"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşveret imanın bir özelliğidir

18 Aralık 2018, Salı 00:32
İzmit Yeni Asya Hanım okuyucuları, ‘Risale-i Nur ışığında istişare, şura, meclis’ konulu seminer düzenledi. Seminerde konuşan Ali Ferşadoğlu, “meşveret; iman ve hürriyetin bir özelliğidir” dedi.

İzmit Yeni Asya Hanım okuyucularının düzenlediği, Ali Ferşadoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı ‘Risale-i Nur ışığında istişare, şura, meclis’ konulu seminer,  Düzce ve Gebze başta olmak üzere çevre ilçelerin yoğun katılımıyla İzmit Çamlık Vakfında gerçekleştirildi.

Üstad Bediüzzaman’dan ve Risale-i Nur’dan alıntılarla giriş yapan Ferşadoğlu, ‘Bediüzzaman sadece iddia etmez, iddia ettiklerini ispat ve izah eder. Keza, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin ortaya koyduğu meşveret sistemini, Asr-ı Saadet istişare modelini bütün boyutlarıyla ele alarak günümüze taşır. Bütün bunları, “kesbi ve Vehbi” ilimlere mazhar; manevi, sosyal, fen ilimlerinde otorite, en büyük bir müçtehid, müceddid olarak yapar’ dedi. Dünyaya gönderilişimizin ana gayesinin imtihan olduğunu, imtihan olabilmemiz için de hür olmamız gerektiğini ifade eden Ferşadoğlu, sözlerine şöyle devam etti; ‘Hürriyet, imanın özelliğidir: İnsanlar, inançlarında, düşüncelerinde hür ve serbest bırakılmıştır. Hürriyetin, hür iradenin, meşrutiyetin en birinci maddesi de, istişaredir. Yani, meşveret; iman ve hürriyetin özelliğidir. İstişare edip-etmemek ile de imtihan edilmiyor muyuz?”

‘Onların aralarındaki işleri istişare iledir’

Dinin bir imtihan, bir tecrübe olduğunun altını çizen Ferşadoğlu, “İstişare etme, yani, meseleleri bilenlerle müzakere etme, başkalarının görüşlerine saygı duyma, fikir alışverişi, fikri dayanışma içine girme veya girmeme ile de imtihan ediliriz. Zira, “Veşavirhum fil-emri/Ve işlerde onlarla istişare et” “Ve emruhum şura beynehum/Onların aralarındaki işleri, istişare iledir” âyetlerine göre farz derecesinde bir emirdir. Her şeyi imtihan endeksli düşünmeli ve yapmalıyız. Hiç şüphesiz meşveretle de imtihan edilmekteyiz. Allah için mi istişare edeceğiz, nefsimiz için mi? Haklı, doğru, isabetli olana mı destek vereceğiz, yoksa duygusal mı davranacağız” Meşvereti cemaat şuuru, fikir ve düşünce ortaklığı, şeffaflık olarak tanımlayan Ali Ferşadoğlu, “Meşveret, ferdlerden oluşan cemaatten çıkan şahs-ı mânevîdir. Başkaların, özellikle işin ehlinin fikirlerine müracaat ile danışmaktır. Farklı fikirlere saygı duymak, değer vermektir” şeklinde konuştu.

Risâle-i Nur’da şahıs yok, şahs-ı mânevî var

Bediüzzaman’nın meşveret meselesinde öncelikle, şahsiyetçiliği ele aldığını, evvela aradan kişi, şahıs, hoca, şeyh, hatta evliya, lider, ağabey, vekil, varis, halife kavramlarını çıkardığını yerine cemaat, şahs-ı mânevî, meşveret sistemi kavramlarını koyduğunu ifade eden Ferşadoğlu, ‘Bediüzzaman, “Zaman, şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Risâle-i Nur’da şahıs yok, şahs-ı mânevî var“ der ve her şeyde olduğu gibi örneklemeyi de kendi üzerinden yapar, ‘Lezzetli üzüm salkımlarının hâsiyetleri, kuru çubuğunda aranmaz. İşte ben de öyle bir kuru çubuk hükmündeyim’ der” dedi.

Yanlış da olsa istişare kararlarına sadık kalmalı

Meşveret kararlarına sadık kalmayı vurgulayan Ferşadoğlu, “Karar verilmişse, hemen uygulama safhasına geçilmeli. Tereddüt olmamalı, emin ve kararlı bir şekilde, meşveret kararları uygulanmalıdır. Şahısların değil, hakkın hatırını yüksek tutmalı. İstibdat, tahakküm, fikir ve düşünceleri baskı altına almamalı. Meşveretin aldığı kararların aksine davranışlarda bulunmak ve kararların başarısızlığı için birtakım girişimlerde bulunmak ihanettir. Meşveret bir ibadettir ve cihaddır. Ehl-i meşveret, şartlarına uyarak ve Allah rızasını gözeterek istişare, mücahede ve güzelce mücadele etmektir. Neticede galibiyet beklemek değil” ifadelerini kullandı.

Meşvereti tenkit değil, mihenge vurmak gerekir

İstişarenin alternatif düşünceleri, muhalif fikirleri zımnında barındırdığını ifade eden Ferşadoğlu, ‘Bediüzzaman der ki, “Meşveretin hüküm sürdüğü yerde bâtıl hak sûretini giymekle fikirleri aldatamaz.’ Farz-ı muhâl olarak, meşverette yanlış karar çıksa da, zamanla ortaya çıkar, ikinci bir meşverette düzeltilir. Eğer düzeltilemiyorsa, henüz ekseriyet böyle düşünmeye devam ediyor, görüşünü değiştirmeyi düşünmüyor veya o seviyeye gelmemiş demektir. İstibdat, baskı, enaniyet, iki gözle bakmak, iki kulakla işitmek, bir akılla düşünmektir. İstişare, 20 gözle bakmak, 20 kulakla işitmek, 10 akılla düşünmektir. İstişare, enaniyetini cemaatin şahs-ı mânevîsinin havuzuna atmaktır” şeklinde konuştu.

Demokrasi, şeriatın getirdiği meşverettir

Meşveret yoksa tek görüşün olduğunu, tek görüş varsa, demokrasi ve meşveretin olmadığını, zira istibdadın rey-i vahit olduğunu ifade eden Ferşadoğlu, “Geçmiş dönemlerin sosyal bağları, hayat şartları ve medeniyetin güzellikleri çok değildi ve dallanıp budaklanmamıştı. Dolayısıyla az adam, bir kral, bir padişah ve birkaç vezir işleri yürütmeye kafi gelirdi. Bir araya getiren bağlar o kadar çoğalmış, hayat şartları öylesine artmış, medeniyetin güzellikleri öylesine dallanıp budaklanmış ki, birkaç kişi devleti yönetemez. Ancak, milletin kalbi hükmünde olan meclis idare edebilir” dedi. Baskının kapalı kapıları arkasında her şeyi suiistimal ettiğini, zulmün temeli olduğunu ve insaniyeti mahvettiğini söyleyen Ferşadoğlu, ‘Meşrutiyet, padişahın, krallığın sembolik başkanlığında parlamenter sisteme, istişareye dayanır. Demokrasi, ayetlere dayanan şeriatın getirdiği meşverettir. Yani, fikirlere, düşüncelere ve ekseriyetin görüşlerine saygı göstermektir. Uhud Savaşından önce istişare heyetinin, Peygamberimizin (asm) rüyasının ve görüşünün dışında karar vermesi, gibi…’ şeklinde konuştu.

Aldanmalar meşveretle önlenebilir

Ferşadoğlu, “Üstadımız Hz. Bediüzzaman, kişilerin aldanabileceğini, aldatılabileceğini, aldatabileceğini, cemaatin, meşveretin, şuranın, meclisin aldatılmasının zor olduğunu söyler. ‘Bazen vehim ve heva ve his ve nefsin aldatıyor’ İşleri güçleri hak ve hakikati terennüm, anlamak ve anlatmak olan Nur talebeleri aldanırsa, artık çok hassas işler, siyasi cambazlıklar ve karmaşık münasebetler içerisinde bulunan siyasetçilerin nasıl aldatılabileceğini kestirmek bile zor! Bunlardan kurtulmanın yolu, işleri bir kişiye değil, şuraya, meclise, topyekün bir millete teslim etmektir’ diye konuştu.

Nuray Serim Hasbaş – Nurefşan Baki -İzmit

Etiketler: meşveret
Okunma Sayısı: 3073
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı