Türkiye’ye "Finspy" casus yazılımını satan Alman şirketlerine soruşturma açıldı.
Münih savcılığı, Türk hükümetinin CHP milletvekillerini ve muhalifleri gözetlemek için kullandığı iddia edilen Finspy casus yazılımın üreticisi FinFisher firması ve diğer iki şirket hakkında soruşturma başlattı.
Alman şirketler ve yöneticileri, Türkiye'ye casus yazılımı ihracat izni almaksızın, Alman dış ticaret mevzuatını ihlal ederek, yasadışı yollardan satmakla suçlanıyor.
Münih savcılık sözcüsü doğruladığı soruşturmanın odağından FinFisher, FinFisher Labs ve Eleman şirketlerini yöneticileri ve çalışanları yer alıyor.
Türkiye'ye yasadışı casus yazılım satışı ilk olarak geçen yıl gündeme gelmişti. Alman Hükümeti, FinFischer'in Türkiye'ye casus yazılım satmak için ihracat izni talep etmediğini, böyle bir yazılımın satışına da izin verilmediğini açıklamasına rağmen Access Now adlı dijital sivil haklar grubu uzmanları yazılımın Türk hükümeti tarafından, muhalefete karşı kullanıldığı iddiasını bir raporla gündeme taşımıştı.
Alman basınında geniş yer bulan rapor üzerine savcılık ön inceleme başlatmıştı.
Raporda "Finspy" adlı casus yazılımın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Haziran 2017'de adalet talebiyle başlattığı yürüyüş sırasında muhalif görünümlü bir internet sitesi üzerinden devreye sokulduğu tespitine yer verilmiş, bu yolla CHP'li vekiller ile muhaliflerin telefonlarına Almanya yapımı casus yazılım yüklendiği, milletvekillerinin dinlendiği, izlendiği belirtilmişti.
Son olarak da Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Almanya (RSF), Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi (ECCHR) Sivil Hakları Birliği (GFF) ve netzpolitik.org adlı haber portalı, ihracat izni olmaksızın Türkiye'ye casus yazılım sattığı gerekçesiyle FinFish şirketi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Münih savcılığının resmen soruşturma başlatmasında Access Now'un raporu ve bu dört STK'nın kapsamlı delillere yer verdiği suç duyurusunun etkili olduğu belirtiliyor.
Yıllardır FinFisher'a karşı mücadele eden STK temsilcileri savcılık tarafından başlatılan soruşturmanın Almanya'da savunma ve yazılım şirketlerine karşı daha güçlü denetim getirilmesi yolunda büyük önem taşıdığı görüşünde.
"Şirketler hesap vermeli"
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi (ECCHR) Başkan Yardımcısı Miriam Saage-Maass ise "hedefimiz, otoriter rejimlere teknoloji satarak muhalifleri izlemelerine imkan sağlayan ve bu yolla para kazanan Avrupa şirketlerin hesap vermelerini sağlamak" dedi.
Casus yazılım ticaretini, ağır insan hakları cürümlerine verilen bir destek olarak gördüklerini söyleyen Saage-Maass, "Münih savcılığının soruşturma kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Şirketlerin Almanya'nın dış ticaret mevzuatına uymalarını sağlamak gerekiyor. Çünkü zaten bu mevzuat ile şirketlerin insan hakları ihlallerine destek olmaları ya da buna imkan sağlamalarının önlenmesi hedefleniyor" diye konuştu.
"Mahkum edilmelerini bekliyoruz"
Suç duyurusunda bulunan bir diğer STK olan Sivil Haklar Birliği'nden (GFF) Sarah Lincoln da, Alman şirketlerin ihracat izni almaksızın Türk hükümetine gözetleme yazılımları satmasının kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.
DW Türkçe'ye konuşan Lincoln, "Alman şirketinin, Türk hükümetine yazılım satması, hükümetin de muhalefeti ve gazetecileri izleyip, dinlemesi, Alman şirketlerinin yardımıyla bu insanları hapse atabilmesi kabul edilebilir bir şey değil" yorumunu yaptı.
Alman ihracat mevzuatının, baskıcı rejimlere satışların önlenmesi için yürürlükte olduğuna vurgu yapan Lincoln, "Alman şirketlerin baskıcı hükümetlerle, bu mevzuatı yok sayarak, bypas etmeye çalışarak çalışmaya devam etmesi, ticaret yapması kabul edilemez. Bu nedenle savcılığın soruşturma başlatmasından memnunuz ve şirket sorumluların mahkum edilmesini bekliyoruz" dedi.
Sivil Haklar Birliği'nden Lincoln, hükümet ve güvenlik makamlarının Finspy casus yazılımının bulaştığı cep telefonu kullanıcılarının tüm telefon görüşmelerini dinleyebildiğini, tüm yazışma ve mesajlaşmaları görüp, kişinin nerede olduğunu tespit edebildiğine dikkat çekti.