Karar yazarı Mehmet Ocaktan Bilim ve Sanat Vakfı’na (BİSAV) atanan kayyım uygulamasını değerlendirdi.
Devletin bundan sonra kendisiyle yürümeyen her sivil toplum kuruluşuna kayyım atayabileceğini belirten Ocaktan şunları söyledi: “Maalesef bizim iktidarımız döneminde 28 Şubat’ı hatırlatan bir manzara ile karşı karşıyayız. O günlerde üniformalı toplum mühendislerine karşı adeta haykıran yazılar yazmış, yasaklara karşı özgürlükleri savunmuştuk. Bugün AK Parti’yi yönetenler de aynı özgürlük şarkısını söylemişlerdi. Ama nereden bilebilirdik ki gün gelecek geçmişte yasaklara karşı direnenler, iktidar olduklarında canımızı yakan benzer kararların altına imza atacaklar… Ama oldu işte, yıllarca “şanlı tarih” masalları anlattık, “vakıf medeniyeti” söylemleriyle yeri göğü inlettik ve sonunda her vesileyle övündüğümüz Osmanlı’nın, kılına bile dokunmadığı vakıflara dokunmak bize nasip oldu!”
Sivil alan da artık tek elde
Ocaktan, sadece otoriter devlet yapılarının, toplum mühendisliği yapma iddiasında bulunabileceğini belirterek, “Epey bir süredir yargıda işlerin hukukun üstünlüğünü dikkate alan bir hassasiyette gitmediğini, ifade özgürlüğü konusunda derin sorunlar yaşandığını, akademik özgürlüklerin kan kaybettiğini biliyoruz. Hatta sivil toplum örgütlerinin giderek devletin bir kenar süsü haline dönüştürüldüğünü de görüyoruz. Ama öyle anlaşılıyor ki devlet aygıtı, bütün sivil alanları tek elde toplayan yeni bir evreye geçmiş bulunuyor. Bilim Sanat Vakfı’na el konulmasından sonra, bütün sivil toplum kuruluşları, sivil vakıflar devletleştirilirse artık şaşırmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi