Soma’daki maden faciasında ölen 301 işçinin aileleri, hukuki sürecin uzamasına tepkili. İddianame, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi, duruşma 13 Nisan'da yapılacak. Adil yargılama isteyen aileler, sanıkların hâkim önüne çıkarılacağı günü bekliyor.
Acımızdan biz kendimizi unuttuk, adalet de bizi. Sanıklar bir an önce yargılanır, acımız hafifler zannettik ama on ay geçti, ortada bir yargılama yok. Adalet olduğuna inanmıyorum, zaten geç kaldı. Eğer adalet olsaydı eşlerimiz de ölmezdi.”
Bu sözler 13 Mayıs 2014'te Soma’daki maden faciasında vefat eden 301 işçi arasında bulunan Uğur Çolak’ın eşi Duygu Çolak’a ait. Çolak dört yıldır evli olduğu madenci eşini Soma'da kaybedince iki çocuğuyla birlikte kayınpederi İsmail Çolak’ın evine sığınmış. Facianın üzerinden geçen 10 ay rağmen sanıklar halen yargı önüne çıkmadığı için acısının katlanarak arttığını söylüyor.
Soma faciasıyla ilgili iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nce geçen Cuma günü kabul edildi. İlk duruşma 13 Nisan'da yapılacak ancak aileler olayın yıldönümü yaklaşmasına rağmen hukuki sürecin uzamasından ve geç kalınmasından şikâyetçi.
“Neden bu kadar geç kalındı?”
Duygu Çolak kendisine ve çocuklarına bağlanan toplam bin 200 TL’lik aylıkla geçimini sağlamaya çalışıyor. Adalete olan güven duygusunu da yitirdiğini söylüyor:
“Olay sonrası mağdur edilmeyeceğimiz defalarca söylendi. Zaten ilk zamanlar acımızdan evimize kapanmış, dışarıyı göremiyorduk. Nasıl olsa böyle bir olayın hesabı sorulur, eşlerimizin hakları korunur dedik. Ama günler, aylar geçince gerçeği gördük, verilen sözlerin hep lafta kaldığını anladık. Ne iş, ne ev, ne de dava. Bana dünyaları verseler eşimin yerini hiçbir şey dolduramaz. Çocuklarıma babalarını kim geri getirebilir? Ben yetimlerin hakkının peşindeyim. Yetimlerin hakkını adalet önünde sormayacağım da ne yapacağım? İstenen kanun bir günde çıkıyor da bu davanın açılması ve yargılamanın başlaması neden bu kadar uzun sürüyor”
“Ev, para değil adalet istiyoruz”
Oğlunun öldüğü madende 26 yıl çalışıp emekli olan İsmail Çolak da davanın açılmasında yaşanan gecikmeyi unutulmalarına bağlıyor. Ona göre gerçek suçlular hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce adalet önünde hesap vermeli:
“Kömür, daha çok kömür baskısıyla evlatlarımız tuzağa düşürüldü ve ölümlerine neden olundu. Olaydan sonra bazı sanıklar tutuklandı. Asıl, aralarında devlet görevlilerinin de bulunduğu sorumlular kayırıldı. Üzerlerine gidilmedi, soruşturulmalarına izin verilmedi. Bu yetmezmiş gibi iddianame gitti, geldi. Biz kimseden ev, para istemedik. Adalet istedik. Olayın üzerinden 301 gün geçti. Hâlâ ortada bir yargılama yok. Soma’nın üzerini betonla kapatıp yok sayıyorlar. Hâkim önünde adilce yargılanıp hak ettikleri cezayı alırlarsa belki acımız azalır. Ama bizim acımız onların yanına gidinceye kadar dinmez.”
“Onların canı ne zaman yanacak?”
24 yaşındaki Deniz İren de, dört yıllık eşi Ferhat İren’i maden kazasında kaybetmiş. O da eşinin anıları ve iki çocuğuyla baş başa kalmış. Verilen sözlerin yerine getirilmemesine tepkili ama isteği sanıkların tatmin edici bir cezaya çarptırılması:
“Çocuklarım baba sevgisinden yoksun büyüyor ve büyümeye devam edecek. Bunun hesabını nasıl, ne zaman ödeyecekler. Çocuğum her gün babasını istiyor, niye gelmiyor diyor. Bizim canımız her gün yanıyor, sorumluların da canı yansın. Cezaevlerinde olmaları bir ceza değil. Hâkim önünde karşımıza çıksınlar, bakalım yüzümüze nasıl bakacaklar? Ağır bir cezaya çarptırılsınlar ki örnek olsun ve bir daha böyle bir olay yaşanmasın.”
“Oyalıyorlar”
Ferhat İren’in babası Selim İren ise davada yaşanan gecikmeyi seçimlere bağlıyor. Madenci ailelerinin oyalandığı inancında:
“Bize haksızlık yapılıyor. Bile bile seçimler göz önüne alınıp süreç uzatılıyor. İhmallerin, sorumsuzlukların üzeri örtbas edilmeye çalışılıyor. Eksiklikler var deniyor, tamamlanıyor ama hâlâ sanıkların yargılanmasına başlanmış değil. Biz Türkiye’nin en acılı aileleriyiz, bizim üzerimize sünger çekemezler.”
Süreç nasıl işledi?
Olayın soruşturmasını yürüten Soma Cumhuriyet Savcılığı, aralarında Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, şirket yöneticileri Akın Çelik ve Ramazan Doğru’nun da bulunduğu halen tutuklu 8 sanıkla ilgili hazırladığı fezlekeyi geçen Kasım ayında Akhisar Cumhuriyet Savcılığı’na göndermişti.
Akhisar Cumhuriyet Savcılığı iddianameyi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. Mahkeme ise tespit ettiği dört eksik madde nedeniyle iddianameyi savcılığa iade etti. Bunun üzerine savcılık iddianamenin iadesine itiraz etti. İddianame yeniden mahkemeye gönderildi. Mahkeme bu kez eksikleri iki maddeye indirdi. Bunun üzerine yeniden savcılığa dönen dosyada eksiklerin giderilmesi için çalışma yapıldı.
Yenilenen iddianame geçen hafta tekrar Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Davanın ilk duruşması 13 Nisan'da yapılacak. Tutuklu sanıklar hakkında, ölen her işçi için 20-25 yıl arası hapis isteniyor.
Haber: Turaç Top