Kanun Hükmünde Kararnamelerle haksız yere işlerinden atıldıklarını iddia eden insanların feryatları dinmek bilmiyor.
Binlerce insanın yaşadığı mağduriyet kelimelerle anlatılamaz hale geldi. Gazetemize elektronik postayla ulaşan mağdurların sayısı her geçen gün artıyor. Mazlum ve mağdur olan herkese ayrım gözetmeksizin ses olma ilkesinde olan Yeni Asya yaşanan içler acısı hali gözler önüne seriyor.
Keşke şehit olsaydım da bunları yaşamasaydım
15 Temmuz günü devleti korumak için görevde olduğunu ifade eden öğretmen mektubunda, “Öğretmenim, Kasım 2015 tarihinde üyesi olduğum Aktif eğitim Sendikasından istifa ettim. Buna rağmen meslekten ihraç edildim. Nisan 2016 da Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmada İbadet, ticaret ve ihanet benzetmesi yaptı. O zaman sendikadan ayrılalı 6 ay olmuştu. MGK Mayıs 2016’da Terör örgütü ilan etti o zaman bu sendikanın üyesi değildim. 15 Temmuza kadar bu sendikaya bir soruşturma dahi açılmazken devletimiz 23 Temmuzda kapattığı ve o anda üye olmadığım bir sendikadan dolayı atılmak acı veriyor. 15 Temmuz gecesi başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın sokağa çıkın talimatına uyan ilk 40-50 kişiden biriyim. Keşke o gece ben de şehit olan 241 kişiden biri olsaydım da bunları yaşamasaydım. Ben ve eşim şu an FETÖ’den nefret ediyoruz. Ama nefret ettiğimiz bir örgütte üye olmaktan hem yargılanıyorum hem de mesleğimden oldum” dedi.
Sokağa çıkamıyorum
Ağlamaktan gözlerim şişti diyen bir başka öğretmen ise mektubunda şöyle diyor; “Ben 13 yıldır devlete hizmet eden ödüllü bir öğretmenim... Şu menfur günün ardından gelen ikinci dalgada açığa alınarak büyük bir şok yaşadım. Ne Bank Asya üyeliğim var ne de başka bir para himmet mevzusu sadece arkadaşımı kıramayıp 1 yıl mezkur sendikada bulunmuşluğum var zaten. 1 yıldır Türk Eğitim Sen üyesiyim. Evimiz kira, 2 çocuğum var ve borcumuz var. Gecenin ikisinde adeta beynimden vurulmuşa döndüm, ağlamaktan gözlerim şişti ve adeta yaşayan bir ceset oldum. Sokağa çıkamıyorum, zira yaşadığım sitede çalışıyordum ve çok ünlü bir öğretmendim... Ne diyeceğimi bilemiyorum isyan etmek istemiyorum”
Dilencilik mi yapayım!
Sendikaya üyelik sebebiyle işinden olan bir başka öğretmen de mektubunda şöyle diyor, “Bugüne kadar adli,idari ve halkça bir şikayete maruz kalmamış biri bir gece terörist oluvermiş.Allah büyük. 39 yaşına kadar okuma-yazma ile uğraşan biri ne ticaretten ne de beden gücüyle olan bir işten anlar. Üstelik devletçe cüzzamlı diye kapı önüne konmuş birini kim işe almaya cüret edebilir ki.Başına bela mı alsın.Yani devlet suçsuz yere bana kapısını kapatırken bütün kapıları da aslında yüzüme kapatmış oldu.Başka bir şehre gidip aileme yalan söyleyip dilencilikle mi para elde edeyim. Hırsızlığı da beceremem. Bakın şu işe ki bir din dersi öğretmeni yediği şokla nasıl konuşuyor”