15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL döneminde tutuklananlara karşı işkence yapıldığı iddialarında artış yaşanıyor.
İşkenceye maruz kalanların yakınları ve avukatları yaşanan sıkıntıları dile getirmeye devam ediyor.
Mağdur mektuplarını köşesine taşıyan Emin Çölaşan, siyasilere seslenerek “devlet buna çare bulmalı” dedi. Ülkenin içinde bulunduğu OHAL dönemini değerlendiren Çölaşan, “ülkemizdeki son gelişmeler nedeniyle çok sayıda masum ve çaresiz insana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Darbeye, teröre bulaşan kim varsa tepesine atmaca gibi binsinler, eyvallah. Hukuk çiğnenmediği sürece kimse itiraz edemez. Ama suçsuz, günahsız, masum insanlara eziyet çektirilmesine razı olmak mümkün değildir. Devletin görevi kurunun yanında yaşı da yakmak, at iziyle it izini karıştırmak değildir” dedi. Onlarca mektup aldığını belirten Çölaşan bir tutuklunun eşinden gelen mektubu yazısında okuyucusıyla paylaştı.
Raporlar incelenmeden reddedildi
Paylaşılan mektubun sahibi şunları diyor: Ev hanımı olan eşim Nurhayat Yıldız 29 Ağustos Pazartesi günü, 14 haftalık hamile olarak Sinop’tan Samsun’a muayeneye giderken otobüs kontrolünde gözaltına alındı. Sinop adliyesine intikalin ardından suç olarak örgüt üyeliği, delil olarak da daha önce adını bile duymadığımız bir uygulama, telefonunda ByLock konuldu önümüze. Bir anda örgüt üyesi oldu eşim. Herhangi bir örgütün üyesi değilim, böyle bir program kullanmadım, telefonum burada, numaram belli dese de tutuklanarak Sinop cezaevine götürüldü. O zamana kadar da hekim kontrollerinde herhangi bir sağlık sorunu yoktu. Ancak gebeliğinin 14. haftasında cezaevi şartlarıyla tanışmak zorunda kaldı. En azından denetimli serbestlik olsun, günlük imza atsın ama gebeliği tehlikeye girmesin, iki can taşıyan bir anne demir parmaklıklar ardında kalmasın istedim. Bu gerekçe ve sağlık raporları ile yaptığımız itirazlar incelenmeden reddedildi. 6 Ekim Perşembe eşimin cezaevine girişinin 40. günü, gebeliğinin ise 19. haftası idi. Maalesef ikiz yavrularımızı kaybettik. Daha dünyaya gözlerini açmamış iki can, Sinop Cezaevi’nde 25 kişilik koğuşta yaşam mücadelesi verdi ve maalesef yenik düştü.”