Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, “OHAL mağdurları ve Üç Dal Papatya” seminerinde Nur Ener Kılınç’a kitabının verilmeme gerekçesine, “sahiplerinin suratına çarpıyor, aynen iade ediyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Demokrat Eğitimciler Derneği’nce düzenlenen “OHAL mağdurları ve Üç Dal Papatya” seminerinde Nur Ener Kılınç’a kitabının verilmeme gerekçesine “sahiplerinin suratına çarpıyor, aynen iade ediyoruz” diyerek tepki gösterdi. Üç Dal Papatya’nın hazırlanış sürecini anlatırken “Bize gelen ve gazetede yayınladığımız mağdur mesajlarını daha kalıcı hale getirmek için bir de kitap yapalım dedik ve Üç Dal Papatya böyle doğdu” diyen Güleçyüz şöyle devam etti: “Nur bu kitabı hazırlarken onun da mağdurlar arasına gireceği aklımızın ucundan geçmezdi. Ama 1 Mart gecesi, evliliğe hazırlanan bir genç kız olarak tek başına kaldığı evini erkek polislerden oluşan terör timinden bir ekip basıyor. Rezalet buradan başlıyor. Sonra gözaltına alınıyor.
Yeni Asya fikriyatıyla terörün panzehiridir
Biz bunu öğrenince bir yanlışlık olmuştur diye düşündük. Nur’un terörle ne ilgisi var? Bir Yeni Asya mensubunun terörle ne alâkası olur? Yeni Asya, fikriyatıyla terörün panzehiridir. Yayın hayatı boyunca terörü bitirmek için mücadele etmiştir ve Nur da 3 yıldır Yeni Asya ailesinin çok sevdiğimiz bir mensubudur. Şevkle bu çalışmalara devam ederken bu talihsiz hadiseyle karşı karşıya kaldık. Nur’un tutuklanması olacak şey değil.”
Bu iddiaları şiddetle reddediyoruz
“Üç Dal Papatya kitabı Nur’un tek tek inceleyerek, doğruluğundan emin olarak derlediği hikâyelerden oluşuyor. Bunlar hayalî şeyler değil, yaşanan gerçekler. Bu kitabı çıkarma amacımız, herşeyden önce iktidar medyasının karartmaları sebebiyle bu mağduriyetlerden haberdar olmayan insanları haberdar etmek ve tarihe not düşmek. Nur’a kitabı hâlâ verilmedi. Cezaevi yönetimine bunun gerekçesini sordu. Gelen cevapta deniliyor ki, ‘N. Nur Kılınç’a ziyaretçisi tarafından getirilen Yeni Asya Neşriyat tarafından basılmış olan Üç Dal Papatya kitabının “FETÖ” örgütü suçundan tutuklu bir kişi tarafından derlenmiş olması. Derlenen bu kitabın OHAL’den sonra “FETÖ” örgütü suçundan tutuklu kişileri anlatması ve bu hikâyelerin örgüt içi birlik ve beraberliği kuvvetlendirmesi.’ Bu kararı 17.10.2017 tarihinde Cezaevi İnfaz Eğitim Kurulu Başkanlığı veriyor. Biz bu iddiaları, hem Nur, hem kitapta hikâyesi anlatılanlar hakkında şiddetle reddediyor, sahiplerinin suratına çarpıyor, aynen iade ediyoruz. Kaldı ki Adalet Bakanı daha yeni konuştu; ’Tutuklanmak suçlu olmak anlamına gelmez’ dedi. Ancak mahkemenin verebileceği bir kararı vermeye kalkışan cezaevi yönetimi hangi yetkiyle, kendisine emanet edilen insanları suçlu ilân ediyor? Bunların hukuk içinde hesabının sorulacağı günler gelecektir.”
Nur duruşmaya hazırlanıyor
Özgürlüğünden 246 gündür mahrum olan arkadaşımız Nur Ener Kılınç ailesiyle haftalık görüşlerinden birini daha gerçekleştirdi. 3. Duruşması 2 Kasım Perşembe (yarın) günü yapılacak Nur, herkesten duâ beklerken, “Kadere iman eden gam ve hüzünden emin olur” sırrınca sağlam durup metanetimi korumaya çalışıyorum” diyor. Yaklaşık 8 aydır tutuklu bulunan ve 3. duruşmasına hazırlanan Nur’dan ailesi aracılığıyla haber alabiliyoruz. Son görüşmesinden izlenimlerini ve duygularını anlatan eşi Recep Kılınç, “2 Kasım’daki 3. duruşmamızda adaletin tecelli edip eşimin özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum ve bekliyorum. Destekleriyle ve duâlarıyla bizi yalnız bırakmayan herkese, özellikle Kâzım Güleçyüz abimize ve Yeni Asya gazetesi çalışanlarına ve okurlarına çok teşekkür ediyorum” dedi.