Kocatepe Camii’nde 8 Ekim’de okutulacak Bediüzzaman Mevlidine son anda izin verilmemesine gerekçe olarak tebliğ edilen yazı skandal ifadelerle dolu. Ömer Yavuzyiğitoğlu, “Bunu şiddetli bir şekilde protesto ediyor ve kabul etmiyoruz” dedi.

Kocatepe Camii’nde 8 Ekim’de okutulacak Bediüzzaman Mevlidine son anda izin vermeyen Ankara Valiliği, skandal bir gerekçeye imza attı. Ankara Temsilcimiz Mehmet Kara tarafından tebellüğ edilen yazılı metinde “...bir takım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle toplantıya katılacak grup ve şahıslara yönelik olarak bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara da neden olabileceği değerlendirilmiştir” cümlesi farklı yorumlara sebep oldu.

Arşivler buna şahit

Bu gerekçe toplumu kutuplaştırma ve bir takım mihraklarca yürütülen algı operasyonları sonucu ülkemizin getirildiği son nokta olarak yorumlandı. Gerekçeyi değerlendiren Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yavuzyiğit-oğlu şunları söyledi: “Mızrak çuvala sığmaz. Biz her kesimle medenîi münasebetler kurduk ve müsbet hareketi şiar edindik. Devletin arşivleri bu şahittir” dedi. Valiliğin Bediüzzaman Mevlidi’ne iptal gerekçesini anlamak mümkün değil, anlaşılır bir şekilde değerlendirmek de mümkün değil. Tebliğ yazısının girizgahında Üstad Bediüzzaman Said Nursi’ nin büyük bir İslam alimi olduğuna ve bununla alakalı şimdiye kadar yapılmış birçok faaliyetlerin yapıldığına atıfta bulunuluyor. İkinci paragrafta ise, “Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen gelişmeler başta olmak üzere bir takım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle toplantıya katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak bazı kesimler tarafından tepki gösterileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlen-dirilmektedir” ifadesi kullanılıyor. Bunu esas almak suretiyle OHAL ve ilgili kanunlar gerekçe gösterilerek yasaklama yapıldığı ifade ediliyor. Evvela Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz.’nin şu kesimin veya bu kesimin, şu kişinin veya bu kişinin övmesinin ya da yermesinin bu konuda hiçbir karşılığı yoktur.

Kabul etmiyoruz

“Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz bu toprakların yetiştirdiği  bir büyük mütefekkirdir. Bu dost düşman herkesin kabul ettiği bir durumdur. O sebeple bu yazının bir nevi suret-i haktan görünür vaziyette, birinci paragrafının bu şekilde ifade edilmiş olmasının altında en azından iptal gerekçesiyle bağlantı kurulabilecek bir bağ asla mümkün değildir. Yani şunu demiş oluyoruz:  Bu yazının mantığında, giriş bölümünde Üstad Hz’lerini överek, ikinci paragrafta ise müessese olarak Yeni Asya’nın 8 Ekim’de Ankara Kocatepe’de yapacağı mevlidin iptal edilme gerekçesini Yeni Asya mensuplarının yahut Yeni Asya Cemaati’nin aslında bu işin bu faaliyete yapmasının doğru bir hareket olmadığını zımnen ifade edilmeye çalışılmış. Bunu şiddetli bir şekilde protesto ediyor ve kabul etmiyoruz.

Bu hedef göstermek anlamına gelmiyor mu?

“8 Ekim de bu faaliyet olmayacaksa, bir hafta sonra 16 Ekim’de bu faaliyet olduğu takdirde tepkinin olup olmadığını tespit etmek mümkündür. Biz ilk defa bu faaliyetleri yapıyor falan değiliz. Şimdiye kadar bir çok kere bu faaliyetleri yaptık ve esasen on yıllardan beri binlerce faaliyeti olan bir grubuz. Ve şimdiye kadar asayişi ihlal edici en küçük bir hareket olmamıştır. Devletin arşivleri vardır, bilgiler devletin elindedir. Zahmet edip oralara baktıkları takdirde bunun böyle olduğunu rahatlıkla tespit edilebilirler. Bediüzzaman Mevlidi’nin iptal gerekçesini bu nedenle anlamak mümkün değildir, kabul etmek hiç mümkün değildir ve bunu tekrar söylüyoruz ve çok şiddetli bir şekilde protesto ediyoruz.

Böyle bir açıklama bir acziyet ifadesi değil mi? 

“Toplumun birliği ve dirliğini sağlayan en temel faaliyetlerden bir tanesi de mevlidlerdir. Mevlidler toplumu kaynaştıran, bir araya getiren ve muhabbeti arttıran faaliyetlerdir. Ne zamandan beri mevlidler ayrımcılığın sembolü olabiliyor. Bunu anlamak mümkün değil. Kaldı ki şimdiye kadar yapılmış bütün mevlidler toplumun bütün kesimlerinin bir araya gelmek suretiyle kaynaşmasına vesile olmuştur. Bu sene yapılması düşünülen mevlid de bunlardan birisi olacaktı. Nitekim mevlidle alakalı Emniyet’le Ankara’daki ilgili arkadaşlarımız çok yakından irtibat kurmak suretiyle bu işi götürdüler. Bunun sonucu olarak da Ankara’nın birçok  caddesinde, sokağında afişler asıldı, bildiriler dağıtıldı. Türkiye’nin birçok yerinde, hatta yurtdışından mevlide katılmak için uçak ve otobüs biletleri alındı. Otobüsler ve sair araçlar tutuldu. Mevlide 2,3 gün kala anlaşılmaz bir gerekçeyle bu mevlid iptal edildi. Diğer yandan böyle bir açıklama bir acziyet ifadesi değil midir? Bu noktada cevaplandırılması icap eden soru budur. Şayet Emniyet’in vazifesi emniyetin tesis edilmesi ise bunu ihlal edici birtakım teşebbüslere karşı gerekli tedbirleri almalıdır.”

Bu mızrak bu çuvala sığmaz

“Burada yasaklama bir tedbir midir? Bir kere daha ifade edelim; Üstad Bediüzzaman Said Nursî ile alâkalı yapılan tüm faaliyetleri hangi kesim, hangi grup, hangi cemaat yaparsa yapsın biz elbette destekleriz ve de alkışlarız. Ancak İstanbul’da bir hafta önce bir kapalı salonda yapılmış toplantı, himaye-i şahaneye mazhar olurken Ankara’da yapılan ve üstelik camide yapılmak istenen bir mevlidin şu veya bu gerekçeyle  iptal edilmesini hangi vicdana nasıl izah yapacağız? Bunun izahı mümkün müdür? Dolayısıyla biz öteden beri hakkı, adaleti, kişi hak ve hürriyetlerini savunarak gelen bir cemaatiz. Bulunduğumuz noktada da diklenmeden, ama dik durarak hizmetlerimizi, faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Ankara Kocatepe Camii’nde 8 Ekim Pazar günü yapılması düşünülen mevlidin valilik yazısında ifade edildiği gerekçelerle iptal edilmesini anlamak hiç mümkün değildir. Bu mızrak bu çuvala sığmaz.”

HABER: H. KÜBRA ÖRNEK