12 EYLÜL’ÜN ÜZERİNDEN 38 YIL GEÇTİ, AMA KURDUĞU DÜZENİN ÖZÜ DEĞİŞMEDİ.
DARBE ANAYASASI VE KANUNLARI
12 Eylül darbesini yapanlardan hayatta olanlara açılan dâvâ, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın 2015’te ölümleriyle düştü. Ama 12 Eylül’ün ürünü olan 1982 Anayasası ve seçim, partiler gibi konulardaki temel kanunlar hâlâ yürürlükte.
RESMİ İDEOLOJİYE DOKUNULMADI
Aradan geçen 38 yıl zarfında anayasada birçok değişiklik yapıldı, son olarak “başkanlık” sistemine geçildi, ama anayasanın girişiyle değiştirilemez maddelerinde ve diğer ilgili maddelerdeki resmî ideoloji dayatmasına dokunulmadı.
***
Dâvâ düştü, düzeni sürüyor
Türk demokrasi tarihinde “kara bir leke” olarak yerini alan ve izleri hâlâ temizlenemeyen 12 Eylül 1980 askerî darbesinin üzerinden 38 yıl geçti. Yargıtay, temyiz incelemesinde sanıkların vefatı dolayısıyla dâVânın düşürülmesi kararını vermişti.
Türk demokrasi tarihinde “kara bir leke” olarak yerini alan 12 Eylül 1980 askerî darbesinin üzerinden 38 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen son askerî darbesi 12 Eylül, idam, kötü muamele ve insan hakları ihlâlleri ve halen yürürlükte olan anayasasıyla zihinlerdeki yerini koruyor. nTRT radyosunda,12 Eylül sabahı İstiklâl Marşı’nın ardından çalınan Harbiye Marşı ve dönemin Genelkurmay ve Millî Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzalı Millî Güvenlik Konseyi “bir numaralı” bildirisinin okunması darbenin başlangıcı oldu. Bu bildiriyi, 5 bildiri daha izledi.
Dâvâ düşmüştü
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesince, 12 Eylül askerî darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı dâvânın, sanıkların ölmeleri dolayısıyla düşürülmesi kararlaştırılmıştı.
‘Güvenlik sorunu’
Orgeneral Evren’in darbeye ilişkin “... (TSK) Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kalmıştır.” ifadeleri dikkati çekti. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun’dan oluşan komuta kademesinin de aktif rol aldığı darbenin ana gerekçesi, “güvenlik sorunu” olarak gösterildi.
Darbeye sebep olarak ne gösterilmişti?
TBMM’nin 22 Mart 1980’de ilk turunu yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçimini, 114 tur oylama yaptığı halde darbe gününe kadar sonuçlandıramamasının da etkili olduğu süreçte, gazeteci Abdi İpekçi, Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, DİSK ve Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak, Eski Başbakan Nihat Erim, Adalet Partisi İstanbul Milletvekili İlhan Egemen Darendelioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu, MHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Ali Rıza Altınok ile eşi ve kızının öldürülmesi gibi çok sayıdaki siyasî cinayet de darbeye sebep olarak gösterildi.
Bilânço ağır
Darbe dönemi süresince milyonlarca kişinin hayatını etkileyen kararların altına imza atan cunta yönetimi, yıllarca sürecek tartışmalara yol açan kararlara imza attı. Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin dâvâda 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin “ölüm cezasına” çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi. Vatandaşlıktan 14 bin kişinin çıkarıldığı bu dönemde, yaklaşık 100 bin kişi “örgüt üyesi olma” suçundan yargılandı, 30 bin kişi ise “sakıncalı” olduğu iddiasıyla işten çıkarıldı. İşkence ve faili meçhullerin çokça yaşandığı dönemde bine yakın film yine sakıncalı bulunduğu için yasaklandı, 4 bine yakın öğretmen, çok sayıda üniversite görevlisinin işine son verildi. Yüzlerce gazeteci için de binlerce yıla varan hapis cezaları istendi.
Haber Merkezi