TBB Başkanı Feyzioğlu, Kayseri’de düzenlenen Türkiye Barolar Birliği Avukat Hakları Merkezi İç Anadolu Bölge Çalıştayı’na katıldı. Çalıştay öncesinde gazetecilere açıklama yapan Feyzioğlu, milli birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.

Feyzioğlu, Türkiye’nin 'o niye böyle dedi, bu niye böyle' dedi şeklinde gündemi değiştirecek açıklamalar yapmak yerine yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğini söyledi. Türkiye’de yabancı istihbarat örgütlerinin cirit attığını belirten Feyzioğlu, “Türkiye terör örgütlerinin katliamlara boğduğu, her tarafı düşmanlarla ve ateş çemberi ile sarılı bir durumda. Böyle bir halde milli birlik ve beraberliğimizin sağlanması, Türk milleti olarak varlığımızın sıkılaştırılması bizim bekamızla ilgili. Böyle bir durumda 78 milyon vatandaşımızı mutlaka hukukun üstünlüğü ve adalet paydasında buluşturmamız lazım. Hukukun üstünlüğü ve adalet paydasında buluşturmak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bu ülkede yaşamaktan gurur, güven ve mutluluk duymasını sağlamakla olur. Bunu ancak ve ancak hukukun üstünlüğünü tesis ederek yapabiliriz. Şu halde siyasi iktidarı ile siyasi muhalefeti ile her bir bireyi ile içeride kutuplaştırmayı artırıcı değil, içeride ortak aklı üretecek ve Türk milleti oluşumuzun altını çizecek şekilde birliktelikler sağlayarak yürümek zorundayız. Bu çerçevede ben artık birbirimizi ihanetle, düşmanlıklarla suçlamak yerine oturup doğruyu yapmamız gerektiğini söylüyorum. Elbette öncelik devleti yönetenlerden başlayarak hepimizin üstüne düşer. Siyasi iktidarın da, siyasi muhalefetin de her söylemini çok düşünerek ifade etmesi gerektiğinin altını çiziyorum.” şeklinde konuştu.

BOYDAK HOLDİNG’E OPERASYON

TBB Başkanı Feyzioğlu, Boydak Holding ve yöneticilerine düzenlenen operasyonla ilgili olarak da bunu konuşuyor olmanın yargıya güvenin dip yaptığı bir noktada olduğunu gösterdiğini söyledi. Bugünlerde Kayseri’de önemli iş adamlarının gözaltına alınmasının konuşulduğunu belirten Feyzioğlu, şunları söyledi: “Bu gündem maddesi. Çünkü yargıya güvenin şu anda maalesef dip yaptığı bir dönemdeyiz. Türkiye’de yargının tarafsızlığına, adil yargılama yapabilirliğine güven olsaydı, savcılığın yaptığı bir operasyonun böylesine tartışılması, insanların kamplara ayrılıp bir taraftan diğer tarafa ihanet suçlamalarını yapması söz konusu bile olmazdı. Demek ki hepimizin görevi ama öncelikle siyasi iktidarın görevi hakimleri ve savcıları bağımsız ve adil yargılama yapabilir hale getirmektir.” 

'ANAYASA TARTIŞMALARINDAN ÖNCE HSYK’NIN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ'

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Anayasa değişikliği öncesinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), adil yargılama yapabilir bir noktaya getirilmesi gerektiğini söyledi. Feyzioğlu, “Anayasa değişikliği tartışmasından önce HSYK’nın, yargının bağımsızlığını ve adil yargılama yapabilmesini sağlar şekilde el birliği ile değiştirmemiz, Türkiye’de düşünce özgürlüğünü güvence altına almamız, basın özgürlüğünü güvence altına almamız ve ondan sonra konuşa konuşa uzlaşarak anayasayı yapabilecek hale gelmeliyiz. Bunu yapmadığımız takdirde her türlü baskı, her türlü iç siyasi savaşmaya yönelik adım Türkiye’yi içerde kutuplaştırır. İçeride kutuplaşmış bir ülkenin dışarıya karşı birliğini sağlaması mümkün değildir. Bugün hepimizin birbirine ihtiyacı vardır. Devletin en üst makamı olan sayın Cumhurbaşkanının da 78 milyonun desteğine bu anlamda ihtiyacı vardır. Dolayısıyla kutuplaştırmak yerine kucaklaştırmayı denemesi gerekir kanaatindeyiz.” dedi.

ZAMAN’A KAYYIM ATANMASI

TBB Başkanı Feyzioğlu, Zaman gazetesine kayyım atanmasıyla ilgili bir soruyu da cevapladı.

“Yargının tarafsızlığından ve bağımsızlığından şüphe edilmiyor olsaydı, bunu sorma gereğini hissetmezdiniz.” diyen Feyzioğlu, şunları söyledi: “Ama yargının siyasi iktidar tarafından telkin ve talimatlara açık olduğu düşüncesi yaygınlaştıkça sizlerin bu soruları sorma hakkınız da oluyor. Kayyumun görevi Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre teslim aldığı şirketleri aynı verimlilik ile işletmek ve yargılamanın sonunda öyle gelişirse tekrar sahiplerine iade etmektir. Yoksa alıp da bir tavır ve politika değiştirtmek, kapısına kilit vurmak değildir. Bunların her biri soru işaretleri ile karşılanıyor. Bizim ihtiyacımız olan yargıyı hepimizin güvendiği bir hale getirelim. Ondan sonra inanın dünya hangi ciddi meseleler ile uğraşıyorsa, biz de onlarla uğraşıyor hale geleceği.”