Anayasa görüşmelerinde değişiklik öngören maddeler birer birer meclisten geçerken, hukukçuklar ve STK’lar meclisin kendini yok edeceği endişesiyle vekillere tarihi uyarılarda bulunuyor.
Anayasa görüşmeleri sürerken anayasa teklifindeki maddelerin sakıncalarına değinen hukukçular ve STK temsilcileri vekillerde uyarılarda bulunarak, meclisin kendi kendini yok etmek gibi bir yola girdiğini ve bu yoldan dönülmesi gerektiğini belirttiler. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Artuk Ardıçoğlu, MHP’li miletvekillerine anayasa değişikliği ile ilgili uyarılarda bulunan bir mektup gönderdi. Ardıçoğlu, AKP’nin amaçladığı devlet modeline ulaşabilmek için bugün MHP’nin desteğine ihtiyaç duyduğu, ancak gelecekte ‘hangi iktidarın, hangi maksatlar ve politikalarla kimlerin desteğine ihtiyaç duyacağının’ bugünden kestirilemeyeceği uyarısında bulundu.
Kontrolsüz güç trajedilere sebep olur
Ardıçoğlu’nun MHP’li milletvekillerine elektronik postayla gönderdiği mektupta, “Türkiye Cumhuriyeti’nin, tek bir siyasi partiye ve onun başındaki tek bir kişiye emanet edilemeyecek denli güçlü ve köklü bir devlet geleneğine sahip olduğu” belirtilerek “Bu gücün her defasında ehil kişilerce kullanılacağı güveni ile geleceğe yönelik bir sistem kurulamaz. İnsanlık tarihi, niyetlerinden bağımsız olarak kontrolsüz gücü ele geçirenlerin yarattığı trajedilerle doludur” dedi.
Varlığını tek kişiye teslim eden ilk meclis olacak
Devletin başı olma ve toplumun genelini temsil etme iddiası ile sadece tek bir siyasi partinin lideri olma gerçeği birbirini dışlayan hallerdir diyen Ardıçoğlu, “Devlet ve tek bir partinin böylesine iç içe geçtiği bir devlet modeline ancak totaliter / baskıcı rejimlerde rastlanılabilir. Devletin sahip olduğu tüm yetkilerin bir kişiye bırakılmasının, gelecek Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin serbestçe yapılmasının önünde engel olacağı aşikârdır. Meclisiniz, değişiklikleri bu haliyle kabul etmesi halinde, bir darbe olmaksızın, kendi varlığını ve yargı bağımsızlığını yürütme organı içinde tek kişiye ve tek siyasi partiye teslim eden ilk Meclis olacaktır” ifadelerini kullandı.
Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa
Meclis’te oylanan anayasa değişikliği teklifine ilişkin bir eleştiri sunan Prof. Dr. Kemal Gözler, “Anayasa Değişikliği Teklifinde önerilen hükümet sisteminin ne olduğu sorununun, aslında anayasa hukuku doktrinini oyalayacak bir ‘çerez’ olmaktan daha fazla bir değeri yoktur. Zira 10 Aralık 2016 tarihli Anayasa Değişikliği Teklifinin asıl hedefi, ‘başkanlık sistemi’ veya ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ kurmak değil, Türkiye’de bir ‘kuvvetler birliği sistemi’ kurmaktır. Değişiklik Teklifiyle, Türkiye’de yasama ve yürütme organları arasında tam bir birlik sağlanması amaçlanmaktadır. TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı gün yapılmasının nedeni budur. Cumhurbaşkanına veya TBMM’ye kendisinin ve diğerinin seçimlerini yenileme yetkisinin verilmesinin sebebi de yine budur. Amaç Cumhurbaşkanı ile TBMM’nin çoğunluğunun aynı siyasî partiden olmasının sağlanmasıdır. Bu birlik sağlandığında ise, Türkiye’de TBMM’nin Cumhurbaşkanı karşısında bir bağımsızlığı kalmayacak; TBMM onun kontrolü altına girecektir” şeklinde bir yazı kaleme aldı.
Teklif edilen asla başkanlık sistemi değildir
Gözler, “Anayasa Değişikliği Teklifi kabul edilirse, Türkiye’de yasama ve yürütme organları arasında ayrılığın ortadan kalkacağı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Cumhurbaşkanının kontrolü altına gireceği tahmin edilebilir. Bir kuvvetler ayrılığı sistemi olan başkanlık sistemini kurmak için yola çıkanların, yasama ve yürütme kuvvetlerinin Cumhurbaşkanında birleşmesi esasına dayalı bir kuvvetler birliği hükümet sistemine ulaşmış olmaları şaşırtıcıdır. Kurulması teklif edilen sisteme asla ve kat’a ‘başkanlık sistemi’ ismi verilemez; zira başkanlık sistemi sert bir kuvvetler ayrılığı sistemidir. Teklif edilen sistem, “kuvvetlerin Cumhurbaşkanında birleşmesi esasına dayalı bir kuvvetler birliği hükûmet sistemi”nden başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Siyasî kriz derinleşiyor
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 592. hafta açıklamasında, siyasetin bir alternatif üretme sanatı olduğuna dikkat çekerek, ülkeyi “başkanlık”tan başka hiçbir seçenek olmadığına ikna etmeye çalışarak yapılmak istenen şeyin, aslında halkın değil çok küçük bir iktidar zümresinin menfaatleri üzerinden kurgulandığını ortaya koyduğunu söyledi. Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi’nin okuduğu açıklamada “Yaşanan siyasal krizin, yükselen ekonomik krizle birlikte ivme kazanarak, gittikçe derinleştiğini ve ülkeyi bir toplumsal krizin eşiğine getirdiğini görmemekte ısrar eden bir iktidar mantığının esiri olmuş durumdayız” denildi.
Gündemi başkanlık sistemine sıkıştırıyorlar
Açıklamanın devamında, “Bugün sorumluluk mevkiinde olan iktidarın cevap vermesi gereken; dış siyasetten, güvenliğe, ekonomiden, hukuka, eğitime kadar onlarca hatalı politikası varken, tüm ülkenin gündemini ‘başkanlık’ sistemine sıkıştırmanın, zaten patlama noktasına gelmiş toplumsal dokuyu onarılamaz şekilde tahrip etmekten başka bir işe yaramayacağı ortadadır” denildi. Siyaset bir alternatifler üretme sanatı iken, ülkeyi ‘başkanlık’tan başka hiçbir seçenek olmadığına ikna etmeye çalışarak yapılmak istenen şeyin, aslında halkın değil çok küçük bir iktidar zümresinin menfaatleri üzerinden kurgulandığı çok açıktır” ifadelerini kullandı.