Gazetemiz yazarlarımızdan İlahiyatçı Süleyman Kösmene’nin katıldığı piknik yapılan dersle başladı. Kösmene, bu yıl ülke genelinde Bediüzzaman’ın gündeme taşındığını ve “Bir Tecdit Hareketi Risale-i Nur” temalı konferans, panel ve seminerlerle halkın dikkatinin Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar’a çekildiğini ifade etti. 

Tecdit olayının, nübüvvet gibi her ikisinin, iki kudsî kurum niteliğini taşıdığını ifade eden Kösmene, “Nübüvvet vahiy kaynaklı, tecdit ve mücedditlik ise İlhami surette cereyan ediyor. Peygamberimiz’den (asm) sonra, bid’at, hurafe ve bozulmaya yüz tutan ümmetin hurafelerden arınması için her yüzyılda bir müceddid-i din gönderildi. Gelen her müceddid değişik sahalarda vazife icra etti” dedi.

Ahirzaman müceddidi Bediüzzaman Said Nursî’nin “Ben Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu dünyaya isbat edeceğim” dediğini hatırlatan Kösmene, Üstadımız, bütün dünya süper devletlerinin maddî ve manevî gayretleri ile dinin yok edilmeye çalışıldığı yıllarda; İngiliz Müstemlekât Nazırının söylediği “Bu Kur’ân, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sükûtuna çalışmalıyız” dediğini işitti, gayrete geldi. Bu sözden yola çıkarak üstad Bediüzzaman Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu dünyaya isbat etti” dedi. Hatay / Erol Sarı