ŞAM BİR DİĞER ADIYLA DİMEŞK, ÜÇ GÜNLÜK SURİYE TURUMUZUN EN SON DURAĞIYDI. EMEVİ CAMİİ, İSLÂM DÜNYASININ REFAHI İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNİ 100 YIL SONRA BİR KEZ DAHA DİNLEDİ. HUTBE-İ ŞAMİYE'Yİ BURADA DİNLEYEN ZİYARETÇİLER, ÂLEM-İ İSLÂMIN BUGÜNKÜ DURUMUNU YENİDEN DÜŞÜNDÜLER.
Şam tam bir metropol. Gerçekten büyük bir şehir. Şamlılar, "Şam'a gelen, suyunu içen mutlaka bir daha gelmek ister" diyorlar. Yani bizim İstanbul için söylediklerimizi söylüyorlar. Her halde her ülkede böyle bir şehir var diye düşünüyorum. Emeviye Camii tam 7000 metre karelik bir alanı kaplayan büyük bir kompleks. Burada Hz. Yahya'nın (as) kabri ile Ayrıca bunun yanında büyük hükümdar Selâhaddin Eyyubî'nin Türbesi, Hz. Hüseyin'in kızı Seyyide Rukiye Camii ve Türbesi ile ilk Türk Hava Şehitlerini barındıran Türk Şehitliği de burada yer alıyor. Hemen yakınında ise Sultan Baybars ile Nureddin Zengi'nin Türbeleri bulunuyor. Camiye yakın olan surların önündeki meydanda da Selâhaddin Eyyubî'nin şaha kalkmış bir at ile arkasında Haçlıları sürüklerken temsil edildiği heykeli var. Şam Mevlevihanesi, Hicaz Tren İstasyonu'nun tam karşısında yer alıyor. İstasyon şu anda restore ediliyor. Bilindiği gibi Hicaz Demiryolu Projesi'nin büyük sultan 2. Abdülhamid geliştirmişti. Proje 1 Eylül 1900 yılında başladı. Bu projeyle İstanbul ile mübarek Mekke ve Medine şehirleri birleşecek, ulaşım 120 saatte tamamlanacaktı.

(3 günlük Suriye turuna katılanlar, yeni mekânlar görmenin mutluluğu içindeler. Süleymaniye Külliyesini ziyaret eden bir grup.)
(Suriye'nin başşehrinde, ziyaret etmeye ve görmeye değer birçok eser yer alıyor. Özellikler Şiiler tarafından ziyaret edilen Seyyide Zeynep (ra) türbesi de bunlardan biri.)
En çok gözyaşı dökülen kabirlerden biri: Hz. Zeynep Türbesi
Şam'da gezilen diğer bir mekân ise Seyyide Zeynep semti. Peygamber Efendimiz'in torunu, Hz. Ali'nin kızı ve Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Hz. Zeynep'in (ra) Türbesine ev sahipliği yaptığı için bu isimle anılan semt, İran'dan ve Irak'tan gelen Şiîlerin akınına uğruyor. Kimi, tamamıyla bu semte yerleşiyor kimi yaz aylarını geçirmek üzere ev kiralıyor. Her şey, Hz. Zeynep'e daha yakın olabilmek için... Türbede her daim izdiham var. Herkes, Seyyide Zeynep'in demir parmaklıklarla çevrili kabrine dokunabilmek için çabalıyor; ama parmaklıklara sıkı sıkıya tutunanları oradan ayırmak epey güç. Gözyaşları içinde duâ ediyor, ağıtlar yakıyorlar...
(İlk Türk Hava Şehitlerinin Şam'daki kabirleri.)
(Emevi Camii'nde bir turist kafilesi. Hz. Yahya'nın mübarek başının bulunduğu türbe ilgi odağı.)
(Yeni Asya hanım okuyucuları, Hz. Yahya'nın Türbesini ziyaret ediyorlar.)
(Hz. Hüseyin'in Kerbelâ'da kesilen mübarek başı burada bekletilmiş.)
(Önemli tarihî şahsiyetlerden Selâhaddin Eyyubî'nin Türbesi önünde.)
Şam’ın MANEVî HAVASI İNSANLARI BÜYÜLÜYOR
EMEVİYE CAMİİ 100 YIL SONRA YİNE BEDİÜZZAMAN’I DİNLEDİ

Şehİr turu öğlen saatlerinde Emeviye Camii'ne varana dek devam ediyor. Emeviye Camii, şehrin en büyük, en eski ve görkemli camisidir. 705 yılında Emevi Halifesi Velid bin Abdülmelik tarafından camiye çevrilmiştir. Müslümanlar tarafından kıyamete yakın Hz. İsa'nın yeryüzüne ineceğine inanılan "ak minare" bu camiye aittir. Camide ayrıca, Hz. Yahya Peygamberin kabri ile Hz. Hüseyin'in Kerbelâ'da kesilen ve Şam'a getirilen mübarek başlarının defnedildiği ve ziyaret edildiği bölüm bulunmaktadır.
Burada öğlen namazından sonra, Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutlular, yüzlerce katılımcının eşliğinde Hutbe-i Şamiye'den bir ders yaparak, sembolik olarak 100 yıl sonra Hutbeyi yeniden okumuş oldu. Bu tarihî ana şahitlik etmek için turumuza katılan yüzlerce kişi cep telefonları ve kameralar vasıtasıyla bu ânı kayda aldı. Bu tarihî andan sonra, katılımcılar Şam'ın bu tarihî ve turistik mekânları içinde akşama kadar serbest zaman geçirdi. Daha sonra ise Şam'ın ve bölgenin en büyük restoranında akşam yemeği yenildikten sonra, meşhur Kasyon Dağından ışıklı ve muhteşem Şam manzarası izlendikten sonra, kafileler halinde gelinen yoldan geri dönülerek Gaziantep Öncüpınar sınır kapısından sabaha karşı Türkiye'ye giriş yapıldı ve böylece devasa tur organizasyonu muhteşem hatıralar ve güzelliklerle sona ermiş oldu.
ŞAM'DA OSMANLI İZLERİ

Şam'dakİ bir diğer önemli yapı da Süleymaniye Külliyesi'dir. 1554 yılında Kanunî Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan bu külliyede son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdeddin'in mezarı bulunmaktadır. Şu anda restorasyon halinde olan Külliye'ye sadece Türk ziyaretçiler alınıyor... Şam'da ziyaret ettiğimiz önemli bir mekân da Hz. Bilâl-i Habeşi'nin mezarı oldu. Öğrendiğimiz kadarıyla Şam'da 3 ayrı yerde bulunan ve Hz. Bilâl'in mezarı olduğu söylenen mekânlardan gerçek olanı bu idi. Şam'ın Kasyon Dağına yakın kısmında, İslâm Cemaati Vakfı'nın bahçesinde yer alıyor.
Kasyon Dağının eteğinde ise bir başka İslâm âliminin Muhyiddin-i Arabi'nin mezarı da ziyaret edildi. Suriye'de Osmanlı hâlâ yaşıyor desek pek de abartmış sayılmayız. Çünkü Osmanlı'nın derin izlerinin bulunduğu ülkelerden biri. Kültür Bakanlığı'nın arşivlerine göre Halep'te Süleymaniye Camii, Adiliye Camii, Hüsrev Paşa Camii ve Medresesi, Rüşdiye, Sultanî, Kurtbey Hanı, Nakkasin Hamamı, Gazale evi, Açıkbaş evi, Bab el Ferec saati gibi eserler Osmanlı'dan kalma eserler arasında. Şam'da ise Muhyiddin el Arabi Camii, Hamidiye Çarşısı, Hamidiye Kışlası, Merce Anıtı, Esad Paşa Camii, Guraba Hastanesi, Hukuk Mektebi, Murat Paşa Camii ve Süleymaniye Camii yer alıyor. Ayrıca bunların yanında Afamiya'da yer alan Sultan Yavuz Selim Kervansarayı da mutlaka sayılmalıdır…

(Şam şehri, birçok İslâm kahramanı sahabeyi ve mübarek zatları ağırlıyor. İslâmın ilk müezzini Bilal-i Habeşî'nin kabri ve türbesi de burada.)
UMUT YAVUZ / ELİF NUR KURTOĞLU-ŞAM