Bediüzzaman Hazretlerinin, 56. vefat yıldönümü münasebetiyle düzenlenen programda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen gençler Bediüzzzaman ve Risale-i Nur’u kendi pencerelerinden anlattılar.
Bediüzzaman Said NursîHazretleri, 56. vefat yıldönümü münasebetiyle, Hayrat Vakfı tarafından düzenlenen ve Küçükçekmece Belediyesinin desteğiyle Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezinde beş bin kişinin katılımıyla duâlarla anıldı.

Senegalli Abdulwadud Marega Kur’ân-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Hayrat Vakfı başkan yardımcısı Ahmet Semiz, “Aziz kardeşlerim! Bugün değil Türkiye’ye, dünyaya yayılmış olan Risale-i Nur talebeleri, Üstadlarından ve Risale-i Nurlardan aldıkları dersle asla dünyevî makam, mevki ve menfaat peşinde koşmazlar. Müsbet hareketi esas tutarlar. Asayişi netice veren iman hizmetine çalışırlar” dedi. Bangladeş’ten programa dâhil olan SAVAB Başkanı Reşidüzzaman da Risale-i Nurlardan istifade ettiklerini ve Nur talebelerinin asliyetini bozmadan hizmeti devam ettirmeleri gereği üzerinde durdu.
Üstad Bediüzzaman sinevizyonu ardından Hayrat Uluslararası Öğrenci Derneğinde eğitimlerine devam eden talebelerden Yunus Ahmed (Sudan); Said İlbodo (Burkina Faso); Hamza Talgatbek (Kırgızistan); Muhammed Hazwan (Malezya) Türkçe olarak kısa konuşmalar yaptılar.
Program sonunda Hayrat Vakfı Başkanı Hacı Hafız Said Nuri Ertürk, Mustafa Döndüren ile birlikte kısa bir konuşmanın ardından bugüne kadar okunan hatimleri, sureleri, salavatları başta Efendimiz (asm) olarak bütün büyüklere ve tüm ehl-i imana bağışladılar.

GENÇLER NE DEDİ?
Yunus Ahmed: “Bu hizmet pahasıyla beraber geldi. Ve bir takım zorluklar çekiyoruz. Bu hizmet için Üstad der ki ahir zamandaki gençler değil sadece dünyasını belki ahiretini dahi feda etmek lazımdır. O yüzden bizim için güçlü bir iman lazım. Ve Risale-i Nur’da iman hakikatlerini içine alan muhteşem bir hazinedir. Kur’an mücevherleri hep ondadır.”
Said İlbodo: “Risale-i Nur talebeleri Bediüzzaman’ın etrafında dünyalık mal ve mevki için değil, imanın kurtuluşu için saf tuttular ve bu günümüze böylece geldiler. Ve onlar Bediüzzman vefat etti ve Risale-i Nur davası bitti demediler. Bilakis şahlanıp Risale-i Nur’u Türkiye’de ve bütün kıtalarda ve Burkina Faso’da neşrettiler. İşte ben bu hizmetin bir meyvesi olarak karşınızdayım.”
Hamza Talgatbek: “İşte şu kardeşiniz de uzak bir ülkede, Kırgız diyarında O aziz üstadla tanışma ve eserlerinden istifade imkânı buldu. Hakikatleri gizleyebilirsiniz ama asla susturamazsınız. Üstadımızın yüksek sadası bize kadar ulaştı. Ne diyordu? “Ey Saidler, Ahmetler, Hamzalar…” Elhamdülillah, biz o sadaya efendim üstadım dedik ve ona talebe olmaya çalışıyoruz.”