"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

''Kadermiş'' Öyle mi? Haşa, bu söz değil doğru; Belanı istedin, Allah da verdi... Doğrusu bu'

18 Ekim 2022, Salı 00:15
MADEN FACİALARINI KADERE HAVALE EDEREK SORUMLULUKTAN SIYRILMAYA ÇALIŞAN ANLAYIŞA CEVAP, MEHMET ÂKİF’TEN...

Önce tedbir, sonra tevekkül

Âkif’in mısralarını hatırlatan Millî Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Hüseyin Çelik: “Önce en ince detayına kadar tedbir, sonra tevekkül ve takdire teslimiyet… Bizim kader anlayışımız ne yazık ki, daha çok Emevilerin ‘Cebriyeci’ kader anlayışını andırıyor.”

Tedbir bizden, takdir Allah’tan

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: “Kadere inanırız, ama önce tedbir, sonra Allah’ın takdiri. Tedbir bizden, takdir Allah’tan. Tedbir almayıp arkasından kaderle bir çerçeve çizmeye çalışırsak bu son derece yanlış olur. Üstelik istismar olur.

***

''Kadermiş'' Öyle mi?  Haşa, bu söz değil doğru; Belanı istedin, Allah da verdi...  Doğrusu bu'

Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, maden faciası ile ilgili CB Erdoğan’ın “kader” açıklamasını eleştirerek, Akif’in “‘Kadermiş’ Öyle mi? Haşa, bu söz değil doğru; Belanı istedin, Allah da verdi... Doğrusu bu” dizelerini paylaştı.

AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı görevlerinde bulunan Prof. Dr. Hüseyin Çelik bu kez Amasra’daki faciaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kader’ demesine tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Mehmet Akif Ersoy’un şiirine yer veren Çelik paylaşımında, “Önce, en ince detayına kadar tedbir, sonra tevekkül ve takdire teslimiyet… Bizim kader anlayışımız ne yazık ki, daha çok Emeviler’in “Cebriyeci” kader anlayışını andırıyor” ifadelerini kullandı.

Kadere inanırız, ama önce tedbir

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 41 madencinin vefat ettiği Amasra’ya gitti. Burada bir konuşma yapan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kader planı” sözlerine gönderme yaparak “Toplum olarak artık itiraz etme zamanı geldi. Can kayıplarına, yaralanmalara itirazımız var. Kadere hepimiz inanırız ama önce tedbir. Tedbir almayıp ihmaller sonucunda olan bu kayıpları, bu kazaları belli bir kader, takdir çerçevesinde geçiştirirseniz bu büyük hata olur. Üstelik istismar olur. Onun için hep beraber, toplum olarak artık itiraz etme zamanı geldi. İtirazımız var deme zamanı geldi. Can kayıplarına, yaralanmalara itirazımız var. Bunun bağımsız, tarafsız denetim sistemiyle üzerine gidilmesi lazım” dedi.

***

“Çalış!” dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun

Çelik’in paylaştığı şiirin tamamı şu şekilde:

VAİZ KÜRSÜDE

( Salât ü selâmdan sonra )

...................

“Kadermiş!” Öyle mi? Hâşâ, bu söz değil doğru: 

Belânı istedin, Allah da verdi... doğrusu bu. 

Talep nasılsa, tabîî, netîce öyle çıkar, 

Meşiyyetin sana zulmetmek ihtimâli mi var? 

“Çalış!” dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun, 

Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! 

Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, 

Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya! 

Bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden, 

Yorulma, öyle ya, Mevlâ ecîr-i hâsın iken! 

Yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini, 

Birer birer oku tekmîl edince defterini; 

Bütün o işleri rabbim görür; vazîfesidir... 

Yükün hafifledi... Sen şimdi doğru kahveye gir! 

Çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak... 

Hudâ vekîl-i umûrun değil mi? Keyfine bak! 

Onun hazîne-i in’âmı kendi veznendir! 

Havâle et ne kadar masrafın olursa... Verir! 

Silâhı kullanan Allah, hudûdu bekleyen O; 

Levâzımın bitivermiş, değil mi? Ekleyen O! 

Çekip kumandası altında ordu ordu melek, 

Senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek! 

Başın sıkıldı mı, kâfî senin o nazlı sesin: 

“Yetiş!” de, kendisi gelsin, ya Hızr’ı göndersin! 

Evinde hastalanan varsa, borcudur: bakacak; 

Şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak. 

Demek ki: her şeyin Allah... Yanaşman, ırgadın o; 

Çoluk çocuk O’na âid; lalan, bacın, dadın O; 

Vekîl-i harcın O; kâhyan, müdîr-i veznen O; 

Alış seninse de, mesûl olan verişten O; 

Denizde cenk olacakmış... Gemin O, kaptanın O; 

Ya ordu lâzım imiş... Askerin, kumandanın O; 

Köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı O; 

Tabîb-i âile, eczâcı... Hepsi hâsılı o. 

Ya sen nesin? Mütevekkil! Yutulmaz artık bu! 

Biraz da saygı gerektir... Ne saygısızlık bu! 

Hudâ’yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ; 

Utanmadan da tevekkül diyor bu cürete... Ha? 

.......... 

Mehmet Âkif Ersoy (1873  - 1936) 

( Safahat - Dördüncü Kitap (Fatih Kürsüsünde) - S.267-8 )

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 13579
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    18.10.2022 09:18:01

    Ya sen nesin? Mütevekkil! Yutulmaz artık bu! Biraz da saygı gerektir... Ne saygısızlık bu! Hudâ’yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ; Utanmadan da tevekkül diyor bu cürete... Ha? BAM BAM BAMMM!......

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı