Derin Tarih Dergisi Şubat sayısında dünyanın beşte birine hükmeden Cengiz Han’ın liderlik sırlarını okuyucularıyla paylaşmış. Prof. Dr. Nadir Devlet’in kaleme aldığı yazıda Cengiz Han’ın karakteristik özellikleri de anlatılmış.
İşte, Cengiz Han'ın 20 liderlik sırrı:
1. Güven hediyeden kıymetlidir
2. Kim sadık, kim değil, iyi bil
3. Evde adalet, ülkede adalet
4. Disiplin olmadan güçlü sayılmazsın
5. Kurallar, kurallar, kurallar
6. Kalıcı yönetim yoksa otorite zayıflar
7. Fedakâr ve hırslı ol
8. Zaafların farkında ol
9. Duygularını kontrol te, öfkeni yen
10. Zamana güven, sabırlı ol
11. Sadakatsizliğe karşı acıması ol
12. İşbirliği ve uzlaşma kazançlı çıkarır
13. Propaganda silahtır
14. Bilgi güçtür
15. Bir bilene sor
16. Yeniliğe açık ol
17. Rakibini tanı
18. Kazanamayacağın sefere çıkma
19. İnan ki ölümsüz olasın
20. Basit yaşa, dua et
Risale-i Nur'da Cengiz Han
Cengiz ve Hülâgû fitnesi - (M. Lâtif Salihoğlu)
Resûl–i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm, nakl–i sahih–i kat'î ile ferman etmiş: "Yaklaşmakta olan bir şerden vay Arapların haline!" deyip, Cengiz ve Hülâgû’nun dehşetli fitnelerini ve Arap Devlet–i Abbasiyesini mahvedeceklerini haber vermiş.
(Mektubat, s. 104)
*
Hülâgû ve Cengiz gibi zalimlerin gaddarâne sergüzeştleri...
(Mektubat, s. 409)
*
Resâili’n–Nur’un ikinci ismine tevafukla işaret eden umum o âyetler, dehşetli asır olan Hülâgû ve Cengiz asrına dahi îma ederler.
(Şuâlar, s. 621)
*
Perde altında yine o ehl–i dalâlet fırkaları, siyaset yoluyla Hülâgu–Cengiz fitnesini İslâmların başına getirdiler. Bu fitneden hem hadis, hem Hazret–i Ali Radıyallahu Anh sarîh bir sûrette aynı tarihiyle işaret ediyorlar. Sonra bu zamanımızın fitnesi en büyük bir fitne olduğundan, hem müteaddit hadisler, hem çok işârât–ı Kur’âniye aynı tarihiyle haber veriyorlar. (Mektubat, s. 293)
Zalimlikte sınır tanımayan dede ile torun
Sadece İslâm tarihi değil, dünya tarihi ölçeğinde bakıldığında da zalimlikte emsâline, benzerine rastlanılmayan iki dehşetli imparatorun ön plâna çıktığı görülecektir. Bunlar, dede ile torun olan Cengiz Han ile Hülâgû Handır.
Hülâgû, Tului'nin (Toluy) oğlu, Cengiz'in torunudur. Cengiz'in babası ise, kim olduğu tam olarak bilinemiyor.
Hülâgû, dedesinden miras olarak devralmış olduğu zulümkârlığı en uç noktasına kadar götürmüş, hatta yer yer dedesini dahi geride bırakabilmiş bir kanlı zalimdir.
Bu iki zâlimin dehşetli fitnesinden hem âyet, hem hadis, hem de Hz. İmam–ı Ali îmâlı ve işarî bir şekilde haber veriyor. Bu haberler ise, Risâle–i Nur'un muhtelif bahislerinde zikrediliyor ve zamanımızın şeddatlarıyla da irtibatlandırılarak ehemmiyetle nazara veriliyor.
Cengiz'in orduları, önce Harzemşah, ardından Selçuklu İslâm devletini yıkarak dehşetli bir fitneye imza atarken, Hülâgû'nun kuvvetleri ise, hilâfeti de temsil eden Abbasî devletini benzeri görülmemiş bir kanlı mezâlimle yıkarak tarih sayfasından sildi.
CENGİZ HAN Kimdir?
1162–1227 yılları arasında yaşayan Cengiz Han, Moğol asıllı olup Moğolistan'da dünyaya geldi.
Daha genç yaşta iken, kabile içinde hakimiyet kurma sevdasına düştü. Bir süre göçebe hayatı yaşadı. Çok erken yaşlarda evlendi. Kabile çatışmaları esnasında hanımı Börte kaçırıldı. Dolayısıyla, Börte'nin ilk çocuğu olan Cuci'nin kimden olduğu tam olarak bilinemedi. Börte Hanımın Cuci dışında üç oğlu ve bir kızı daha oldu.
Cengiz Han, zaman içinde kabile mücadelesini kazanarak yükseldi ve 200 bin nüfuslu Moğolistan'ın hakimi oldu. Bu nüfusun 70 bini asker idi.
1206'da ise, Cengiz'in başında bulunduğu devlet büyüdü ve başka unsurları, başka toprakları da bünyesine katarak Moğol İmparatorluğuna dönüştü.
Bu tarihten sonra, Cengiz Hanın önüne hiç kimse geçemez oldu. Moğolistan'dan harekete geçen Cengiz'in orduları, önlerine gelen bütün toprakları istilâya başladı. Zamanla Çin, Rusya, Kafkasya, İran ve Anadolu dahil, Doğu, Orta ve Batı Asya'nın hemen tamamını içine alan büyük bir imparatorluk kuran Cengiz'in ordularını en fazla uğraştıran ve çoğu zaman mağlup eden şahsiyet ise, Harzemşahların lideri Celâleddin–i Mengüberdî oldu.
Ne var ki, Moğol fitnesi zaman içinde bu engeli de aştı ve Harzemşahlar ile Selçukluları kapıştırarak, Müslüman olan her iki kuvveti de kırıp hiçe indirdi.
Böylelikle, Harezm, Buhara, Semerkant, Maveraünnehir ve Horasan gibi fevkalâde temayüz etmiş bulunan büyük İslâm merkezleri işgal ve istilâya uğrayarak birer harabeye döndürüldü. Kitaplar yakıldı, yüzlerce kütüphane, mescit, medrese yıkıldı, yerlebir edildi. Katledilen Müslüman sayısı ise, bilinemeyecek, hesap edilemeyecek kadar çoktur.
Ne gariptir ki, Cengiz ve ordusu bunca tahribatı yaparken, yanına çekmiş olduğu Cafer Hoca gibi bazı din âlimlerinin nüfuzundan da istifade etti, daha doğrusu onları istediği gibi kullanarak maksadına âlet yaptı.
Haber Merkezi