OHAL'in kalkması, hukuk ve adalet güvenliğinin sağlanması çağrısı yapılan ''Yan Yanayız, Bir Aradayız'' bildirisine imza desteği hızla artıyor.
Toplumun farklı kesimlerinden bazı siyasiler, aydınlar, yazarlar, hukukçular bir araya gelerek DEMOKRASİ VE HUKUK için “Yan yanayız, bir aradayız” çağrısı yaptı. 1000 kişinin imzaladığı metin İstanbul’da açıklandı.
Farklı siyasî parti, ideolojik aidiyet, din, inanç, mezhep ve milliyet mensubu bazı kişiler, ortak paydada buluşmak ve güçlerini birleştirmek için topladıkları bin imzanın duyurusunu yapmak üzere bir araya geldi.
Taksim’de düzenlenen basın toplantısında, şimdiye kadar ayrı durmuş kesimlerin, ortak hayatı sürdürebilmek için, ortak paydalarda buluşmaları gereği dile getirildi.
Aralarında milletvekilleri, kanaat önderleri, aydınlar, sanatçılar, yazarlar, akademisyenler, bilimi insanları ve hukukçuların da bulunduğu grup, “Yan yanayız, bir aradayız.” çağrısı yaptı
80 milyona sesleniyoruz
Toplantıda bin kişinin imza attığı ifade edilen ortak metni okuyan tiyatro oyuncusu Tilbe Saran, “Bu toprakların ortak sahibi olan bizler, ortak yaşamı kurmak, korumak, geliştirmek için, siyasî parti, ideolojik aidiyet, inanç, din, mezhep, milliyet, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin 80 milyona sesleniyoruz.” dedi. Kutuplaşmak, birbirine düşmanlaşmak, Türk-Kürt, dindar-laik, evetçi-hayırcı diye bölünmek, onlar-bunlar şeklinde ayrıştırılmak istemediklerini ifade eden Saran, şöyle konuştu: “İnancımızı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü, hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi, özgür, eşit, korkusuz, huzur içinde yaşamak; birbirimize güvenmek, dayanışmak istiyoruz. Savaşa sürüklenmekten, çatışmacı ortamdan, nefret dilinden, hukuk ihlâllerinden, haklarımızın özgürlüğümüzün kısıtlanmasından, can ve mal güvenliğimizden, toplumun vicdanını yitirmesinden, ahlâk aşınmasından, toplumsal duyarsızlıktan endişe duyuyoruz.”
OHAL’in kaldırılması istendi
Ortak metinde yer alan OHAL’in kaldırılması, adalet ve hukuk güvenliğinin sağlanması, hesap veren, anayasal, şeffaf devlet için kararlı adımlar atılması gibi talepleri dile getiren Saran, sözlerini, “Ülkemizin geleceğinden sorumlu tüm yurttaşları, farklı kanaat önderlerini, sivil girişimleri, siyasî partileri güç birliğine çağırıyoruz.” şeklinde tamamladı. Metnin okunmasının ardından eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Milletvekili Ahmet Türk, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, eski ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas ve eski milletvekili Abdülbaki Erdoğmuş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Akademisyen Yazar Cihangir İslam, Yazar Oya Baydar, Sanatçı Gülriz Sururi, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, eski MAZLUMDER Genel Başkanı ve Yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu, Gazeteci Yazar Hrant Dink’in eşi ve Hrant Dink Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rakel Dink, eski CHP Milletvekili, eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen’in de aralarında bulunduğu bazı kişiler görüşlerini dile getirerek, güçleri birleştirme çağrısında bulundu. Sağlık sorunları dolayısıyla toplantıya katılamayan Yazar Tarık Ziya Ekinci ve eski Başbakan Yardımcılarından Ertuğrul Yalçınbayır’ın mesajları da okundu.
Güçlerimizi Ortaklaştıralım
Taksim Point Otel’de, siyaset, medya, akademi, fikir ve sanat dünyasından yoğun katılımla gerçekleşen bir basın toplantısıyla açıklanan bildiride 80 milyon demokrasi için güçleri ortaklaştırmaya çağrıldı.
Bütün mağduriyetlere hayır
“Yüz binlerle kamu çalışanını, siyasetçiyi, akademisyeni, medya ve yargı mensuplarını haksız, hukuksuz keyfî tutuklamalarla tasfiye eden despotik siyasetin ürettiği bütün mağduriyetlere hayır diyoruz.”
Adalet ve hukuk güvenlİğİ
“Hukuk ihlallerine yol açan OHAL’in kaldırılmasını; toplumun her kesimine yayılan mağduriyetlere karşı adalet ve hukuk güvenliğinin vakit geçirmeksizin tesisini istiyoruz.”
KİMLİKLERİNİZLE BİR ARAYA GELİN
KHK ile görevinden ihraç edilen Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu “Türkiye çok tehlikeli bir yere geldi. Belki devlet adamları bunu umursamıyor, ama toplumun kalbi olan farklı kesimlerden, farklı kimliklerden entelektüellerin bir araya gelmesiyle tüm topluma önemli bir çağrı yapılıyor. Kimliklerinizi bırakmayın, o kimliklerinizle bir araya gelin. Farklıklar içerisinde bir arada olun, ama demokrasi deyin. Artık yeni bir çağrı yapmamız gerekiyor. Yeni bir Türkiye’yi oluşturmamız lâzım” şeklinde konuştu.
İKİ FOTOĞRAF DURUMU YANSITIYOR
Eski AİHM yargıçlarından Rıza Türmen “ Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu gösteren iki tane fotoğraf var. Biri Yüksel Caddesinde İnsan Hakları Anıtının barikatlarla ve polis kordonuyla çevrilmesi ve buraya girmenin yasaklanması. İkincisi ise, Cumhurbaşkanının AKP grubunda yaptığı konuşma, yani devletin partileşmesi. Bu iki fotoğrafı bir araya getirdiğimiz zaman Türkiye’nin genel görünümünü ortaya çıkarıyor” diye konuştu.
ORTAK AKLA İHTİYAÇ VAR
HDP Milletvekili Ahmet Türk, “Bugün önemli ve özel bir gün. Türkiye’nin sayılan insanlarının bir araya gelip demokrasiyi kalıcı hale getirmek için büyük bir çaba gösterdiğini görüyoruz. Ortak aklın ortaya çıkması sorunların demokratik yöntemlerle çözümü için ortaya koydukları bir diren bir çabadır. Türkiye’nin ortak bir akla ihtiyacı vardır” dedi.
DİNK: HEP AYRIŞTIK
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, “Sevgili Müslüman kardeşim, sevgili Hıristiyan kardeşim diyerek kucaklaşmak varken gerçekten hep ayrıştırıldık, o yüzden de kimliklerimizi öne çıkarmaya heveslendik diyerek, “Hep söylediğim bir söz vardır: Sana ne yapılmasını istiyorsan sen de öyle davran. Bana nasıl davranılmasını istiyorsam ben de öyle davranırım” diye konuştu.
İSLAM: 28 ŞUBAT DEVAM EDİYOR
Prof. Dr. Cihangir İslam, “Sanki 28 Şubat devam ediyor gibi. 28 Şubat’ın veya ara dönemlerinin özelliği nedir diye kendi kendime sorduğumda şunu görüyorum; eğer bir muktedirin emir ve buyrukları veya bir ideoloji hukukun üzerine çıkıyorsa orada bir olağanüstü dönemdesinizdir” ifadelerini kullandı.
ARTIK NİYET SORGULAMASI YAPILIYOR
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “İfade özgürlüğünden niyet sorgulamasına geldik. Bu hukuk devleti bir yana, kanun devleti bir yana, artık belki de kişinin beklentileri ve iktidarı uğruna herşey mubahtır aşamasına geldi. Bir parti devletinden çok kişi partisi ve partisi devletine, yani kişinin partisine ve devletine doğru bir gidiş söz konusu. Bu gidişin oluşturacağı tehlikeyi görebilmek için bu kadar çeşit olmak lazım. Bu çeşitlilik aslında bizim gücümüz, çünkü 16 Nisan’a kadar fazla görememiştik, belki de o nedenle anayasayı da sahiplenemedik” dedi.