CHP Torba kanunun 23 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Bu maddeler arasında, Risale-i Nurları devlet tekeline alınan 87 maddede yer alıyor.
Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 23 maddeden 7’sinin açıkladı. Daha önce aynı kanunun 4 maddesini Anayasa Mahkemesine götürdüklerini ve bu maddelerin iptal edildiğini ve yürürlüklerinin durdurulduğunu açıklayan Hamzaçebi, düşünce ve fikir hürriyetleri ile özgürlükleri doğrudan ilgilendiren maddelerin iptalini istediklerini söyledi.
Torba Kanun’daki Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki değişikliği de götürdüklerini söyleyen Hamzaçebi, “Bu kanun 63 yıldır sorunsuz bir şekilde işliyor. Çok güzel hükümleri vardı. Elbette zamanın ihtiyaçları içerisinde bu yasada bir takım değişiklikler olmuştur. Ancak şimdi yapılan bir değişiklik var. Bu doğrudan doğruya mülkiyet hakkına müdahaledir. Fikir, düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahaledir” diye konuştu.
Değiştirilen kanunda, Fikir ve Sanat eserleri kanununda yer alan bir hükme göre memleket kültürü bakımından önemli bulunan eserler hak sahiplerinin münasip bir bedel talep hakları saklı kalmak kaydıyla koruma süresi bitiminden önce kamuya mal edilebilir” hükmünün olduğunu hatırlatan Hamzaçebi şunları söyledi:
“Ancak bunun iki şartı var. Birincisi bu eser iki yıldan beri piyasada bulunmuyor olacak. Hak sahibi veya mirasçısı da ‘Ben bu eseri yayınlamayacağım’ diyecek. Böyle bir durumda elbette aranıp da bulunmayan bir eser, bir kitap olunacağı için bu eserin piyasada bulunamamasına devletin seyirci kalması düşünülemez. Böyle bir durumda devlet bu eseri basarak vatandaşlara ulaştırabilir. Bugüne kadarki düzenleme bu şekildeydi.”
Yapılan değişikliğin bu iki şart ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Hamzaçebi, “Yani, bu eser piyasada bulunuyor. Hak sahipleri onun mirasçıları, kanunî temsilcileri ‘bu eseri basmayacağız’” demiyor, hiçbir sorun yok.
Ama devlet diyor ki, ‘Ben istediğim eseri kamuya mal edeceğim, devletleştireceğim.’ Bu düşünce özgürlüğüne, mülkiye hakkına, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınmış olan düşünce ve ifade özgürlüğü hakkına, hükümlerine açıkça aykırıdır. Devletin eserleri müsadere etmesi söz konusudur. Elbette bu eserleri müsadere edecek olan devlet, bu eserin içeriğine de karışabilir. Bir sansür uygulaması da gizli bir şekilde getirilmiş olmaktadır” diye konuştu.
Mehmet Kara / Ankara