Mart başına kıyasla günlük vak’a sayısı yüzde 500, ağır hasta sayısı yüzde 170’in üzerinde artan Türkiye’de uzmanlara göre sıkı bir kapanma gerekiyor.
Türkiye salgındaki en zorlu mücadelelerinden birini veriyor. Kademeli normalleşme adımlarının atıldığı 1 Mart’a oranla günlük vaka sayısı yüzde 547, ağır hasta sayısı yüzde 173, yeni hasta sayısı ise yüzde 351 artmış durumda. Normalleşme öncesinde 9 binlerde seyreden günlük vak’a artışı 60 binlerin üzerine çıktı. Ağır hasta sayısı 3 bini geçerken, bir süredir her gün 300’ün üzerinde kayıp veriliyor. Bu tablo, Türkiye’yi dünyada yeni vak’anın en çok görüldüğü ikinci ülke konumuna getirirken son günlerde, Türkiye’yi yeni vak’a sayısında geride bırakan tek ülke, nüfusu kendinden 16 kat fazla olan Hindistan.
Salgın artık kontrol edilemiyor
Mevcut tabloyu DW Türkçe’ye yorumlayan Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Birimi Başkanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır, “Bu tablo, salgının yönetilemediği ve artık kontrol edilemediği anlamına geliyor” cevabını veriyor. DW Türkçe’nin sorularını cevaplayan Uzm. Dr. Nesanır, Türkiye’de salgının başından beri bilimsel ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğini söyleyerek “Ülke, şu anda sağlık meslek örgütlerinin, uzmanların ve toplumun salgın yönetimine katılmamasının faturasını ödüyor” diyor. Dr. Nesanır’a göre temaslı izlemesi ve karantina süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmedi, halk için gerekli ekonomik sosyal koşulları sağlamadı, en önemlisi salgınla ilgili kararlar zamanında ve yerinde alınmadı.
***
Mart’taki hatanın bedeli ağır oldu
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, katıldığı bir televizyon programında vaka sayılarındaki artışlarda hataların etkili olduğunu belirterek, “Mart ayında çok büyük bir hata yaptık ve bedelini çok sayıda ölümle ödedik. Mart ayında 5 bin 10 binlere çıktığı zaman günlük vaka sayısı, ben şunu bekliyordum; yeni önlemler alınmalı, kısıtlamalar gelmeli derken biz tam tersini yaptık” dedi. “Aşının etkisini toplumun yüzde 70’i aşılandığında görüyoruz. Yüzde 80’e ulaşan ülkeler var. Bakanlığın sürekli tek doz aşıdan bahsetmesi son derece olumsuz bir tablo yaratıyor,” diyen Ceyhan, “İnsanlarda tek doz aşı dendiğine göre bir koruyucu özelliği vardır gibi bir algı oluşuyor. Hiç böyle bir şey yok. Ancak yüzde 20-25 koruyabiliyor. Bizim için önemli olan iki doz aşısını yaptırmış insan sayısı ve toplumdaki oranı. Henüz daha yüzde 10’unda bile değiliz” ifadelerini kullandı.