlarıyla jakoben Cumhuriyet taraftarları arasındaki mücadele ta o günden bugüne kadar devam edip geliyor.”  

BEYANNAMENİN SUNULMASI ÇOK ÖNEMLİ

Programın ikinci konuşmacısı, Yeni Asya Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Güneş ise şunları söyledi: 

“Bediüzzaman hazretleri bu beyannameyi meclise sunması gerçekten çok önemli. İkinci Dünya Savaşı bittikten sonra dünya liderleri fikir adamları savaşın yaralarını sarmak ve yeni savaşların çıkmasını önlemek için bazı tespitler yapmışlar, tekliflerde bulunmuşlardır. Bunlar tarihte önemli konuşmalardır. Bediüzzaman Hazretlerinin konuşması ise bu yaklaşık onlarınkinden 22-23 sene öncedir. Meclis’te bir konuşma yapmış ve artık bu savaşların tekrar etmemesi savaşlardaki mağlubiyetlerimiz ve maruz kaldığımız felaketler ve bunların temel sebepleri ile ilgili hususları da tespit edecek izahlarda bulunmuştur. Yani dünya liderlerinin İkinci Dünya Savaşından sonraki yaptıkları tespitlerin esaslarını Bediüzzaman Hazretleri Birinci Dünya Savaşı’nın sonrasında yapmıştır. Eğer bu tespitler dünyada ve İslam dünyasında makes bulsaydı insanlık muhtemelen büyük felaketlere maruz kalmayacaktı. Veya daha az zarara kurtulacaklardı. 

Önemli olan kazanılan zaferi devam ettirmektir

Bilindiği gibi peygamberimiz o büyük savaş Bedir harbinden döndükten sonra ne diyor: “Şimdi küçük cihattan büyük cihada dönüyoruz.” Orada peygamberimiz çok önemlidir hususi anlatmıştır. Evet cephede savaşmak en büyük cihat gibi gözüküyor ancak bundan daha zor daha tehlikeli olan bir cihat var ki savaş bittikten sonra yapılan mücadeledir. İstiklal harbine büyük bir azim ve gayretle bu millet çoluk çocuğuyla kadını erkeğiyle, askerinden paşasına kadar hepsinin ayağa kalkmasıyla cihadıyla düşmanı mağlup etti. Ancak bütün bunlardan çok daha önemli olan kazanılan zaferi devam ettirmektir. Buradaki kazanımları muhafaza edebilmektir. Bediüzzaman Hazretleri İslamiyet’in esaslarına ve prensiplerine uygun dindar bir cumhuriyet ile bunu sağlanacağını mecliste ilan ediyor. Bir kısım yöneticilerin Batılılaşma adı altında bazı tahribatlara gireceğini orada fark ediyor. Madem Cumhuriyet kurulacak ya da halifelik hakkında farklı düşünceleriniz var. Bunların İslam’a ve halkın değerlerine uygun olması gerekiyor.

Nimet-i İlahiye bir şükür ister

Çok önemli bir husus  daha var: Ne diyor? Bu büyük savaş yani İstiklal harbini kazandınız. Muzafferiyetteki harikulade nimet-i ilahiye bir şükür ister. Evet İstiklal harbi kazanıldı karşısında şükür gerekiyor. Allah’a iman cihetinden bakıldığında bizim en basit fiillerimizin dahi %99’u Cenab-ı Hakk’a aittir. Onun emri ve iradesi ve yardımı olmadan biz elimizi dahi kaldıramayız. Aynen bu şekilde savaşlarda ne olursa olsun Cenab-ı Hakk’ın yardımı şeklindedir.

Bediüzzaman Hazretleri diyor ki Cenab-ı Hakk’ın bu yardımını unutmayalım, karşılığında bir şükür ister. Şükrün en önemlilerinden birisi de ibadetlerin özü esası olan namazdır. Bediüzzaman Hazretleri meclisteki mebusların namazdaki ihmalini görünce artık farklı bir mecraya girilmekte olduğunu görüyor. 

Bediüzzaman Hazretleri dindar bir cumhuriyet, dine saygılı bir cumhuriyetin olması gerektiğini ve yöneticilerin de bunu dikkate alması gerektiğini özellikle hatırlatıyor. Ayrıca ikinci maddede “alem-i İslam’ı sevindirdiniz mesrur ettiniz” diyor. “Onların muhabbetlerini kazandınız bunların devamı için de İslami geleneklere saygı göstermeniz gerekiyor” diyor. Biliyorsunuz dünyada tek başına ayakta kalmak mümkün değil. 

Bediüzzaman Hazretleri Batı’nın yapısı ile Doğu’nun yapısının farklı olduğuna dikkat çekiyor.  Peygamberlerin ekserisi Doğu’da gelmiştir. Yani Doğu’yu uyandıracak olan dindir. Yani insanları ikaz etmekte hakka, adalete ve medeniyete sevk etmekte en güçlü ve tesirli faktör din faktörüdür.”

Etiketler: bediüzzaman, beyanname
Okunma Sayısı: 4113
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilâl Tunç

    6.4.2023 13:55:51

    Hz. Üstâd'ın 19 Ocak 1923 târihli Beyannâme muhteviyâtı ile ilgili Meclis konuşmasının vesîkası ibrâz edilebilir mi?..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı