Yas ve miting yetmez

Trump’ın Kudüs tahrikinden güç alan İsrail’in son katliamlarını kınayıp lânetleyen Türkiye 3 gün yas ilan edip miting yapma ve İİT ile BM Genel Kurulunu toplantıya çağırma kararı aldı, ama asıl yapılması gereken, siyasî, diplomatik ve ekonomik yaptırımlar uygulamak.

Çelişki ve tutarsızlık

Söz konusu yaptırımlarda özellikle inisiyatif alması gereken Türkiye’nin, tam tersine gerek ABD, gerekse İsrail’le ticarî ilişkilerini tamgaz devam ettiriyor olması çelişki ve tutarsızlık olarak yorumlanırken, bu durum söylemlerin inandırıcılığını da yok ediyor.

***

Tıklayınız:

Bu ikili laftan anlamaz! Yaptırım şart!

Şehit edilen Filistinli sayısı 62'ye yükseldi...

***

Lâftan anlamıyorlar... YAPTIRIM ŞART

Dünyanın en kanlı açılışını gerçekleştirerek hesabını veremeyecekleri kadar büyük bir katliâm yapan ABD ve İsrail'e tepkiler çığ gibi. Katliâmların lâfla durdurulamayacağı çağrısında bulunan âkiller; siyasî, diplomatik ve ekonomik yaptırımlar uygulansın çağrısında bulundu. EAJG Vakfı Başkanı Jaap Hamburger da, "Trump-Netanyahu ikilisinin Filistinler için bir felÂket" dedi. 

Hollanda’da faaliyet gösteren Başka Bir Yahudi Sesi (EAJG) Vakfı Başkanı Jaap Hamburger, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve bunu protesto etmek için abluka altındaki Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan Filistinlilerin şehit edilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Vakfı Başkanı Jaap Hamburger, “Trump-Netanyahu ikilisinin Filistinler için bir felâket ve Ortadoğu’da barış adına ne kaldıysa bunun için de hayatî tehlike oluşturduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Filistin’in hakkını çiğniyorlar

Hamburger, son dönemlerde Trump yönetiminde yapılan herşeyin Ortadoğu ve özellikle İsrail ile Filistin sorununda, barış ve adaletin aleyhine işlediğini belirterek, “Hatta ABD, İsrail ve Filistin arasında tarafsız arabulucu rolünü üstlenmek istemiyor ve tek taraflı İsrail’i seçerek Filistinlilerin ulusal haklarına karşı duruyor.” ifadelerini kullandı. İsrail’in fanatik milliyetçiliğinin ve ABD’nin güç şımarıklılığının etkili olduğunu kaydeden Hamburger, “Filistinliler başta olmak üzere normal insanlar büyük bedel ödüyorlar. Netanyahu, ABD büyükelçiliğinin açılışında yaptığı konuşmada, bugün gösteride silâhsız Filistinlileri öldüren İsrail askerlerini, ‘sınırları korudukları’ gerekçesi ile yüzsüzce övdü.” diye konuştu. Gösteride Filistinlilere karşı uygulanan şiddetin orantısız olduğunu vurgulayan, Filistin Hizmetler ve Araştırma Merkezi (DocP) Başkanı Sonja Zimmerman da, “Uluslar arası toplumun Filistinlilerin direnişinin meşrû olduğunu kabul etmesinin zamanı artık geldi. İsrail tarafından Filistin topraklarının işgali ve 1,5 milyon insanın Gazze’de abluka altında tutulması da yasa dışıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Onurlu direnişin bilânçosu 

Filistinli yetkililer Gazze sınırında İsrail askerlerinin ateşi sonucu en az 60 Filistinli’nin şehit olduğunu ve 2400 kişinin de yaralandığını açıkladı. Pazartesi günü gerçekleştirilen hain saldırı Gazze’de 2014’ten bu yana en kanlı gün olarak kayıtlara geçti. Son kayıplarla birlikte Mart ayı sonundan buyana devam eden sınır protestolarında şehit olan Filistinliler’in sayısı 80’i geçti. Bu süre içinde 2000’den fazla da Gazzeli yaralandı.

8 aylık bebek de şehit

KatliÂmda sınır tanımayan İsrail’in son kurbanı 8 aylık bir bebek oldu. Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin doğu sınırı yakınında 8 aylık bir bebeğin, İsrail askerlerinin attığı gaz bombalarından etkilenerek şehit olduğunu duyurdu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Leyla Enver Gandur adlı Filistinli bebeğin, İsrail askerlerinin attığı gaz bombalarını soluması sonucu şehit olduğu ifade edildi. Söz konusu bebeğin vefatıyla dün Gazze sınırında başlayan gösterilerde şehit olan Filistinlilerin sayısı 60’a yükseldi.

Tek seçenek, intifada

ABD’nin Doğu Kudüs’teki İsrail işgalini yok sayarak Kudüs’ün tamamını İsrail’in başşehri olarak tanıması ve büyükelçiliğini Tel Aviv’den buraya taşıması sonrası Ortadoğu’da gerilim yüksek. İsrail askerlerinin Gazze sınırında ABD’nin kararını protesto eden 60 Filistinliyi şehit etmesi sonrası Hamas’tan intifada çağrısı geldi. Açıklamayı, Hamas liderlerinden Halil el Haya yaptı. Haya, “Barışçıl protestolar düzenleyen insanların öldürülmesine verilecek tabiî tepki, bir Arap ve İslâmî intifada (kalkışma) olmalı” dedi. İsrail gazetesi Yedioth Ahronot’un haberine göre, Haya “Filistinlilerin Gazze ve Batı Şeria’da vereceği cevap açık olmalı. Yaşananlara karşı Gazze ve Batı Şeria’da ateşi yakmaktan başka seçenek yok” diye konuştu.

Beyaz Saray’dan ‘şaka gibi’ açıklama

Gazze Şeridi’ndeki şiddet olaylarının ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, yaşananların sorumluluğunun Gazzelilerde olduğu belirtildi. Başkan Donald Trump’ın sözcülerinden Raj Shah, Hamas’ın mevcut durumdan yararlandığını ifade etti. Sözcü şiddet olaylarının barış sürecini etkilemeyeceğini ve ABD hükümetinin uygun bir zamanda barış planını takdim edeceğini belirtti. Ayrıca ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde şiddet olaylarının bağımsız şekilde soruşturulmasına yönelik karar tasarısını da bloke etti.

Sorumlu Trump

Filistin yönetimi de Gazze Şeridi’ndeki şiddet olaylarından ABD Başkanı Donald Trump’ı sorumlu tutuyor. Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın danışmanı Abdallah Frangi Salı günü Radyo rbb-Info’ya verdiği röportajda, Filistinlilerin ölümünden Trump’ın sorumlu olduğunu söyledi. Frangi, “Ölümlerden, bölgedeki huzursuzluk ortamından ve barış sürecinin bozulmasından Trump sorumlu” diye konuştu.

HRW’den katliâm analizi

ABD’nin, Tel Aviv’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak açılışını gerçekleştirmesini protesto eden binlerce Filistinli’nin üzerine ateş açan İsrailli keskin nişancılar 60 kişiyi şehit etti. Olayın ardından İsrail sosyal medyasında troller göstericileri suçlayan paylaşımlarda bulundu. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Direktörü Kenneth Roth ise, kurumun Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu can alıcı soruyu sordu: “Soru: Nasıl oluyor da, kazılı siperlerinde ve iki tel örgü arkasında duran İsrailli keskin nişancılar, Gazze sınırındaki protestoda 55 göstericiyi öldürmelerini gerektiren ölümcül bir tehdit ile karşılaşıyor? 

Cevap: Öyle bir tehdit yok, sadece İsrailli yetkililer keskin nişancılara ne olursa olsun ateş açma emri verdi.”