HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerinin, sabah Ankara Tren Garı’na karanfil bırakmalarına polis ekipleri ‘olay yeri çalışmaları’ devam ettiği gerekçesiyle izin vermedi.
Aralarında CHP Milletvekili Sezgin Tanrukulu’nun da bulunduğu kalabalık, çiçek bırakmakta ısrar edince grubun etrafını saran Çevik Kuvvet polisleri biber gazı ile müdahalede bulundu. Polisin bu tavrını sloganlarla eleştiren kalabalık, bariyerleri aşmak için bir süre direndi. Polisler megafonla ‘Olay yeri incelemesi devam ettiği için içeriye alınmayacaksınız’ anonsu yaptı. Uzun çabalar sonunda kalabalık çiçekleri patlamanın olduğu yere bırakabildi.
"HER ŞEYİNİZ SIRITIYOR, SON DEMLERİNİ YAŞIYORSUNUZ"
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş elindeki çiçeklerle yaptığı açıklamada, karanfil bırakmalarına izin verilmediğini belirterek, yapılanların hiçbirinin güvenlik önlemi olmadığını, korkutma, yıldırma, sindirme ve diz çöktürme operasyonları olduğunu söyledi. “İktidar sahipleri hem de kendini muktedir zannedenler şu bilsin” diyen Demirtaş, “Ayağımızı asfalta vursak sarayınızın camları kırılır. Korkunuzun nedeni de budur. 10 milyonlarca insan bugün sizin zulmünüze karşı her yerde direniyor. Ama bittiniz, bitmediğinizi göstermeye; korktunuz, korkmadığını göstermeye; paniklediniz paniklemediğini göstermeye çalışıyorsunuz. Ama her şeyiniz sırıtıyor. Siyasi tarihinizin son demlerinizi yaşıyorsunuz. Bu ezilen halklar sizlerden kurtulacak, ülkemiz sizden kurtulacak. Biz de bunun için elimizden geleni yapacağız. AKP faşizmi diktatoryası bu topraklarda son bulacak. Şurada döktüğünüz her kanın hukuk karşısında hesabını vereceksiniz.” ifadelerini kullandı.
"NEDEN DEVLETİ SUÇLADIM?"
Demirtaş, kendilerine ‘neden ilk dakikadan itibaren devleti suçlayıp, fail gösterdiniz’ diye sorulduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Şöyle kameralarını etrafa çevrin bakın, ne demek istediğimiz çok iyi anlarsınız. Dün burada devlet yoktu. Faili ortaya çıkmamış her cinayetin katilidir devlet. Roboski’de, Suruç’ta, Diyarbakır mitingimizde de bunu yaptı. Failleri yakalamayarak, arkasındakileri çıkarmayarak bizatihi katliama imzasını atmıştır. Bu katliamın da imzacısı bunlardır."
"300 METRE ÖTEDE MİT, 500 METRE ÖTEDE İÇİŞLERİ, EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE BELEDİYE VAR"
Devletin, Bakanlar Kurulu toplantısında ‘hadi hep birlikte bir katliam yapalım’ diye karar almadığını, devletlerin cinayetleri iz bırakmamak için en sinsi şekilde işlediğini söyleyen Demirtaş, “Bizim de hiç şüphelimiz yok. Vicdanı olan herkes de biliyor ki; Ankara göbeğinde bomba patlatabilmek ancak devlet müsaadesi ile olur. Her AKP mitingine, yakın kuruluşların mitingine bir bakın; 10 sokak, 10 cadde öteden güvenlik önlemleri başlar. Ama dün burada barış isteyenler savunmasızdı, ellerinde sadece barış pankartları vardı. Rahatlıkla alçaklar buraya kadar gelebildiler, göğüslerine bomba sarılı bir şekilde. Onu koordine edenler Ankara’ya rahatlıkla getirebildikler; 300 metre ötede MİT var, 500 metre ötede İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve belediye var. Elini kolunu sallayarak buraya gelip kendilerini çok rahat şekilde patlatabildiler. Arkasındaki karanlık güçler, üstü kapatılacak şekilde açıklamalara başladılar.” dedi.
"ALÇAKLIĞIN EN ALT SEVİYESİNİ YAŞIYORLAR"
Demirtaş, kendilerini linç etmeye çalışanların farkında olduklarını belirterek, “Başbakan'ın açıklamaları dahil neredeyse bu katliamı biz planlamışız gibi TV tartışmaları, hükümet açıklamaları yapılıyor. Alçaklığın en alt seviyesini yaşıyorlar. İnsanlığını kaybetmiş durumdalar, sadece aklını değil." sözlerine yer verdi.