Bediüzzaman Beşlemesi ve Nur Hareketi serisi kitaplarıyla tanınan İslam Yaşar, İzmir’de verdiği seminerde “İslam alemine silah değil ‘Hutbe-i Şamiye’ verilmeliydi” dedi.
Bediüzzaman Beşlemesi ve Nur Hareketi serisi kitaplarıyla tanınan Yazar İslâm Yaşar, İzmir’de verdiği “İttihad-ı İslâm ve Şahs-ı Manevî” konulu seminerde “İslâm âlemine silâh değil Hutbe-i Şamiye verilmeliydi” dedi. Konuşmasının bir bölümünü İttihad-ı İslâm kavramına ayıran İslâm Yaşar, İttihad-ı İslâm dâvâsının Asr-ı Saadetten beri var olageldiğini vurguladı.
Bediüzzaman Said Nursî’nin Eski Said döneminde takip ettiği önemli düşüncelerin başında da İttihad-ı İslâm’ın geldiğini belirten Yaşar, şunları söyledi; “Bediüzzaman; ‘Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi İttiba-i Kur’ân’dır” der bir sözünde. Adeta kendisi bir doktor gibi hastalığı teşhis eder. Rüyada bir hitabeyle kendisi daha sonra ‘Helâket ve Felâket Asrının Adamı’ sıfatını alır ve Kur’ân’a ittiba edildiği takdirde ittihad-ı İslâm gerçekleşeceğini müjdeler. Öte yandan Üstad, ‘Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı talisiz bir devletin değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi ittihat-ı İslâmdır’ diyor. İttihad-ı İslâm bir bakıma meşveret ve şûrânın neticesinde gerçekleşecek bir düşüncedir. İslâm âleminin bütün hastalıklarının teşhisi ve tedavisi Hutbe-i Şamiye’dedir. Üstad orada, ‘Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır’ der.”
İSLÂM’IN EN YÜKSEK GÜR SADÂSI RİSALE-İ NUR’DUR
Konuşmasının diğer bölümünde ise şahs-ı manevî kavramı üzerinde duran İslâm Yaşar, Şahs-ı Manevinin, ittihad-ı İslâm bahsinin mütemmimi mahiyetinde olduğunu söyledi.
“Asrın başlarında iki şahs-ı manevinin mücadelesi başlar” diyen Yaşar sözlerine şöyle devam etti: “Bunlardan birincisi insî bir şeytan gibi dalâleti terviç eden bir şahs-ı manevi, ikincisi de Risale-i Nur’un şahs-ı manevisidir. Rüyada Bir Hitabe’de Üstad Hazretlerine ‘senin de reyin var’ diyorlar. Üstad Hazretleri orada asrın hastalıklarına çözümler sunuyor. Orada hazır bulunan mebuslar diyorlar ki: ‘Ümtivar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır.’ Orada işaret edilen İslâm’ın en yüksek gür sadâsı Risale-i Nur’dur. Yüksek sesi her taraftan işitilmiştir. Üstad Hazretleri İstanbul’da İngilizlere karşı bile silâhlı mücadele yapmıyor, kitapla mücadele yapıyor ve İngilizleri korkutuyor.” İzmir / Yeni Asya