Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, yayınladığı bir bildiri ile, bildiri imzalayan akademisyenlerin gözaltına alınmasına itiraz etti.
Kaya, "Yanlışların, yanlış araçlarla tashihi ya da tasfiyesine girişmenin sağlıksızlığına ve bu tür işgüzarlıkların daha vahim yanlışlar dizisine yol açabileceğine dikkat çekiyoruz!" dedi.
Özgür-Der'den yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Sonunda korkulan oldu ve günlerdir hararetli bir tarzda tartışılmakta olan bildiri karakola düştü! Devletin tepe noktalarından yükselen suçlamaların ardından savcılıkların harekete geçmesi neticesinde çeşitli illerde açılan soruşturmalar yetmezmiş gibi, Kocaeli Başsavcılığı’nın haklarında gözaltı kararı verdiği Kocaeli Üniversitesinde görevli 21 kişiden 14’ü bugün (Cuma) polis tarafından gözaltına alındı. Yanlışların, yanlış araçlarla tashihi ya da tasfiyesine girişmenin sağlıksızlığına ve bu tür işgüzarlıkların daha vahim yanlışlar dizisine yol açabileceğine dikkat çekiyoruz!
Hiç kuşkusuz, 11 Ocak tarihinde ‘Barış İçin Akademisyenler’ ortak imzasıyla yayınlanan ve Türkiye’nin kamuya ait ve özel muhtelif üniversitelerinden 1128 öğretim üyesi ve görevlisinin altına imza attıkları “Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiri gerek içeriği, gerek konumlanışı itibariyle vahim yanlışlar taşımaktadır.
Söz konusu bildiri öncelikle klişeleşmiş barış söylemlerini öne çıkartarak yüzleşilmesi gereken gerçekleri perdelediği gibi, Kürt illerinde süregelen çatışma olgusunun sorumluluğunu tümüyle devlete yükleyerek “devrimci halk savaşı” hülyalarıyla bölgeyi bir ateş topuna çeviren PKK’yı arkalamaktadır. (...)
Mamafih burada dile getirdiğimiz tüm bu itirazları, eleştirileri mahfuz tutarak; tutarsızlıklar manzumesi sayılması gereken bu bildiri meselesiyle ilgili olarak yargı mekanizmalarının devreye sokulmasının da tutarlı bir tavır olmayacağının altını çiziyoruz. Sonuçta tepeden tırnağa yanlışlar içerse de ortada bir bildiri, bir görüş beyanı bulunmaktadır. Haksızlık, tutarsızlık söz konusu olabilir, hatta dolaylı yollarla PKK vandalizmine arka çıkıldığı da söylenebilir ama açık bir tarzda şiddete çağrı yapıldığı ya da doğrudan şiddetin savunulduğu iddia edilemez. Dolayısıyla siyasi, vicdani, akademik açılardan kıyasıya eleştirilmeyi hak ettiklerini düşünmekle beraber ortak bir bildiri aracılığıyla görüşlerini kamuoyuyla paylaşan bu kişilerin adli takibata uğratılmasının kabul edilemez olduğunun altını çiziyoruz."
Haber Merkezi