Toplumun farklı kesimlerinden bazı siyasiler, aydınlar, yazarlar, hukukçular bir araya gelerek DEMOKRASİ VE HUKUK için “Yan yanayız, bir aradayız” çağrısı yaptı. 1000 kişinin imzaladığı metin İstanbul’da açıklandı.
OHAL'in kalkması, hukuk ve adalet güvenliğinin sağlanması çağrısı yapılan ''Yan Yanayız, Bir Aradayız'' bildirisine imza desteği hızla artıyor.
Farklı siyasî parti, ideolojik aidiyet, din, inanç, mezhep ve milliyet mensubu bazı kişiler, ortak paydada buluşmak ve güçlerini birleştirmek için topladıkları bin imzanın duyurusunu yapmak üzere bir araya geldi.
Devamını okumak için tıklayınız:
Hukuk ve demokrasi için bir aradayız
“Millet, varlığını birleşerek göstermeli”
***
Toplumun farklı kesimlerinde bin kişi “Yan yanayız, bir aradayız” diyerek ortak bir çağrı yaptı.
Aralarında siyasetçiler, yazarlar, oyuncular, akademisyenler, gazeteciler ve hukukçuların da bulunduğu bin kişinin imza metni önceki gün Taksim Point Otelde açıklandı.
“Yan yanayız, bir aradayız” çağrı metninin açıklandığı toplantıda konuşan sosyolog-yazar Oya Baydar, “Çağrımız; vicdan ve adalet aşınmasına uğratılan ülkemizde, siyasî, ideolojik, örgütsel aidiyet, inanç, kimlik farklılıklarımızı aşarak; adalet için, barış ve demokrasi için, muktedirin zulmüne karşı mazlumun hukukunu korumak için bir araya gelme çağrısıdır” dedi.
Mazlûmun hukukunu korumak için biraradayız
Point Otel’de farklı kesimlerin buluştuğu toplantıda açılış konuşmasını Oya Baydar yaptı. Baydar, “Geleceğimiz için kaygılarımızı, ülkemizin sürüklenmekte olduğu karanlığa tepkilerimizi, sulh sükûn içinde birlikte yaşama özlemimizi dile getiren “Yan yanayız, biraradayız” çağrısı, aslında 80 milyona sesleniyor. Çağrımız; vicdan ve adalet aşınmasına uğratılan ülkemizde, siyasî, ideolojik, örgütsel aidiyet, inanç, kimlik farklılıklarımızı aşarak; adalet için, barış ve demokrasi için, muktedirin zulmüne karşı mazlumun hukukunu korumak için biraraya gelme çağrısıdır. Hak ve hukukun egemen olduğu bir ülkede, cepheleşmeden, düşmanlaşmadan barış içinde yaşamayı arzulayanların ortak sesidir. Arkamızda hiçbir parti, örgüt, siyasî odak yok. “Yan yanayız, biraradayız” metninde imzası olanlar; parti/örgüt mensubiyetleriyle değil bireyler olarak buradalar” dedi.
***
İlk defa siyaset, menfaat ilişkisinin üzerine çıktı
Prof. Dr. Cihangir İslam, “Referandumda bir şey oldu yani Türkiye’nin gidişatını da adeta alt üst eden bir şey oldu. Resmî rakamlara göre yüzde 49’a yakın insan çıktı ve farklı bir şey söyledi. İlk defa siyaseti bir menfaat ilişkisinin üzerine çıkarak siyasetteki değer skalasını yükseltti. Ve kendi üzerinden ötekini kollamak, yanındakini kollamak üzerinden siyasete girişildi. Ben bu çalışmanın devam etmesini diliyorum ve bu topluluğun daha doğrusu temsilini yaptığı büyük topluluğun Türkiye’de ilk defa bir sivil Anayasa’yı çok köklü bir şekilde gündeme sokma fırsatını yakaladığını düşünüyorum ve çalışmaların devam etmesini diliyorum” diye konuştu.
***
Kötülüğe karşı iyilikle mücadele
Sağlık sorunları nedeniyle orada bulunamayan Ertuğrul Yalçınbayır’ın mesajı okundu. Yalçınbayır, “Orada bulunan sevgili dostlar. Anayasa değişikliği ile zor bir süreç başlamıştır. Her zorluğun yanında bir de kolaylıklar vardır. Bu kolaylık ülkeler ve inançtır. O doğrultuda çalışmaktır. Kötülüğe karşı iyilik, güzellikle mücadeledir. Türkiye’nin her alanda kriterlerinin yükseltilmesidir. Bilimsel ve evrensel değerlerdir. Kanun önünde eşitliğin sağlanmasıdır. İyi yönetim kurallarının ve üstün hukukun hakimiyetidir. Güçlüyüz, haklıyız yeni bir süreç başlatacağız. Zorluklar motivasyonumuzu artırıyor. Kurtuluş yakındır. Dualarım bu yöndedir” şeklinde mesaj gönderdi.
***
KHK devletine dönüştük
Eski milletvekillerinden Abdülbaki Erdoğmuş, “Türkiye yaklaşık 50 yıldır demokrasi ve uygarlık beklentisi içerisindedir. Ama geldiğimiz noktada Türkiye’de ne yazık ki istikametini, rotasını demokrasiden çevirmiş kaos ve karanlık bir ülkedir. Ne yazık ki bırakın kanun devleti olarak kalmayı, kanun devletinden geriye kalan kanun hükmünde kararnameler devletidir. Bütün bunlar hepimizin malumudur. Türkiye bir Suriye değil, İran değil, Irak değil. Türkiye farklı unsurlarıyla birlikte yaşaması bir kaderdir. Bizim birlikte olmamız bizim kaderimizdir. Dolayısıyla bu birlik ve beraberliğimizi eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi içinde ancak başarabiliriz. Adalet arayışımızı, hukukun üstünlüğü ve demokrasi yoluyla ortak paylar kabul ederek sürdürebiliriz. Ve inanıyorum ki bu ülkede etnik, inanç, din, sınıf gibi farklılıklarımızı koruyarak, bunları birlikte yaşamak için sorun yapmadan ama mücadelemizi birlikte, beraberlik içerisinde, yan yana azmimiz vardır” şeklinde konuştu.
***
Ülkemizde huzurla yaşamak istiyoruz
Konuşmasının ardından Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’le kucaklaşan HDP milletvekili Hüda Kaya ise şunları söyledi; “Acıların ve sessiz çığlığın ülkemizin her bir yanını sardığı ve bir korku toplumuna dönüştürülen yurdumuzda bütün renklerimizle, zenginliklerimizle biz bize dayatılan tekçiliğe, tek sese, tek renge karşı kendi özgün duruşlarımız, etnik kimliklerimizle bir aradayız yan yanayız. Ülkemizde huzurla, barış içinde adaletli ve sevgi dolu bir dünyada yaşamak istiyoruz” dedi.
***
Karanlıktan çıkacağız
Türkiye’nin bu karanlıktan çıkacağına inanıyorum bu inancım tam diyen Nurten Ertuğrul ise, “Milliyetçi söylemleri aslında hangi amaç ile olursa olsun insanların birliğini beraberliğini kardeşliğini yok eden bir anlayıştır yani bu söylemin olduğu yerde kardeşlik de olmaz beraberlikte olmaz. Bunun en belirgin özelliğini bu coğrafyada da görüyoruz aynı coğrafyada, aynı topraklarda yaşayan insanlar birbirlerini kırıyorlar, birbirlerini parçalıyorlar, birbirlerinden ayrışıyorlar bunun için hürriyetini tabana yaymamızın en büyük özelliği de aslında bu. Korkuyu ve bu ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi topluma yaymak, buna fırsat vermeyelim” diye konuştu.
HABER: ÜLKER YILMAZ CABA