Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bağlantısının 27 Ekim günü zaman zaman kesilmesi nedeniyle birçok adli işlemde aksama meydana geldi.
Gün içinde devam eden kesintiler nedeniyle harçlar yatırılamadığı için süresinde kararlara itirazlarını yapamayanların, hukuki haklarını da kullanamadığı öne sürüldü. UYAP'taki aksama nedeniyle işlemlerin birçoğu ertesi güne ertelendi. 28 Ekim'de ise yarım günlük mesainin ardından tatil ilan edildi.
Antalya Barosu Başkanı Alper Tunga Bacanlı, 27 Ekim günü gün boyu devam eden UYAP sorunuyla ilgili değerlendirmede bulundu. Bacanlı, UYAP'ın adliyelerdeki işlemleri kolaylaştıran bir sistem olduğunu belirterek, "Ancak her şeyde olduğu gibi, 'göç yolda düzelir' anlayışıyla altyapısını oluşturmadan bir sistemi hayata geçiriyoruz. Sonra da bu tip hadiseler, hak kayıpları olabiliyor. Mesela bir davayı temyiz edecekseniz harcını yatırmanız gerekiyor. Ama son güne kaldıysanız ve o gün de UYAP sistemindeki hatadan dolayı harcını yatıramıyorsunuz. Eğer bir avukatınız yoksa, şinizi kendiniz takip ediyorsanız hak kaybına uğramanız söz konusu" diye konuştu.
GÜNCELLEME GEREKÇESİYLE ÇALIŞMIYOR
27 Ekim günü yaşanan sıkıntının sadece o güne mahsus olmadığını da belirten Bacanlı, "Zaman zaman ya hiç çalışmadığı oluyor sistemin, veya yapılan güncellemeler sebebiyle son derece ağırlaşıyor. Bir an önce bu sorunlar aşılmalı. Çünkü biz hep adaletin yavaşlığından, yargılamaların uzun sürmesinden bahsediyoruz. Ama bunu hızlandıracak sistemi de yeterince sağlıklı bir şekilde çalıştıramıyoruz. Bu konuda gerekli altyapı çalışmalarının yapılması lazım. Orada da muhatap Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'dır" dedi.
HERKES ENDİŞE İÇİNDE
1 Kasım seçimleri öncesi UYAP sisteminde sorun yaşanmasını da değerlendiren Bacanlı, "Ülkede o kadar üzücü olay yaşanıyor ki demokratik haklara, özgürlüklere, insan haklarına aykırı o kadar ihlal yaşanıyor ki, işte bugün UYAP'taki bir arıza, saatlerin geri alınması meselesindeki yaşanan olaylar bile 'Seçimlere yönelik bir spekülatif çalışma mı yapılıyor. İşte yine bir takım yasadışı, seçimleri etkileyecek ölçüde hazırlıklar mı yapılıyor' şeklinde şüphe doğuruyor. Artık hiç kimse seçimin güvenliğinden, haber alma özgürlüğünden, medyanın, gazetelerin bağımsızlığından rahatlıkla söz edemiyor. Herkes endişe içersinde" dedi.
CEZA HUKUKUNDA GÖRMEDİĞİMİZ BİR UYGULAMA
Koza- İpek Grubu'na ve bu grubun yayın organlarına yapılan operasyonu da değerlendiren Bacanlı, soruşturmayı yürüten savcılığın talebi üzerine sulh ceza hakiminin kararıyla gruba kayyum atandığını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bir defa ceza hukuku anlamında bu zamana kadar görmediğimiz bir uygulama. Açıkçası seçimler öncesi muhalif medyaya el konulması olarak bunu nitelendiriyorum. 21 şirketten ve bir holdingten bahsediliyor. Terör örgütüne yardım edildiği konusunda iddialar var. Bir holdinge bir hakim kararıyla el koyabilmeniz için bir defa kesinleşmiş bir mahkeme kararı olması lazım. Yani bu işin bir yargılama konusu olması lazım. Yeterli safhadan geçmesi lazım. Ama seçimlere 1 hafta kala böyle bir kayyum ataması yapılıyor. Sonra da yayın odasına girilmesi suretiyle yayınlarının kesilmesine çalışılıyor. Bunları bir akıl tutulması olarak nitelendiriyorum. Gerçekten de bugün basının, medyanın özgürlüğü direkt olarak bizim haber alma özgürlüğümüzle ilintilidir. Yani bugün hoşumuza gitmeyen televizyonlara, radyolara el konulması sıkıyönetim, ihtilal dönemlerinde yaşamadığımız hadiselerdir. Demokrasi adına utanç verici gün yaşıyoruz."
DHA